Muhammet Yavaş

Muhammet Yavaş

"İyilik Yap Denize At" derler ama

"İyilik Yap Denize At" derler ama

"İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik bilir" derler. Ne güzel, ne bilgece bir sözdür aslında. Karşılıksız iyiliğin, eninde sonunda sahibini bulacağını, ilahi bir adaletle mükafatlandırılacağını fısıldar adeta. Ama gelin görün ki, hayatın çetrefilli yollarında bu felsefe bazen ayaklarımıza dolanabiliyor. Çünkü ne yazık ki, iyi niyet hep suistimal edilir.

Belki de bu yüzden, iyilik yapmakla ilgili içimizde bir ikilem yaşarız. Bir yanımız, insan olmanın gereği olarak, vicdanımızın sesini dinleyip yardıma muhtaç olana el uzatmak ister. Diğer yanımız ise geçmişte yaşadığı hayal kırıklıklarını, sırtından vurulduğu anları, iyi niyetinin nasıl kötüye kullanıldığını hatırlar ve bizi durdurur. "Yine mi aynı hatayı yapacağım?" diye sorarız kendimize. "Yine mi hayal kırıklığına uğrayacağım?"

Bu bir paradoks aslında. İyilik yapmaktan vazgeçmek, kendi içimizdeki ışığı söndürmek gibi. Ama öte yandan, kendimizi sürekli kandırılmış ve kullanılmış hissetmek de ruhumuzu yoran bir yük. Peki, bu kısır döngüden nasıl çıkacağız? İyi niyetimizi koruyarak, ama aynı zamanda kendimizi koruyarak nasıl yaşayacağız?

Sanırım önemli olan, iyilikle saflığı birbirine karıştırmamak. İyi niyetli olmak, her söylenene inanmak, her isteyene koşulsuz şartsız evet demek anlamına gelmiyor. İyi niyetli olmak, kalbinizi açık tutmak, yardımsever olmak, empati kurmak demek. Ama aynı zamanda, gözlerinizi dört açmak, insanların gerçek niyetlerini anlamaya çalışmak, gerektiğinde hayır diyebilmek, sınırlarınızı belirlemek demek.

Unutmayalım ki, bu dünyada iyi insanlar olduğu kadar, iyi niyeti bir araç olarak kullanmaktan çekinmeyenler de var. Onları ayırt etmek, kendimizi korumak, saflıkla değil, akılla hareket etmek bizim elimizde. "İyilik yap denize at" sözüne inanmaya devam edelim elbette. Ancak atacağımız denizin temiz olup olmadığını, o denizin içinde ne tür canlılar yaşadığını da göz ardı etmeyelim.

Belki de iyiliğin formülünü yeniden yazmalıyız: "Farkındalıkla iyilik yap, karşılık bekleme ama kendini de koru." Böylece hem kalbimizin iyilik pınarını kurutmamış oluruz hem de defalarca kez aynı taşlara takılmaktan kurtuluruz. Ne dersiniz, denemeye değer değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
    Muhammet Yavaş Arşivi
    SON YAZILAR