Cumhuriyet… Ulus olarak varlık sebebimiz…

Cumhuriyet Bayramı… En büyük bayramımız…

Bu en büyük ulusal bayramımızı, en güçlü ve en kalabalık şekilde kutlayarak silkinmemizin vakti geldi de, geçiyor bile…

En büyük bayramımız yaklaşırken –tüm yurtseverler olarak- 28 Ekim salıdan başlayarak tüm resmi törenlere olabildiğince kalabalık bir şekilde katılmamız gerekmektedir. Yine 29 Ekim günü de bütün diğer şehirlerde olduğu gibi olanca coşkumuzla, gücümüzle, Konya’daki “Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü” ne katılarak Atatürk’ümüzü, andımızı, marşlarımızı ve değerlerimizi haykırmak için buluşmamız gerektiğini düşünmekteyim…

Cumhuriyet, bayrak ve Atatürk… Bu ulusal değerler hiçbir siyasi partinin veya sivil toplum kuruluşunun, sendikanın tekelinde değildir. Tıpkı, güzel dinimiz ve kutsal kitabımız gibi…

İşte bu yüzden bu yürüyüşü önemsiyorum…

Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar… Hiç biri, evet hiç biri bu yürüyüşte kendi flamasını açmayacak, bu yürüyüşte sadece şanlı Türk bayrağımız ile Atatürk’ümüzün posterleri yer alacak… Bir siyasi parti bayrağı veya sivil toplum kuruluşu flaması açılmaksızın yapılacak olan ve ulusal değerlerimize sahip çıkılması temalı bu yürüyüşe hiçbir aklıselim vatandaşın karşı çıkacağını düşünmüyorum…

Eğer Atatürk’ümüz ve arkadaşları sayesinde bu cumhuriyet kurulduysa ve bu cumhuriyet sayesinde bizler bugün özgürce yaşayabiliyorsak, bu cumhuriyete herkesin saygı duyma borcu vardır…

Cumhuriyete duyulan saygı da en azından böyle günlerde duyarlı davranarak, hastalık ve ölüm gibi çok elzem mazeretler dışında gösterilmelidir…

Bu yürüyüşe katılmamanın bahanesi olamaz… Bu kutlamaya gelmemenin mazereti olmaz…

“İşim vardı, gelemedim.” diyemezsiniz… Cumhuriyet olmasa ne işiniz olacaktı?

“Dersim var, gelemem.” denemez… Cumhuriyet olmasa hangi okulda okuyacaktınız?...

Dini bayramlarımız ne kadar değerliyse ve ne kadar önemliyse ulusal bayramlarımızda aynı derecede önemlidir… Dini bayramlarımızı tatil amaçlı kullanarak bayramlaşmalardan kaçanlara ve geleneklerimizi yok edenlere ne kadar karşı çıkıyorsam, ulusal bayramlarda törenlerden kaçanlara, kutlamalara ve yürüyüşlere katılmayanlara da aynı şekilde kızıyorum ve tepki gösteriyorum…

İşte bu yüzden bu yürüyüşe katılmak gereklidir…

İşte bu yüzden cumhuriyete ve kazanımlarına sahip çıkmak gereklidir…

Siz evinizde rahat ve sıcak koltuklarınızda oturun diye can veren atalarımıza hiç değilse böyle bir vefa borcunuz yok mu?...

Onlar canlarından vazgeçmişken siz bir saatinizi bu yürüyüşe ayıramayacak mısınız?

Eğer ki, cevabınız “evet” se, sizleri 29 Ekim Çarşamba günü saat 14.00’da eski adliye meydanında başlayacak “Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü” ne davet ediyorum…

Eğer atalarımızla, bizler için canlarını feda edenlerle helalleşebilmek istiyorsanız işte size fırsat… Gelin… Bu güzel ülke için, bu cumhuriyet için bir şey yapın…

Bayrağınızı alın gelin… Yürüyelim arkadaşlar…

Cumhuriyete bir adım da biz atalım… "-Kim var- diye düşünmeyelim…-Ben varım- deyip yürüyelim..."

Her kadının, her erkeğin, her çocuğun… Her bireyin bu cumhuriyete en azından saygı borcu vardır… Bu saygıyı da asgari ölçülerde gösterme yükümlüğü vardır… İşte bu asgari ölçü de bu yürüyüştür…

Gün birlik olma ve cumhuriyete, değerlerine, kazanımlarına sahip çıkma günüdür... Bu değerlerle ve cumhuriyet devrimlerine sahip çıkmak adına orada olacağım… Herkes “bu değerlerin bilincinde olmalıdır…

Bu anlamda Konya’mızda bu etkinliği düzenleyerek cumhuriyete ve kazanımlarına sahip çıkıp, saygımızı ifade etmek adına bizlere fırsat yaratan “Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü” tertip komitesine, katkı sunan, destek veren, emeği geçen herkese saygılarımı ve şükranlarımı sunuyorum…

Ulus olarak varlık sebebimiz olan en büyük bayramımızı coşkuyla kutluyorum...