Seyit Mehmet Deniz

Seyit Mehmet Deniz

Laiklik asla dini hoş görmez

Laiklik asla dini hoş görmez

Laiklik, dini özgürlüğün teminatıydı. Büyülü bir kavramdı…

Başörtülü okumak ve çalışmak isteyen kız, kışlada örtüsüyle oğlunun yemin törenine katılmak isteyen anne, okulda namazını kılacak öğrenci, iftarda işten erken çıkacak memur, selam vererek derse giren öğretmen, Kabe’ye gitmek isteyen hacı, kurbanda derisini vermek istemeyen Müslüman…

“Bu devlet laiktir. Camiler açıktır. Kimsenin ibadetine karışılmamaktadır. Çünkü Türkiye’de inançlara saygılı laiklik vardır…” sözleriyle Müslümanların sırtı sıvazlanırken bir taraftan da avutuldu, susturuldu.

Harbi yaa!

Müslüman fazla ileri gitmemeliydi.

Memlekette 80 milyon Müslüman olabilir. Lakin 2 bin Yahudi ile 50 bini geçmeyen Hıristiyan vatandaşımızın da hakkını gözetmeliydi Müslüman. Birkaç bin Ezidi ve Zerdüşt’ü de unutmamalıydı.

Laiklik kelimesinin ardına gizlenenler, dinlere karşı tarafsız ve saygılı olma vaadiyle halkı teskin ettiler. Ama işin gerçeği Yahudilik hariç hiçbir dine bu ülkede geçit vermediler.

Su gibi her kalıba uymasına rağmen İslam dışındaki dinlerde laiklikten nasibini aldı.

Hıristiyanların özellikle Ermenilerin elindeki özel mülkler kadar kiliselerin vakıf arazileri devlet destekli bir şekilde talan edildi.

Mardin’de bulunan Nusayri merkezi, laikliğin koruma kalkanına çarpıp ilginç bir şekilde Suriye’ye sürüldü.

Dersim’de bomba ve gazla zehirlenerek modernleştirme sürecinden geçen Alevileri de anmadan geçmek olmaz.

Diğer milletlere gelen yasaklar sayılarının azlığı ve dünyevi yapılarıyla sınırlı kaldı. Yine de “dinlere gayet saygılı ve özgürlüğün garantisi olan laiklik” gereği estirilen “Türk Ulusalcığı” ile isimleri ve soyadlarını değiştirmek zorunda kalan azınlıklar bir noktada köprü altına çekildiler.

Tabi asıl darbe, sayısal olarak fazla bulunan ve bu toprakların bin yıllık hâkimi Müslümanlara idi.

Oyun kurucular bu konuda çok mahir idiler. İslam’ın hâkimiyeti ve egemenlik taleplerini öncelikle hafızalardan silmekle işe başladılar. Kur’an ve Ezanın susturulmasına varıncaya kadar sosyal hayatta İslam’ı çağrıştıran her ne varsa izleri silindi.  İbadetler sıradanlaştırıldı…

İslam’ın en önemli ibadetlerinden beş vakit namaz ve Cuma namazına dahi kayıtsız kalan bir nesil yetiştirildi.

Ama ilahi irade, darbe türü en iğrenç engellemelere, siyasi ayak oyunlarına rağmen İslam’ın toplumda tekrar kök bulmasını ihtar etti. Onların dinin içini boşaltmak için kurduğu İmam Hatip okullarından Diyanet’e, kurdukları sistem partilerinden devlet destekli cemaatlere varıncaya kadar tüm tuzakları tersine işledi.

En güçlü oldukları ve bin yıl sürmesini temenni ettikleri 28 Şubat kararları geri tepti. İmam Hatip okulları ile Kur’an Kurslarının açılmasını irticanın sembolü olarak gördükleri korkulu rüyaları başörtünün hem de ilkokulda serbest bırakılması izledi.

Her seferinde bir kaleyi kaybetmenin kini ve ipleri ellerinden kaçırmanın korkusuyla deliriyorlardı. Onların delirmeleri devam ederken Cuma namazı düzenlemesi ile çalışanlara Cuma namazına katılma özgürlüğü verildi.

Laiklik maskeli İslam düşmanları hiç olmadığı kadar büyük bir tepki verdiler Cuma namazı düzenlemesine...

Peki diğerlerinden daha güçlü bir şekilde Cuma namazına verilen tepkinin anlamı neydi? İslam ile mücadele sendikası YARSAV’lı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun “laikliğe aykırı gördüğü” düzenlemenin iptali için ertesi günü Danıştay’da soluğu almasının nedeni ne idi gerçekten?

Cuma namazı düzenlemesi ile birlikte bir grup Alisiz Marksist Alevi’nin Ankara adliyesinde “Cemevleri ibadet yeri değildir” diyen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’i şikayet etmeye kalkışmaları tevafuk muydu?

Ya Alisiz Aleviler mahkemede iken aynı anda Diyanete atılan çirkin iftira ve gün boyu sosyal medyada devam eden saldırının nedeni ne idi?!

Semboller ve çağrışımlar…   

Simgeler ve temsil ettiği unsurlar…

“Safa ile Merve” (Bakara 158.ayet) isimli iki kuru tepe ve çağrıştırdığı İslam…

Tepkinin gücü ve ifade ettiği kavram karşılığında anlam yüklenen sembolün büyüklüğü…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Seyit Mehmet Deniz Arşivi
SON YAZILAR