Kurbanlık, etten niye pahalı?
Allah ömür verirse Kurban Bayramı için önümüzde yaklaşık bir ay var. 6 Haziran tarihinde Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz.
Birçoğumuz şimdiden, hatta ne şimdisi Ramazan ayının başından kurbanlığını almış, o telaşı kafasından atmış bile…
Eşten dosttan duyuyorum, kurbanlığını sürekli aynı yerden alan, tabir yerindeyse sabit müşteriler, daha ortada kurbanlık yokken Ramazan ayının başında adını yazdırıp yerini ayarlıyormuş.
Kurban Bayramı sabahında ilk sırada kurbanlığını kestirip, etini evine götürebilmek isteyenler ellerini çabuk tuttukları için hedeflerine ulaşabiliyorlarmış.
İmkanı olan için akıllıca ve mantıklı bir iş.
Şimdilerde kurbanlıklar henüz görücüye çıkmadı. Kapalı kapıların ardında, besihanelerde besleniyorlar. Dileyen gidip yerinde görüyor. Kurbanlığını şimdiden almak isteyenler de besihanelerin yolunu tutuyor. Kurban edilecek küçükbaş yahut büyükbaş hayvan belirleniyor, ardından sıkı bir pazarlık süreci başlıyor. Sonrasında ise kaporası bırakılıp büyük günün, Kurban Bayramı sabahının gelmesi bekleniyor.
Yakındır, birkaç hafta sonra belli başlı yerlerde kurbanlık pazarları da kurulmaya başlar…
BAŞLIKTA DA SORDUM, KURBANLIK FİYATLARI NEDEN ETTEN DAHA PAHALI?
Şimdilerde piyasa iyiden iyiye araştırılıyor olmakla birlikte vatandaşın önyargısız kabul ettiği ya da kabul etmek zorunda kaldığı bir husus var.
Bir vatandaş kasap dükkanına gitse, kilosu ortalama 600 liradan 35 bin TL’lik et alacak olsa, kıyma, kuşbaşı, pirzola, parça et, kemikli et, kemik, yağ ve benzeri tüm detayları ile istediği kadar et alacak olsa, bu bütçeyle yaklaşık 55-60 kilogram et alır.
Aynı vatandaş aynı bütçeyle bir kurban hissesine girse, hiçbir işlem görmeyen, kesildiği gibi pay edilen, karkas diye tabir edilen kemikli eti 40-45 kilogram kadar alabiliyor.
Yani etin kilosu kurbanlık olduğunda 750-800 lira civarına çıkıyor!
Elbette kurban kesmekten muradın et olmadığını biliyoruz. Burada amaçlanan şeyin de daha çok eti daha az paraya sahiplenmek olmadığının da farkındayız. Ancak benim anlamadığım, aynı bütçeyle istediğimiz gibi bir eti daha fazla alabiliyorken, kurban kestiğimizde niye ham haldeki et daha az kilogramda hissemize düşüyor?
İşin kurban kesmiş olma, dini bir vecibeyi yerine getirme boyutunu bir kenara koyduğumuzda kurban ibadetinin vatandaş için sıradan bir kasaptan et almaktan daha maliyetli olduğunu söylüyorum. Ve bunun izaha muhtaç olduğunu düşünüyorum. Bir hatam varsa, hesabı yanlış yapıyorsam, bilmediğim başka bir şey varsa, bilen buyursun beni uyarsın.
Ha, diyeceksiniz ki kesim ücreti, parçalama ücreti de dahil… İyi de kasaptan aldığınız et de kesiliyor, pay ediliyor, üstelik istediğiniz kadar küçük parçalara bölünebiliyor. Ancak fiyatı daha cazip!
GAZZE’YE KURBAN OLSUNLAR
Aslında Gazze’deki insanlık katliamını, açlıkla imtihan olan ümmetin mazlumlarını düşününde, kim ne yaparsa yapsın, kaça alırsa, kaça satarsa satsın demek icap ediyor. 3 kuruş fazla, 5 kuruş aşağı ne fark ediyor?
Önemli olan, olanın olmayanla paylaşması değil midir kurbanda?
Elbette ki kendi fakirimizi, fukaramızı, çevremizi de gözetmemiz gerekiyor. Ama bir vesileyle kendi fakirimizi gözetirken, bizden uzak olsa da bizden olanları unutmamak gerekiyor.
Şimdilerde yardım kuruluşları, dernekler, vakıflar, mesaj, açık hava reklamları, ilanlar, broşürler yoluyla Kurban Bayramı öncesinde dikkatleri ümmetin mazlum ve mağdur olan evlatlarına çekmeye çalışıyorlar.
Bilmiyorum, ambargonun keskin bir şekilde sürdürüldüğü bölgeye kesilen kurbanları nasıl ulaştırabilecekler? Ancak önemli olan olmayanla paylaşmaksa, yapılması gereken de bu vebali üstlenebilecek iradeyi ortaya koyabilen yardım kuruluşları aracılığı ile kurbanlıklarımızı Gazze’ye ulaştırmak olacaktır.
O yüzden naçizane tavsiyem, bu yıl kurbanlıklarımızı alırken, pay ederken, hissedar olurken, dağıtırken Filistin’i, Gazze’yi ve bizi bekleyen İslam coğrafyasını unutmamak yönündedir. Allah şimdiden yaptığınız ve yapacağınız ibadetleri kabul etsin.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.