Erol Sunat

Erol Sunat

Zeytin dalı kime lazım?

Zeytin dalı kime lazım?

Ağzında bir zeytin dalıyla barışa uçar, barışa kanat çırpar güvercin. Zeytin dalı barışın, barışmanın, küslüklerin sona erdirilmesinin nişanesidir.

Barışanların uzattığı el, zeytin dalını temsil eder.

Bütün dünya, barışla zeytin dalını özdeşleştirmiştir.

Zeytin dalı kime lazım?

Kime lazım değil ki…

Şöyle bir çevrenize bakın.

Hatta çok uzaklara gitmeye de gerek yok…

Küsseniz, dargınsanız, kırgınsanız birilerine…

Hiç durmayın barışın…

İlk zeytin dalını uzatan siz olun.

Barışmanın ne yaşı olur ne zamanı…

Ne büyüklüğü olur ne küçüklüğü…

Barışmayı ertelemek bugüne kadar kime yaradı ki…

Barışmak için adım atmama inadı kime ne kazandırdı?

Öbür tarafa küs gitti, barışamadan gitti insanlar.

Atalar yarım elma gönül alma demişler.

Hz. Mevlâna, “Yalandan da olsa gönül alamaz mısın” demiyor mu?

Zeytin dalını ilk kim uzatmışsa odur nefsini yenen…

Odur gururuyla yaptığı mücadelede gururuna galebe çalan.

Zeytin dalı kime mi lazım?

Barışmak içinden gelen herkese…

*****

Zeytin dalı dillerden düşürülmeyen, sözüm ona herkese lazım olan, ancak kimsenin işine gelmeyen bir argüman.

Nedeni barışı temsil etmesi…

Barış için şehir efsanesi gibi bir şey diyenler olabilir…

Barış, elinizi uzatsanız yakalayacağınız bir şey gibi…

Lakin her elinizi uzattığınızda sizden daha uzağa kaçırılıyor.

Yakalayabilene aşk olsun.

Barış için kan dökülen bir dünyada yaşıyoruz. Kan dökmenin adını barış koymuşuz adeta…

Barış gelecek diye, barışı getirdik diye kan gölüne dönen coğrafyaların hangi birini sayalım.

Huzura hasret insanlar barış denen duyguyla bir türlü tanışamadı.

Barışa kavuşamadı.

Savaşsız, kavgasız gürültüsüz, sakince yaşamayı öğrenemedik.

İnsanda var olan ego, ne varsa benim olsun, benden sorulsun tamahkarlığı ve aç gözlülüğü, barışın önünde engel.

Yaşlı dünyamız doymak bilmeyen insan iştahına seyirci. Bu dünya herkese yeter diyemeyen, dünyanın sahibi olma uğruna, ansızın çekip gidenlerin haddi hesabı yok.

Lakin bilen yok, duyan yok, aldıran yok!

Dünyayı verseniz insanlar doymuyor. Güçleri yetse, uzak yıldızlarda koloniler kurmaya, onları da elde etmeye çalışacaklar.

Dünya barışa hasret, zeytin dalına hasret yıllar geçiriyor.

Oysa insan ölümlü…

Öbür tarafa götüreceği hiçbir şey yok. Atalarımız, kefenin cebi yok, ona göre düşün demişler, ikaz etmişler herkesi ancak ne anlayan var ne ders çıkaran ne de öğüt alan.

*****

Barış oldukça hoş bir gönül almadır.

Kavgaları, problemleri, sıkıntıları sona erdirmedir.

Barışamamak, barış yapamamak, barış için asgari şartlarda bir araya gelememek açmazımız.

Barışmak yerine, bozuşuyoruz, kavga ediyoruz, tekme, sille tokat bir birbirimize giriyoruz.

Haksız yere, hiç hakkımız olmadığı halde, her şeyin sahibi benim, ben olmalıyım havalarına bürünüyoruz.

Güç gösterilerine kalkışıyoruz

Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste gibi uyarıcı ifadeleri hafife alıyoruz.

Geride ağlayanlar, kırılan kalpler, yıkılan haneler, sönen ocaklar bırakıyoruz.

Paylaşma ve bölüşme denen o güzel hasleti ne yazık ki unuttuk.

Hem anmak istemiyoruz hem de hatırlatana fena kızıyoruz.

İş işten geçtikten sonra, “Bad-el harab-ül Basra” yani Basra harap olduktan sonra barışmaya karar verdim, dense ne olacak?

Zeytin dalı uzatıyorum diye bir kucak dolusu zeytin dalı insanların önüne yığılsa barışılmış mı olacak?

*****

Zeytin dalı hepimize her birimize lazım…

Gülümsemeyi unuttuk…

Birbirimize selam vermesini de…

Bir esnaf kardeşimize hayırlı işler demekten aciz miyiz?

Ne oldu bize?

Ne oldu o içimizdeki insan sevgisine?

Ne oldu o neşeli hallerimize, takılmalarımıza…

Nedir o küs gibi durmalar?

Herkes kapattı kendini…

Zeytin dalı yerine sürekli kara çalı uzatanların bu tavrı ise kabak tadı verdi.

Zeytin dalı bunun için lazım işte…

Çünkü barışmadan olmayacak…

Ya barışacağız ya da barışacağız…

Bunca zaman tartıştık, kalp kırdık, küstük ne geçti elimize?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR