Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

15 TEMMUZ FETO KALKIŞMASI VE BATININ TAVRI

15 TEMMUZ FETO KALKIŞMASI VE BATININ TAVRI

Geçen ki yazımda ülkemin her kesimden gençliğin mevcut durumunu, ideolojisi ve olaylarda ki tavırlarını irdelemiş, geleceğe yönelik hedeflerle ilgili bazı tavsiyelerde bulunmuştum.

Bunu ifade ederken de 15 Temmuz kalkışmasında miting alanlarında yer alan Milli Gençlik ve Ak Gençlik’in iktidar yanlısı olması ile imtiyazlı görüldüğünü, bunun bir haksızlık olduğuna değinerek aslında tavrın tüm gençlik gruplarından geldiğini, özellikle de Alperenlerin ve Ülkücü Gençlik’in aldığı olumlu tavrın önemsenmesi gerektiği üzerinde durmuştum.

Bu yazıma sözlü ve yazılı hayli olumlu karşılıklar aldım. İnsanımızın istediği, özgürlükçü, Cumhuriyetçi ve özelliklede şahsiyetli, vatanperver, imanlı bir gençliktir.

Bu istek her ne kadar orta ve ileri yaş grubu inanımızdan gelse de bu istekler ileriye yönelik “genç neslin geleceğini devlet-vatan ilişkisini sağlamlaştıran değerler” olarak düşünülmelidir. 

Şimdi biraz daha ileri giderek ideolojik yapılanmalarda ve devlet kavramının zihinlere yerleşmesinde klasik ifade ile sadece sağcı gençliğin değil, solcu hatta kendini hiçbir ideolojiye bağlı olmaksızın tarafsız olarak gören gençliğin tavırları da önemsenmelidir. Zira bu gençlerin de ortak paydası bağımsız, özgürlükçü, demokrat bir vatandır. Buna da hayır denilemez.

Yani gençler arasındaki bu bağı güçlendirmenin yollarını aramak, ideoloji grupları ve onu yönetenler kadar, devletin ve iktidarın da en önemli görevleri arasındadır.  

İş bununla bitmiyor. Son olaylara ve gelişmelere bakılırsa Türkiye tüm dünya ideolojilerinin, özellikle kapitalist-liberal sömürgeci ülkelerin ortak hedefi haline gelmiştir. Ortak hedef olma öyle ki bir şekilde Türkiye’yi sıkıştırma ve mevcut iktidarı kaçırma-devirme peşindeliliğe kadar gelmiştir.

Onlar ne düşünürse düşünsün, önemli olan milletimizin ve özellikle de gençliğin olaylar karşısında ki topluca duruşudur.

Görülen odur ki gelecekti ülkemi iki ana konuda tavır alması beklemektedir. Bunlar;

  1. Ya eskisi gibi sönük ve hedefsiz yönetimlerle Ülkemin üçüncü dünya devletleri arasında yer alan, IMF eksenli, yardıma muhtaç bir ülke. Yine ezik-özgüvensiz, itilen-kakılan bir insan figürü haklarına sahip olma. Bu batının çok istediği bir Türkiye.
  2. Ya da bugünkü gibi, dünya devleri arasında ben de varım, küresel ekonomiden payımı alırım,  geçmişimle ve tarihimle övünürüm. Medeniyetin ve hakkın temsilcisiyim, dünyanın beşten büyük olduğunu söylerim,  mazlumun yanında yer alırım. Bu ise bizim istediğimiz bir Türkiye.

Üzerinde düşünülmesi ve tartışılması gereken, gençlerin de karar vermesi gereken durumlar budur. Birinci tarafta yer almak batının istediği bir Türkiye’dir ve bu ülke bunu kaldıramaz. Öyle ki elde olanın kaybedilmesi, “azıcık aşım, ağrısız başıma razı olunması” yani Mısırlaştırma demektir. 

İkinci durum ise gerçek Türkiye, hedefli ve aydın gençlikçe sağlam gelecek demektir.  

Sevgili gençler Türkiye’nin, Türk insanının bitmesi “yüce bir davanın sona ermesi demektir”. Batının acımasız hedeflerine, içimizden birilerinin ihanetine, bölücülük oyunlarına ram oluruz ama onurlu ve sağlam ve manalar silsilesi bir ülke olarak kalırız. Bu yüzden de sizlerin alacağı tavır çok önemli. 

Haydi, gençler; davaya, sağlama, hedefe; onura ve haksızlığa karşı durmaya.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR