Mayıs 1 Özgür Özel'e yumrukla saldırı

Mayıs 2 Terörsüz Türkiye

Mayıs 3 ABD’ye Arap Sermayesi

Mayıs 4 Osman Gazi platformu

Mayıs 1 Özgür Özel'e yumrukla saldırı

2025 yılının ilk dört ayı şimdiye kadar yaşadığımız yılların en hareketlisi bir yıl geçireceğimizi gösterdi.

İkinci çözüm süreci başlayalı henüz 6 ayı geçmeden çözüm sürecinin aktörlerinden en birincisi DEM parti eş başkanı Sırrı Süreyya Önder yaklaşık 3 hafta önce kalp krizi nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı.

3 Mayıs'a gelindiğinde sırrı Süreyya Önder vefat etti zaten doktorlar hayati tehlikesini hiç atlatamadığını söylüyorlardı.

Sevecen, espritüel ve güler yüzlü yaklaşımlarıyla tanınan Sırrı Süreyya Önder'in vefatı herkesi çok üzdü. AKM'de yapılan definden önceki anma toplantısında ise ilginç bir olay daha yaşandı. 20 sene önce iki çocuğunu öldürerek müebbet verilen Selçuk Tengioğlu adlı 66 yaşındaki kişi AKM'den çıkmakta olan CHP genel başkanı Sayın Özgür Özel'e yumrukla saldırdı.

Selçuk Tengioğlu adlı şahıs ifadesinde “CHP'den yemek kartı alamadığını ve Cumhurbaşkanı için dünyayı sana dar edeceğiz sözlerine çok sinirlendiğini ve aslında hazırlıklı olmadığı halde onu görür görmez saldırdığını” söyledi. Bu olaydan sonra da yine “bir müebbet nasıl 10 yıl yatarda serbest olur?” soruları soruldu.

Bu kadar hukuki paketler hazırlanıp yasaların değişmesine rağmen bir insan birden başka fazla insanı öldürdüğü halde nasıl beş on yıl yatıp şartlı olarak serbest kalabiliyor merak ediyoruz. Her şey adaletsizlikte saklı, bir insanın canı veya birden fazla insanın canı bir müddet hapiste yatarak çıkmakla eşit midir?

Burada adalet; ölen kişinin sahiplerinin affetmemesi halinde devletin öldüren kişiyi idam etmesidir, bu adalet yerine getirilmediği müddetçe bu tür olayları görmeye devam edeceğiz demektir.

Mayıs 2 Terörsüz Türkiye

1955 doğumluyum 1960 darbesinde ilk aklım ermeye başladığı zamandan beri 20 yıl 1980 darbesine kadar sağ sol terörü haberleri ile her gün irkildik.

1980'de terör bütün yönleri ile tamamen durdu. 1983 yılında Anavatan Partisini kurup, 4 eğilimi birleştirme işareti olarak ellerin başın üstünde toplanması ile öne çıkan Turgut Özal merhum da bu terörsüzlüğe katkıda bulundu.

Ancak 1983 yılında PKK terör olaylarını başlattı ve tam 42 yıl PKK terörünün şehit haberleri ile ve terörle mücadele haberleri ile yattık kalktık.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan Türk milliyetçisi bir parti MHP ve Kürt milliyetçisi bir parti DEM’in terörsüzlük idealinde bir araya gelmeleri Türkiye açısından bir Kızılelma’dır.

Birbirine her bakımdan zıt olan bu partilerin terörsüz bir Türkiye süreci için el sıkışmaları bir araya gelmeleri tarihin kaydedeceği en büyük olaylardan birisidir. Bu pencereden baktığımızda MHP genel başkanı Devlet Bahçeli Bey de Türkiye tarihinin en önemli siyaset ve devlet adamlarından birisi olarak kaydedileceği tescillenmiştir.

İnşallah Türkiye'nin ayağına bir taş değmez, önüne bir takoz konulmazsa bundan sonra artık PKK terörü önleme için harcanan yıllık 10 milyarlarca dolar ülke kalkınmasına harcanarak, Türkiye'ye dünyanın en önemli ülkelerinden olmayı başaracaktır.

20 yıl süren sağ sol terörünün (1960 – 1980) ve 42 yıl süren PKK terörünün (1983 – 2025) İnşallah 2025 yılında bitmesiyle terörsüz bir Türkiye dönemi başlayacaktır.

Bu dönemin devam etmesi için herkes elinden geleni yapmalı, ufak ayrılıkları, yaraları, bereleri kaşımak yerine onları kapatma yoluna gitmeliyiz.

Gerek etnik gerek dini gerek mezhebi bakımından herkes kendi fikrinde hür olabilir ama söz konusu Türkiye Cumhuriyeti olduğu zaman bunların zararlı hale gelmemesi için hepimiz gayret sarf etmeliyiz. Huzurlu bir Türkiye Cumhuriyeti'nin payidar olması ve bekasının önünde hiçbir engel yoktur.

Dâhili ve harici düşmanlarımıza fırsat vermemek için birbirimizin farklılıklarına tahammül edip beraber yaşamanın mutluluğunu elde etmeliyiz.

Daha önce de çözüm süreci adıyla bir süreç başlamış ancak son seçimlerden önce başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu ikinci çözüm sürecinin de aynı akıbete uğramasını hayal bile etmiyoruz. Çünkü hiçbir zaman olmayan bir şey oldu ve PKK'nın bizzat kurucusu PKK'nın feshedildiğini ve silahların teslim edileceğini bütün dünyaya ilan etti. PKK'nın sahadaki elemanları da kesinlikle buna uyacaklarını ve silahları teslim edeceklerini söylediler.

Burada şunu ifade edeyim ki İlk çıktığında da söylemiştim “PKK'yı bu bitirir” demiştim nedir o biliyor musunuz Diyarbakır'daki annelerin “evladımızı istiyoruz” nöbetinin başlama olayıdır. Yani inşallah önümüzde kurulacak terörsüz barış dolu bir Türkiye'nin mimarı en başta bu annelerdir.

Ortalama 40 yıl aktif bir saldırı halinde bulunan PKK Türkiye’mize iki trilyon dolar harcattı. 15 bin şehit verdirdi. Şehit ve gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz.

Böyle bir bilançonun devam etmesi artık imkânsızdır, bundan sonra vergilerimizi ülke kalkınmasına, demokrasi ve barış yolunda harcayacağız ve 1. Lig’de bir Türkiye olması için vatanımız, milletimiz, bayrağımız, cumhuriyetimiz için çalışacağız.

Mayıs 3 ABD’ye Arap Sermayesi

Mayıs ayının 3. haftası biterken Amerika Birleşik Devletleri başkanı Donald Trump Körfez ülkelerini ziyarete çıktı. Bu üç ülke Suudi Arabistan Birleşik Arap emirlikleri ve Katardı.

Üçünün toplam 4 trilyon dolarlık Amerika'ya alışveriş veya yatırım taahhüdünde bulunması İslam dünyasında büyük tartışmalara neden oldu.

Her üç ülkenin de Filistin'e ve Gazze’ye zerre kadar yaklaşmamaları, bir dolar bile vermemeleri hatta ülkelerine bir tane bile Filistinli mülteci kabul etmemelerine karşılık Yahudi Siyonistleri devamlı Müslümanlara saldırtan saldırmalarına destek veren ABD’ye böyle bir cömertlik gerçekten hayret vericiydi.

Birleşik Arap emirliklerinde yetişkin kızların bir metre bir buçuk metre uzunluğundaki saçlarıyla Donald Trump'a gösteri yapmaları ise tam bir cahiliyet şöleniydi.

Bu arada “biz istemezsek bir hafta bile tahtınızda kalamazsınız” gibi imalarda bulunan Donald Trump adeta İslam dünyasının bu üç gelişmekte olan ülkesini kendisine esir etmiş gibiydi.

Bizim devlet adamlarımızın Katar BAE ya da Suudi Arabistan'a gittiklerinde 10 milyar dolar, 40 - 50 milyar dolarlık bir yatırım sözüyle dönmeleri gülünç duruma düşmektedir. Bazı çevrelerin buna Arap sermayesi diye muhalefet etmeleri ise içler acısıdır.

Ayrıca burada şuna da dikkat etmemiz gerekiyor ki bizim Arap dünyasının bu üç gelişmekte olan ülkesi ile yaptığımız her türlü ticari ve askeri ilişkiler muhalefet tarafından insafsızca eleştirilince ve tehditler savrulunca bu ülkelerin geri adım attığı da söylenebilir.

Bundan önceki muhalefet partisi lideri olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “biz geldiğimizde bütün anlaşmaları iptal edeceğiz” gibi saçma sapan atışları da işin cabası olmuştu.

Mayıs 4 Osman Gazi platformu

2025 yılı mayıs ayının 4. haftası biterken Marmara Denizi’nden Karadeniz'e büyük bir platform açılıyordu.

Türkiye’nin ilk yüzer doğal gaz üretim platformu Osman Gazi Karadeniz'de atanan yerine yerleşecek ve ülkemiz için çalışmaya başlayacak.

Mayıs 2025'in son haftası, tamamen milli ve yerli olan Türkiye’nin ilk yüzer doğal gaz üretim platformu Osman Gazinin teknik özellikleri şöyledir:

Türkiye’nin enerji vizyonunda yeni bir sayfa açan ilk yüzer doğal gaz üretim platformu Osman Gazi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın katıldığı törenle 29 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nden Karadeniz’e uğurlandı.

Personel kapasitesi 140 kişi olan Osman Gazi, 298,5 metre uzunluk, 56 metre genişlik ve 29,5 metre derinliğiyle dikkat çekiyor. Maksimum doğal gaz işleme kapasitesi 10,5 milyon metreküp, maksimum gaz transfer kapasitesi ise 10 milyon metreküp olan bu dev platform, 2026 ortasında üretime başlayacak.

Tam bağımsızlığın ekonomik ve savunma alanlarında her bakımdan kendisine yeterli olmaktan geçtiğini anlayan idarecilerimiz son yıllarda gerek savunma alanında gerek ekonomik alanda büyük icatlara ve ataklara imza atmalarını gururla takip ediyoruz.