Rasim Atalay

Rasim Atalay

Ankara’da Konya gücü

Ankara’da Konya gücü

Süperlig’in ilk maçında temsilcimiz Arabam.com Konyaspor, Ankaragücü’ne konuk oldu. Maçı izlemek için Konya’dan bir grup gazeteci arkadaşımızla birlikte biz de Ankara’da bulunduk.

Deplasmanda takımımızı yalnız bırakmamak adına kısa, yorucu ama zevkli bir seyahatimiz oldu. Bir de galibiyetle ve 3 puanı cebimize koymuş olarak dönseydik âlâ olacaktı ama dengeli oyunun sonunda puanlar paylaşılmış oldu.

Maçla ilgili yorum yapmadan önce Konyaspor’un taraftarına özel bir parantez açmak istiyorum. Misafir takım tribününü tamamen dolduran Konyaspor sevdalıları, maç boyunca bir an bile durup dinlenmedi, soluklanmadı. Maçı, basın tribününden değil, misafir tribüne uzak bir noktadan izlemiş olmama rağmen, Konyaspor aşıklarının sesini çok rahat duyabiliyordum.

Zaman zaman öyle yükseliyordu ki ses, Eryaman Stadı adeta “Seni görünce gündüz olur karanlık gece. Sensiz geçen her saniye bana işkence” cümleleriyle inliyordu. Taraftar takımından daha baskılı bir oyun, daha saldırgan bir yapı bekliyordu…

Ankara’da Konyaspor’un bana göre en büyük gücü ve silahı, deplasmanda takımını yalnız bırakmayan Konyaspor taraftarıydı. Aynı ilgi, heyecan ve azmi kendi evimizdeki maçlarda da bekliyor, taraftarımızın bu sezon hem Süperlig’de hem de Avrupa arenasında mücadele verecek olan Konyaspor’umuza desteğini esirgemeyeceğini umuyorum…

Maça gelecek olursak; maçın ilk yarısındaki ve özellikle ilk 20-25 dakikalık oyun durumuna bakarak “Bu takım İlhan Hoca’nın Konyaspor’u değil” yorumunu yapmak düştü bana. Benden ziyade maçı birlikte izlediğimiz Ankaragücü taraftarları Konyaspor’a ilişkin yorumlarında daha diri bir Konyaspor beklediklerini söyleyip, “Aman böyle oynasınlar, Vaduz maçındaki gibi oynarlarsa ne yaparız?” yorumları yapıyordu. Belki bir miktar deplasmanda oynuyor olmanın vermiş olduğu ‘temkinli başlayalım’ bakış açısının verdiği bir tutukluk vardı takımda. Belki lige ‘erken merhaba’ dediği için yorgundu. Belki de futbolcular, Perşembe akşamı oynayacağımız Vaduz maçına odaklanmıştı.

Maçın ilk yarısında ortaya koyduğumuz performans, açık söylemek gerekirse ‘bitse de gitsek’ diyen bir Konyaspor görüntüsü ortaya koyuyordu. Tabi bunda ligin ilk maçına kendi sahasında ve seyircisi önünde çıkmış olan Ankaragücü takımının sahadan galip ayrılmak için harcadığı eforun da etkisi vardı.

İkinci yarının henüz başında üst üste ataklar geliştiren, pozisyonlar bulan, her ne kadar orta sahasında zaman zaman ciddi açıklar verse de rakip kaleyi ardı ardına yoklayan ve en nihayetinde ‘Hah, işte bu bizim Konyasporumuz’ dedirten, seyir zevki veren bir Konyaspor vardı sahada.

Ancak Konyaspor’un baskılı, hızlı ve ofansif oyunu da çok uzun sürmedi. Her iki takım açısından da orta halli, dengeli bir maç ortaya çıktı.

Geride oyuna başlamayı seven Konyaspor, bu oyun kurgusuyla zaman zaman yürekli ağızlara getirdi. Kaleci Sehic’in bariz bir hatası sonucu golü yememiz içten bile değilken, biraz da ‘futbolun adaleti’ ve şans faktörü bizim yanımızda oldu. Aynı futbol adaleti ve şans faktörü birkaç pozisyonda da Ankaragücü’nün yanında yer aldı.

1 gol atanın maçı koparacağı bir oyun vardı sahada. Hangi takım atarsa, yatardı. Bir taraftan atmak için çaba, bir taraftan da gol yememe kaygısı ortaya çıkınca pozisyon anlamında çok da zengin bir maç olduğu söylenemezdi. Pozisyon demişken, 83. dakikada rakip ceza sahası içerisinde Ankaragücü takımından bir futbolcunun eline topun çarptığı an belki maçın önemli kırılma anlarından biriydi. VAR’a dahi gidilmedi. Ancak tehlike oluşturabilecek bir noktada, ceza yayının içerisine doğru giden topun Ankaragücü savunmasındaki bir futbolcunun eline çarpması ya da eliyle çıkarması sonucu yön değiştirdiği bariz bir şekilde görülüyor. Konyaspor’un penaltısının görmezden gelindiğini düşünüyorum. Neticede golsüz berabere sonuçlanan maçtan her iki takım da payına düşen 1 puanı alarak sahadan ayrıldı.

Konyaspor inşallah Perşembe akşamı oynayacağı Vaduz maçında da 3 gün sonra oynayacağı Başakşehir maçını düşünerek çıkmaz sahaya. İlhan Hoca, 3 adım sonrasını değil, sadece o anı düşünüp, temkinli ve emin adımlarla ilerlemeyi seven bir yapıya sahip. İnşallah bu ruhu oyunculara da yansıtır. Kendi sahamızda, kendi yuvamızda oynayacağımız Vaduz maçında kendi oyunumuzu ortaya koyarsak, bu engeli de aşmış oluruz. Aldığımız morali de Başakşehir maçına konsantrasyon olarak yazarız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Rasim Atalay Arşivi
SON YAZILAR