Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

Dört ebedi doruk

Dört ebedi doruk

Cumartesi günleri mutad olduğu üzere yeni kitapları duyurmaya/tanıtmaya devam ediyorum.

Bu hafta ilk kitabım Aykut Ertuğrul’dan; hikâye türünde. Ertuğrul, Ketebe etiketli ‘Evrenin Yatışmaz Yapısı’nda Ertuğrul, okurlarını yine metinler arası bir yolculuğa çağırıyor. Muzip bir başlangıcın neşesini ve beklenmedik bir vedanın kederini aynı anda içinde barındıran bu seyahat, aslında kim için düzenlendi? Yazarın mütemadiyen seslendiği sahici okurlar için mi? Selam vermekten bıkmadığı; cümlelerine, dizelerine hatta eser adlarına musallat olduğu büyük ustalar için mi? Eleştirmenler, akademisyenler ya da çağdaşları için mi? Yoksa bu tuhaf ve rahatsız edici yolculuğun düzenleyeni de davetlisi de yalnızca yazarın kendisi mi? Okuyup göreceğiz.

Çağımızın en önemli düşünürlerinden Byung-Chul Han bizde adeta yeniden keşfedildi. Birbiri ardına kitaplar basılıyor, dergilerde Han hakkında yazılar yayınlanıyor. Ketebe’ye teşekkür etmeliyiz.

“Günümüz toplumuna dair derin ve incelikli analizler içeren eserleri birçok dile çevrilmiş olan Han'ın 18., 19. ve 20. yüzyıl felsefesinden beslenen çalışmalarının başlıca referansları arasında Alman İdealizmi (özellikle G. W. F. Hegel), Karl Marx, Friedrich Nietzsche, Frankfurt Okulu, Martin Heidegger, Jacques Derrida, Michel Foucault ve Giorgio Agamben gösterilebilir. Etik, fenomenoloji, postyapısalcılık, kültür kuramı, estetik, din, medya kuramı, yapısöküm gibi konularda tartışma yürüten Han, psikolojik rahatsızlıklar, iktidar, neoliberalizm, kapitalizm, sosyal medya ve popüler kültür gibi temalar ve bu temalar arasındaki ilişkiler üzerine teoriler geliştirmiş.”

Ketebe’den yeni basılan kitabının adı ise “Enfokrasi”. Alt başlığı okumadan neyle karşı karşıya olduğumuzu anlayamıyoruz. ‘Dijitalleşme ve Demokrasinin Krizi’ bağlantısı enine boyuna irdeleniyor kitapta.

Yayınevi şu cümlelerle tanıtıyor ‘Enfokrasi’yi; “Dijitalleşmenin bizi maruz bıraktığı enformasyon bombardımanı akıl almaz seviyelere ulaştı. Bizi adeta boğmakla tehdit eden bu çılgın iletişim deryası, sosyal yaşamın hemen her alanını ele geçirmiş vaziyette; siyaset de bu durumdan nasibini alıyor. Günümüzde seçim kampanyaları artık sosyal medyada, anonim hesaplar, botlar ve hatta troll ordularıyla enformasyon savaşları şeklinde yürütülüyor; demokrasi, enfokrasiye dönüşüyor.

Byung-Chul Han bu eserinde enfokrasinin çağdaş enformasyon kapitalizminin yeni yönetim şekli olduğunu savunuyor. Endüstriyel kapitalizmin rejimi zorlama ve baskıyla çalışırken, bu yeni enformasyon rejimi özgürlüğü bastırmak yerine onu sömürüyor. Bizler, özgürlüğü sadece hayal edebiliriz; özgür olduğumuzu varsaysak da tüm davranışlarımız, hatta tüm hayatımız “kontrol edilebilmesi” için kayıt altındadır. İnsanlar ise sürekli gözetlendiklerinin farkında olmadıkları için kendilerini özgür zannettiklerinden dolayı neoliberal enformasyon rejimi ayakta kalır.

Enformasyon çağında siyasetin eleştirisini yapan bu eser, günümüzün demokrasi krizini kamusal alanın dijital yapısal değişimine odaklanarak anlatıyor.”

Dergâh’la bitirelim bu hafta... Rahmetli Mehmet Kaplan hocanın talebesi İnci Enginün, ‘Edebiyatımızda Dört Ebedi Doruk’ta Namık Kemal, Ahmet Mithat, Mehmet Akif Ersoy ve Ömer Seyfettin hakkında yazmış. Bu isimlerin bir araya getirilmesinin sebebi, edebiyatımızın hiç ihmal edemeyeceği doruk yazarlar oluşları. Bu dört yazar, kendilerini hem yaşadıkları günlerde ispat etmiş hem de edebiyatımızda olduğu kadar hayatımızda da derin etkiler bırakmışlardır. Her birinin toplum için ön planda tuttukları farklı görüşleri bulunsa da onları birleştiren özellikler vardır. Onlar, büyük bir devletin yıkılmakta olduğu günlerde yaşamış, büyük faciaları görmüş, kalpleri milletin düştüğü cahillik, yoksulluk ve facialar içinde çırpınmasıyla kan ağlamış nesillere mensupturlar. Hemen her vicdanlı düşünürün bu durum karşısında bir şeyler yapma ihtiyacını duyması son derece tabiidir. Halkın eğitilmesi bu dört yazarın hepsinde ortaktır. Gazetenin yaygınlaşması, sütunlarını doldurmak mecburiyeti, okulların kurulması, askerlik başta olmak üzere bütün mesleklerde batı örneğiyle yeni kurumların teşkil edilmesi bu günlerde olmuş.

Kitapların büyülü dünyasından hiç göç etmeyin isterim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR