Erol Sunat

Erol Sunat

SAHURA KADAR SÜREN MUHABBETLERİ ÖZLEMEDİNİZ Mİ?

SAHURA KADAR SÜREN MUHABBETLERİ ÖZLEMEDİNİZ Mİ?

Ne demişti, rahmetli Yahya Kemal, “ Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer!” Bu Ramazan ayında da yaptığımız bu.

Konya'da Ramazan ayını, iftarları, sahurları, teravihleri ve rengarenk Ramazan gecelerini anlatmakla bitmez.

Sahura kadar süren muhabbetleri özlemediniz mi?

İftar mekanları, iftar sonrası arkadaşlarınızla sohbet edebileceğiniz kapalı ve açık mekanlar açısından da oldukça zengindir Konya.

Kültür zengini bir şehrin, zenginliğini bir kaç satırla anlatmak kolay mı?

Ramazan atışmalarıyla, kavgalarıyla, oruca sığınmalarla, fırınlardaki pide muhabbetlerinde çıkan kavgalarla, sigarasızlığın verdiği baş dönmesiyle evlerde kırmadık kalp bırakmayanların hikayeleri ne biter ne tükenir.

Bir zamanlar, oruç tutmayanları kabullenemeyen, anlamak istemeyen, sert tepkiler veren bir şehirdi Konya. 

Zaman içerisinde yanından elinde yada ağzında sigara ile geçene aldırmamanın hoşgörüsünü kazandı. Maile lokantada yemek yiyen insanlara dönüp bakmıyor bile.

Lokantalarda dolu, camilerde. Yani geçtiğimiz yıla kadar öyleydi.

Hoşgörü şehri çok uzun bir süre direndiği bir çok şeyden  hoşgörü adına, anlayış güzelliği adına feragat etmiş durumda.

Ramazanın en büyük özelliği hele hele ilk günlerin asık suratlı insanlarının aramadığınız kadar çok olmasıydı. Olsun-varsın, Korona başladı başlayalı biz o asık suratları, aksi sözleri dahi özledik diyen elini kaldırsın!

 

KONYA'DA RAMAZAN'IN İLK GÜNLERİNDE NEREDEYSE HİÇ BİR ÇARK DÖNMEZ.

Ticaret yapmak isteyenler için, iş takibi için koşanlar için, alacak-verecek meseleleri için mesela Ramazan'ın ilk haftası Konya'da iyi bir seçim değildir.

Eli boş dönmek istemiyorsanız, Konya'da Ramazan'ın ilk haftasında oruçlu olunan saatlerde hiç kimseye merhaba, nasılsın bile demeyeceksiniz!...

Hele iftara yakın saatlerde kapatın telefonunuzu, vurun kafayı yatın.

Kazı koz anlamanın en ilginç saatleri o ilk günlerin iftara bir kaç saat kalmış zaman dilimleridir.

Yiğitlik yapacaksanız, yapın tabi de...

Ya dostluğunuzdan olursunuz, ya da arkadaşlığınızdan.

Para-pul muhabbetlerinin her nedense bayram sonrasına ertelendiği bu dönemde, konuşmak için en güzel saatler iftar sonrası saatlerdir.

Konya'da, gündüzler torbaya mı girdi sözü 11 ay geçerli bir sözdür.

Ramazan'da ise geceler ve iftar sonraları torbaya mı girdi sözü geçerlidir. Biz bu halleri bile özledik diyenleri duyar gibiyim.

 

AKLIMIZ BAŞIMIZA İFTAR SONRASINDA GELMEK ZORUNDA MIYDI?

Orucunu açmış, karnını doyurmuş, sigarasını yakmış, nargilesinin başına geçmiş, kendine gelmiş bir insanla, çözemediğiniz problemlerinizi rahatlıkla çözebilirsiniz. Para-pul meselesini bile.

Kimi nerde bulacağınızı biliyorsanız, haberleşme konusunu daha önceden çözmüşseniz, sizden mutlu olanı yoktur.

Gündüz vakti, suratsız, yüzü gülmeyen, vara-yoğa bağıran, sinirlenen,

Öfkesini kontrol altına alamayan o insan gitmiş, onun yerine güler yüzlü, anlayışlı, hoşgörülü ve ne yapabilirim bir düşüneyim diyen bir insan vardır karşınızda.

Hangi insanı tercih edersiniz?

Gündüz, Ramazan'da adam mı aranırmış, diye telefonu yüzünüze kapatanı mı?

İftar sonrası, Vay kardeşim hoş geldin diye boynunuza sarılanı mı?

Tercih sizin. Ancak insanımız bir tuhaftır.

Baştanbaşa sabır olan Orucunu tutar da, akşama kadar bekleyemez.

Bekleyemediği içinde sığınır oruca, başlar isteklerine.

Karşı tarafta sığınır oruca,  başlar ayak diremeye!

Hem öyle bir başlar ki, baştanbaşa inat kesilip gider.

Önce münakaşa, sonra küfrün biri bin para.

Çözümlenecek bir konu, iftara kadar beklenilemediği için, sabredilemediği için döner bir kördüğüme.

İftar sonrasında akıllar başlara gelir.

Kızdığınıza mı yanarsınız, kalp kırdığınıza mı, bir çuval inciri berbat ettiğinize mi?

Konya'nın Ramazanda bir gününe damga vuran bir olaydı anlattığımız, hayali bile, hatırlaması bile güzel, en azından tebessüm ettiriyor.

 

OYSA RAMAZAN HOŞGÖRÜYLE BERABER GELİR.

Ne kaldırımlara taşan esnafa bir şey diyen olur. Ne sokak aralarına kadar yayılan  kahvehane masalarına.

İftar sonrası kendini sokağa atanları en yakın kahvehanenin sokağa açılmış masalarından birinde arkadaşları bekliyor olur.

Sahura yakın saatlere kadar okey oynanır o masalarda.

Çift bitenler, okey atanlar, elden biterek, iki okeye su içirenler, gecenin yıldızlarıdırlar.

Dört kişi okey oynarken, dört tanede seyircisi mutlaka bulunur.

Zaten Ramazan gecelerinde böyle oyunlar seyirci olmadan çekilmez.

Her gelişte sekiz çay, sekiz maden suyu, sekiz kola, sekiz kahve... Kahveciler nasıl sevmesinler böyle Ramazan'ı?

Ramazan'ın son on gününde Konya çarşı ve pazarları bambaşka bir alemdir.

Aileler maile kendilerini alışverişin büyüsüne kaptırırlar. Bayramlık üst-baş, bayram şekeri, bayram alışverişi gecelere aktarılmıştır.

Gündüz kimsenin kafası götürmez. Gece herkesin elinde birer şişe su, çocuklarda birer külah dondurma, dükkanların  içerisi ve önü ana-baba günü misali gecenin ilerleyen saatlerine kadar alışveriş yapılır çarşı ve pazarlarda.

Akşam namazından sonra, teravih kılmaya gidenlerin camilerden çıkış saatleri, normal kıldıranlarla, hatimle teravih kıldıran camiler arasında ortalama bir yarım saat kadar fark eder.

Bazı günler bu süreden biraz daha fazla olabilir.

Bizim gençliğimizde jet hocalar vardı. Teravih dahil 33 rekat namazı 25-26 dakikada kılar geçerdiniz.

Diyeceğiz demesine de, şöyle bir anmak, hatırlamak güzel değil mi?

 

ŞAYET KORONA OLMASAYDI! 

Bundan 25 sene evvel, Konya sokaklarında ağzında sigara ile bir kişiyi göremezdiniz.

Yolcular ve oruç tutamayanlar için açık tutulan lokanta ve resteurantların,

Pencereleri perdeyle yada kağıtlarla kapatılır, oruç tutanlar etkilenmesin diye Ramazan ayına mahsus ayrı bir nezaket gösterilirdi.

Oruç tutanın tutmayana, tutmayanın tutana gözle görülür ve hissedilir bir saygısı vardı.

Şayet Korona olmasaydı,  

Bugün bu anlattığımız ölçülere uyan kapalı bir mekan yine olmayacaktı.

Şehrin en işlek caddelerinin dikkat çeken yerlerinde bulunan cafeler ve mekanlar eskilerin tabiri ile lebalep yani ağzına kadar dolu olacaktı.

Uzun oruç saatleri sonrasında iftar sonrası kendilerini dışarıya atacaklardı.

İftar sonrasında sahura yakın saatlere dek bu buluşmalar, konuşmalar sürecekti..

Aynı gece içerisinde bir kaç farklı mekana gidilip, dost ve arkadaşlarıyla buluşacaktı insanlar.

İftar saatlerinde, lokantalar ve resteurantlar kaldırımlara taşacaktı.

Her yer masa ve doluluk oranı ful tabir edilen şekilde dolup taşacaktı.

Ramazan bereketi, iftar sofraları kuran ve donatan işletmelere gelecekti.

Nasip olursa bir sonraki Ramazan ayına inşallah!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR