Ahmet Köylü

Ahmet Köylü

Evvel Refik, Bad’el Tarik

Evvel Refik, Bad’el Tarik

“Yoldan önce yoldaş” demiş büyükler. Bu söz, sadece bir öğüt değil, hayatın her aşamasında bize yol gösteren bir hakikattir. İnsan, hayatta yürüdüğü yolda birçok zorlukla karşılaşır, farklı sınavlardan geçer. Ancak bu yolculuğu anlamlı kılan, yol kadar o yolda size eşlik eden yoldaşlardır. Zor zamanlarda yanımızda saf tutanları unutmayan, son nefese kadar ahde vefa taşıyan insanlar, bu ilkeyi hayatlarının merkezine koymuşlardır. Yeri gelmiş, kendilerine taş atanlara bile gül atmayı bilmişlerdir. Çünkü onlar bilirler ki vefa, insanın hem Rabbi’ne hem de insanlara karşı duyduğu en derin sorumluluktur.

Ancak günümüzde, özellikle muhafazakâr camiada büyük bir yozlaşma gözlemlenmektedir. Bir zamanlar dava şuuruyla hareket eden insanlar, zamanla bu şuuru yitirmiş; elitizm ve narsizm bataklığına saplanmışlardır. Kimi zaman makamların, kimi zaman başarıların efsununa kapılıp yoldaşlarını unutan kişiler, ne yazık ki bu yozlaşmanın en açık örneklerini sergilemektedir. Öyle bir noktaya gelindi ki artık ne dava kalmış ne de dava adamları. Bu durum, insanın içinde bulunduğu manevi boşluğun ve ahlaki erozyonun en acı göstergelerindendir.

koylu.jpeg

Beraber yola revan olunan, yoldaş olarak bilinen insanların aslında yoldaş olmadığını tecrübe etmek ise insana en büyük yaralardan birini açar. Hayatın zor virajlarında yalnız bırakılmak, bir zamanlar “yoldaş” dediğiniz kişilerin sırtını dönmesi, insanın yüreğini dağlayan bir durumdur. Keşke insanlar, geldikleri makamların ve ulaştıkları başarıların efsununa kapılmayıp, o makamlara ve başarılara kimlerin yoldaşlığı sayesinde ulaştıklarını unutmamayı öğrenebilseler… İşte vefa kavramı tam da burada devreye girer.

Vefa, yalnızca yolun değil, yoldaşların da hakkını vermektir. Çünkü yola revan olunan yoldaşlar, insana emanettir. Yoldaşlarla yaşanılan güzelliklere zarar vermek, onları yarı yolda yalnız bırakmak büyük bir vebaldir. İnsan, sadece sefa zamanı değil, cefa zamanı da yoldaşlarının yanında olmalıdır. Hele ki o yoldaşlar sizin için bedel ödemişse, sizi zor anlarda desteklemişse, onlara sırt dönmek affedilemez bir vefasızlık olacaktır. Bu vebal, yarı yolda bırakana yeter de artar.

Mevlânâ Celaleddin Rûmî Hazretleri, bu noktada ne güzel buyurmuş:

“Kiminle yola çıktığına dikkat et; çünkü yol, yoldaşla kolaylaşır.”

Bu söz, yoldaş seçiminin önemini açık bir şekilde ortaya koyar. Gerçek yoldaş, sizi sadece keyifli zamanlarda değil, çetin virajlarda da yalnız bırakmayan kişidir. Böyle bir yoldaş, size hem destek hem de yol gösteren bir rehber olur. Yoldaşlık, yalnızca fiziki bir beraberlik değildir; ruhların ortak bir hedefte buluşmasıdır.

Ancak yoldaşlık tek taraflı bir bağ değildir. Yoldaşınızın size olan desteğine, fedakârlığına ve emeğine karşılık, sizin de vefa göstermeniz gerekir. Çünkü vefa, sadece bir ahlaki erdem değil, aynı zamanda insan olmanın ve kulluğun da temelidir. El-Hâc Muzaffer Ozak K.S. Hazretleri bu gerçeği şu sözleriyle ne güzel ifade etmiştir:

“Vefa, kulluğun özü, insan olmanın şerefidir.”

“Vefasızlık, gönlün karanlığıdır. İnsan, vefası kadar insandır.”

Günümüzde, ne yazık ki vefanın bu derin anlamını yitirdiğini görmekteyiz. İnsanlar, kısa vadeli çıkarlar ve dünya nimetleri uğruna yoldaşlarını terk etmekten çekinmiyorlar. Halbuki gerçek başarı, yalnızca bir hedefe ulaşmak değil, o hedefe nasıl ve kiminle ulaşıldığını unutmamaktır. Birlikte yürüdüğünüz insanların haklarını gözetmek, onların size olan emeklerini ve fedakârlıklarını hatırlamak, insana yakışan bir davranıştır.

Hayat yolunda yoldaşlarımıza vefalı olmak, hem insani hem de manevi bir borçtur. Çünkü yol yalnız yürünmez. Yolun zorluklarını ve güzelliklerini paylaşmak, bu yolculuğu anlamlı kılar. Mevlânâ’nın işaret ettiği gibi, yol ancak yoldaşla kolaylaşır. Bu yüzden yoldaşlarımıza sadık olmalı, onları yarı yolda bırakmamalı ve onların bizim için verdikleri emeği asla unutmamalıyız.

O halde hepimiz şu düsturla hareket etmeliyiz: Yoldaşlarımıza vefa gösterelim ki yolumuz bereketlensin. Çünkü yol, yalnızca bir hedefe ulaşmak için değil, aynı zamanda gönül bağlarını güçlendirmek ve insan olmanın hakkını vermek için vardır. Yolun ve yoldaşın kıymetini bilmek, insanı insan yapan en büyük erdemlerden biridir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Köylü Arşivi
SON YAZILAR