Ahmet Babaoğlu

Ahmet Babaoğlu

Buralarda Hep Böyledir Hayat

Buralarda Hep Böyledir Hayat

Buralarda elini sallasan hocaya denk gelir. Ramazan gelince de istismar içeren davranışlar artıyor tabii. Ortalıkta uluorta inanç konularında konuşanlar insanların zihninde yanlış algılamalara neden oluyor. Ama bir mesele üzerinde  ehlinin konuşması en doğrusudur sanırım. Hoca dediğimiz kişiler insanların hem dünyasına hem de Ahiretine ait sözler söylüyorlar. Telafisi imkansız hatalara yol açabilecek hesap gününün bulunduğu Ahirete yönelik sözler sarf eden bir kişinin ne konuştuğuna çok dikkat etmesi   gerekir.

Diğer yandan insanların inanç ve duygularını istismar etmemek lazımdır. Bizim insanımızın Allah deyince titreyen bir yüreği ve açılıveren gönül kapıları vardır. Allah için diyerek elindeki her şeyini alabilirsiniz. Bunu suiistimal yapanlar maalesef her dönemde görülmüştür. Biraz ayet hadis bilgisi olan, biraz ağzı laf yapan ve biraz da gizemli ve esrarengiz hareketler yapma kabiliyeti olan biri iseniz, ardınıza binlerce mürid toplayabilir, onları şahsi emelleriniz uğrunda kullanabilirsiniz.

Tarih boyunca inançlar ve dinler en çok istismar ve manipülasyon yapılan alanlar olmuştur. Ancak  ilmi ve firaseti olan kimseler bu tür aldatmacalara kapılmaz, yanlışlığı anlar ve o kişiyi terk ederler. Bu Hak dinin her önüne gelen  tarafından tahrif edilmemesi, nefsi  emel ve ihtiraslarına araç olarak kullanılmaması için bir alimler heyeti tarafından kontrol edilmesi gerekir. İnsanların kendi nefislerine karşı yapılan istismar, suiistimal, ihanet ve benzeri olumsuzluklar belki hoş görülebilir ama Allahın dinine karşı yapılan istismar ve tahrifler  asla müsamaha  görmemelidir. 

*                 *                 *

Çok sıkıntılı bir coğrafyada yaşıyoruz. Ramazan ayları müslümanlar için hem kişisel hem de topyekün imtihan süreçlerine dönüşüyor. İslam tarihinde de büyük savaşlardan Ramazan ayına denk gelenler olmuş. Mesela Bedir Savaşı  17 Ramazanda vuku bulmuş. Meşakkat üstüne meşakkat dolu bir imtihan. Hak dine iman etmiş oğlunu müşrik baba ile savaşta karşı karşıya getiren bir imtihan.

İçinde bulunduğumuz bu Ramazan günleri o yılların ruhundan çok uzaklaşmış gözüküyor. Bir tarafta bomba ve füze seslerine karışmış feryat ve çığlıklar, diğer tarafta müzikli, tantanalı, kahkahalı iftar sofraları. İki taraf da müslüman ve bir birinden habersizmiş gibi yaşayıp gidiyor. Bu gidiş iyiye gidiş değil amma, Allah sonumuzu hayır etsin. Allah bunun hesabı sorarsa  verecek cevap bulunur mu bilmiyorum.

Müslümanların başına bir felaket ya da savaş gelirse diğer müslümanlar ne yapıyor. Biraz duyarlı olanlar ancak dua edebiliyor. Materyalizme bulaşmış hayatların içerisinde sadece dua belki. Yani "Allahım  onlara yardıma gidip de bizim huzurumuz bozulmasın, sen o müslüman kardeşlerimize bir yardım ediver" demek anlamına gelen dua.  Aklıma Maide suresinin 24. ayeti geldi. İsrailoğulları Hz. Musaya:  "... sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız dediler."

Adam yeni bir dükkan açmış, iyi bir ticaret temeli oluşturmak ve büyümek istiyor. Az daha gayret edersem borçlarımı ödeyeceğim, müşterim artacak, satışlarım daha büyük olacak diye gayret edip gece gündüz çalışıyor. Tam o sırada kötü kalpli komşular bunu kıskanmaya başlıyorlar. Adamın büyümesini zengin ve güçlü olmasını, mahallede söz sahibi olmasını istemiyorlar. Camlarını kırıyorlar, arabasının lastiklerini kesiyorlar, akıl almaz zararlar veriyorlar. Maksat nedir, adam bu problemlerle uğraşıp ticaretini büyütmeye vakit ayıramasın,  karşımızda güçlü biri olmasın. Nihayet o adam bu tür problemler yüzünden işiyle ilgilenemeyince üretimi aksıyor, istenen malları teslim edemiyor, müşterileri dağılıp gidiyor, dükkanı kapatıyor ve bir patronun yanına amele olarak karın tokluğuna işe giriyor.

İşte aynen şimdi Türkiyenin hali de böyledir. Bir tarafta büyüyen, yeniden dünyaya hükmeden büyük bir medeniyete sahip olma gayretleri, diğer taraftan koskoca bir Osmanlı ruhunun asaletiyle adaletsizliğe göz yummama yiğitliği. Ve durmadan bizim ülkemizi hassas olduğumuz değerlerimize saldırarak meşgul edip ilerlememize mani olma girişimleri. Türkiye olarak çakalların aslana sataşma mantığı ile karşı karşıya olan bir durumu yaşıyoruz. Allah birlik ve kardeşliğimizi bozmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Babaoğlu Arşivi
SON YAZILAR