Geçtiğimiz günlerde başıma gelen bir olay, trafikteki alışkanlıklarımız ve sorumluluklarımız üzerine uzun uzun düşünmeme vesile oldu. Şehir merkezinden Meram civarına doğru ilerlerken, yolun genişliğine ve akışına kapılmış olmalıyım ki hız ibresini yeterince takip etmemişim. O sırada 80-90 km civarında seyrediyordum. Yalnızca birkaç gün sonra posta kutumda bulduğum tebligat kâğıdıyla, 60 km hız sınırı olan bir yolda cezaya yakalandığımı öğrendim. Ceza miktarını görünce gözlerim doldu desem abartmış olmam. Bu yaşadığım küçük ama öğretici olay, bizi biz yapan kuralların aslında neden var olduğunu bir kez daha hatırlattı. Konya Trafik Şube Müdürlüğü’nün işini hakkıyla yaptığını söylemek lazım. Denetim var, radar var, kontrol var. Birçok kişi bu kontrolleri “gereksiz” ya da “abartılı” bulabilir. Fakat hız sınırlarının, emniyet şeritlerinin, park yasaklarının amacı kimseyi cezalandırmak değil; can güvenliğimizi korumaktır. Hız yaparken yaşadığımız o kısa süreli “zaman kazanma” hissi, telafisi mümkün olmayan kazalara yol açabilir.

“BANA BİR ŞEY OLMAZ” RAHATLIĞIYLA DİREKSİYON BAŞINA OTURUYORUZ

Ne yazık ki çoğumuz “Bana bir şey olmaz” rahatlığıyla direksiyon başına oturuyoruz. Telefonu elden bırakmayan da var, hız tabelasına aldırmayan da… Oysa trafik sadece kendi hayatımız değil, diğer sürücülerin ve yayaların hayatı anlamına geliyor. Yani yaptığımız her hata başkalarının da yaşamını tehlikeye atıyor. İşte bu yüzden cezalar yalnızca para cezası değil; toplum düzeninin, ortak yaşam kültürünün ve vicdanın bir yansımasıdır.

EN UCUZ VE EN İNSANCIL ÇÖZÜM

Bu deneyim bana şunu öğretti: Ceza kâğıdı gelmeden önce hızımızı düşürmek, dikkatimizi artırmak ve kurallara uymak, aslında en ucuz ve en insancıl çözüm. Birkaç dakikalık erken varış, kimsenin hayatından daha değerli değil. Hele ki trafik kazalarının sıkça can yaktığı, şehirlerimizin her gün biraz daha kalabalıklaştığı bir dönemde… Vatandaş olarak görevimiz basit: Direksiyon başına geçtiğimiz anda sadece arabanın değil, tüm yolun sorumluluğunu üstleniyoruz. Bu yüzden kendi adıma dersimi aldım. Konya Trafik Şube Müdürlüğü’nün sıkı denetimlerini artık bir “engel” değil, bizi koruyan bir güvenlik kalkanı olarak görüyorum. Sevgili hemşehrilerim, aracınızın gaz pedalını hafifletin, dikkatinizi yola verin. Emin olun, ceza ödemektense biraz yavaşlamak çok daha ucuz; pişmanlık yaşamaktansa kurallara uymak çok daha kolay. Kurallar bizim düşmanımız değil, hayat sigortamız.