Abdurrahman Hakan Pakiş
Kiminle Berabersen, O’sun!
İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Yalnız başına yaşaması, hayatını sürdürmesi, doğru yolu bulması çoğu zaman mümkün değildir. Bu yüzden insan, yaratılışı gereği dostluk ve arkadaşlığa muhtaçtır. Ancak dostluk öyle sıradan bir bağ değildir; insanın kişiliğini, düşüncesini ve davranışlarını etkileyen güçlü bir unsurdur. Nitekim atalarımız boşuna dememiştir: “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.”
Dostluğun Kıymeti
Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur:
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِق۪ينَ.
“Ey îmân edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe, 9/119).
Bu ayet, arkadaşlığın sıradan bir tercih olmadığını; insanın kimlerle yürüdüğünün onun imanını, ahlâkını ve istikametini belirlediğini açıkça gösterir. Sadıklarla beraber olmak, hem dünya hem de ahiret huzuru, mutluluğu ve kurtuluşu getirir. Çünkü insanın, beraber olduğu kimselerden etkilenmesi kaçınılmazdır.
Kötü arkadaş ise kişiyi hem dünyada hem ahirette pişmanlığa sürükler. Kur’ân’da bu pişmanlık, şu sözlerle anlatılır:
يَا وَيْلَتٰى لَيْتَن۪ي لَمْ اَتَّخِذْ فُلَانًا خَل۪يلًا.
“Vah bana, keşke falancayı dost edinmeseydim!” (Furkan, 25/28).
Ancak bu pişmanlığın hiçbir faydası olmayacaktır. Günümüzde felaket içinde yuvarlanıp gidenlerin çoğu, kötü arkadaşa kapılmaları sebebiyledir…
İyi ve Kötü Arkadaşın Misali
Fahr-i Âlem Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] arkadaşlığın insan üzerindeki tesirini çok güzel bir benzetmeyle anlatmıştır:
“İyi ve kötü arkadaşın durumu, güzel koku satanla körük çekenin durumuna benzer: Misk satan, ya sana güzel kokusundan bir miktar karşılıksız verir veya sen satın alırsın yahut (hiç değilse onunla beraber olduğun sürece) güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise, ya elbiseni yakar veya (en azından) körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.” (Buhârî, Zebâih, 31).
Bu hadis, kiminle oturup kalktığımızın, kiminle konuşup fikir paylaştığımızın ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyar. Çünkü arkadaş sadece zaman geçirdiğimiz biri değildir; o, farkında olmadan hayatımıza yön veren bir aynadır.
Gerçek Dostun Özelliği
Gerçek dost, insanın yükünü hafifleten, sıkıntısını gideren, sevincini çoğaltandır. Onun varlığı insanın gönlüne huzur verir.
Gerçek dost, yanlış yaptığında seni alkışlamaz; aksine seni uyarır. Senin menfaatini değil, hakkı gözetir. İşte bu sebeple İslâm’da dostluk, menfaat değil muhabbet, çıkar değil sadakat üzerine kuruludur.
Amasyalı Akif’in şu mısraları ne kadar da hikmetlidir:
“İş tahammül etmededir bâr-ı hukuk-ı sohbete,
Sanma kim vardır hüner teksir-i yârân etmede.”
Yani dostluk, çok sayıda arkadaş edinmekte değil; dostluğun hukukuna sabır ve vefa göstermektedir.
Modern Zamanın Yeni Dostlukları
Bugün dostluk artık yalnızca yüz yüze kurulan bir ilişki değildir. Sosyal medya platformlarında tanıdığımız, takip ettiğimiz kişiler, dinlediğimiz konuşmacılar, okuduğumuz yazarlar —hepsi bir anlamda “arkadaş çevremiz” haline gelmiştir. Dolayısıyla sadece kimlerle vakit geçirdiğimiz değil, hangi fikirlerle beslendiğimiz, hangi sesleri dinlediğimiz de bizim kimliğimizi şekillendirmektedir.
Bu nedenle dijital çağda dost seçimi, ekran üzerinden de olsa aynı ölçüde önemlidir. Çünkü insan zihnini ve kalbini kimlere açarsa, oradan bir iz kalır. Atalarımızın dediği gibi:
“Bülbül güle, karga çöplüğe götürür.”
Müslüman, kalbini çöplüğe değil güle götürecek dostlarla süslemelidir.
Dostluğun Devamlılığı
Her insanın hayatta güveneceği, sırtını dayayacağı dostlara ihtiyacı vardır. Ancak dost kazanmak kadar onu korumak da önemlidir. Küçük bir yanlış anlaşılma, büyük bir kırgınlığa dönüşmemelidir.
Bu konuda büyük bir âlimin şu sözü çok manidardır:
“Âciz insan dost kazanamayan insandır; ama daha da âciz olan, kazandığı dostu kaybedendir.”
Gerçek dostluk, uzun bir yolculuktur; sabır, vefa ve anlayış ister.
Gençlik ve Arkadaş Çevresi
Gençlik dönemi, insanın karakterinin şekillendiği, duyguların güçlü olduğu bir dönemdir. Bu çağda edinilen arkadaşlıklar, bazen ömür boyu olumlu veya olumsuz etkisini sürdürür. Bu yüzden gençlerin en fazla dikkat etmesi gereken şeylerden biri, kimlerle vakit geçirdiğidir. Çünkü kiminle yürürsen, onunla varırsın.
Dost, seni ya Allah’a yaklaştırır ya da O’ndan [celle celâlühû] uzaklaştırır. İnsanın kalbinde iman nurunu besleyen arkadaş, en büyük nimettir. Fakat insanı gaflete, israfa, günaha sürükleyen arkadaş da en büyük zarardır.
Ahiret Dostluğu
Kur’ân-ı Kerîm, dünyada kurulan dostlukların ahirette ikiye ayrılacağını haber verir:
اَلْاَخِلَّٓاءُ يَوْمَئِذٍ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ اِلَّا الْمُتَّق۪ينَ.
“O gün dostlar birbirine düşmandır, ancak takvâ sahipleri müstesna.” (Zuhruf, 43/67)
Yani dünyada Allah için kurulan dostluklar, ahirette de baki kalacak; çıkar üzerine kurulan sahte dostluklar ise düşmanlığa dönüşecektir.
Bu yüzden bir Müslüman’ın dostluğu Allah için olmalı, dostluğu da Allah rızasıyla korunmalıdır. Çünkü ahirette bizi kurtaracak olanlar, dünyada bizi Hakk’a çağıranlardır.
Dostun Rengi Sana Sürer
Dostluk, insanın aynasıdır. Kiminle vakit geçiriyorsak, onun huyundan, sözünden, tarzından ister istemez bir pay alırız. Bu yüzden hayatımızdaki dostlukları yeniden gözden geçirmek, belki de en büyük manevi yenilenmedir.
Nihayetinde
Gerçek dost, seni eğlenceye değil düşünceye, gaflete değil hikmete, dünyaya değil ahirete çağırandır.
Zira kiminle berabersen, O’sun.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.