Erdal Küçükşehir

Erdal Küçükşehir

BİR YILIN ARDINDAN

BİR YILIN ARDINDAN

Hiç de hoş hatıralara sahip olmadığımız bir yılı  geride bırakıyoruz. Oysa üst üste seçimlerden çıkmış 4 yıl boyunca istikrarla görev yapacak bir hükümete meclisimiz güvenoyu vermişti. 2016 yılı girerken artık gündem ekonomi olacak ve 2012 sonrasında duraklamaya giren ekonomik çarklar tekrar dönecek diye büyük umutlara sahiptik.

                2016 yılına dair beklentilerimi sıralarken bir olumlu bir de olumsuz senaryodan bahsetmiştim.  Olumlu senaryoda öngördüğümüz unsurlardan sadece petrol fiyatlarının artmaması gerçekleşti. Olumsuz olarak öngördüğümüz senaryoya ait olasılıkların neredeyse tamamı gerçekleşirken bizi sevindiren tek unsur enflasyonda yaşanan iyileşme oldu. İlk aylarda bölücü terör örgütünün şehirlere taşımak istediği çatışma ortamı yüzünden enerjimizi terörle mücadeleye ayırmak zorunda kaldık. Aylarca süren sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar hem Doğu ve Güneydoğu’da faaliyet gösteren ekonomik aktörleri hem de ülke ekonomimizi olumsuz etkiledi.

                Tam bu beladan çok şükür kurtulduk dedik 15 Temmuz’u yaşadık. Sayın Başbakan’ın bir toplantıda dile getirdiği gibi başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Türkiye Cumhuriyeti 15 Temmuz sonrası yaşadığı büyük travmayı atlatmaya çalışırken 4 yıldır kanlı bir hesaplaşmanın görüldüğü Suriye meselesinin tam göbeğine düştük. Geçen yıl söylemiştim bizi büyük hedeflerimizden uzaklaştıracak tek unsur Suriye meselesidir diye.

                Suriye’de, Türkiye’nin bütünlüğü adına operasyon yapmak zorunda bırakılırken hem Avrupa hem de Amerika kamuoyunda Türkiye ile alakalı yürütülen yüzlerce algı operasyonuyla mücadele etmeye başladık. Hani bir laf vardır ya: “Şeytan taşlamaktan ibadet edemedik” diye. 2016 Türkiye açısından tam da bu lafın söyleneceği bir yıl olarak hafızalarda kalacak.

                Büyüme rakamlarımız büyük olasılıkla tatmin edici çıkmayacak. İşsizlik oranımız %12’yi geçecek gibi duruyor. Türk Lirası’nın değer kaybı 2017 enflasyon hedefi için şimdiden tehdit haline gelmiş durumda. Biliyorum ki tüketici güven endeksi düşüyor ve ticaret hacmi daralıyor. Buna bağlı olarak esnaf ve sanayicimiz tahsilat yapamadığından ve kar edemediğinden dertleniyor. Faizler istediğimiz yerlere gelmediği gibi belki artış trendine girecek. Zira Amerikan tahvillerinde 10 yıllık vadelerde %3’ler konuşulurken bunca riski barındıran Türk piyasalarında faizi düşürmek son derece zor.

                Dünya ekonomik anlamda büyük bir savaş yaşıyor ister kur savaşları diyelim ister güç savaşları ama biz ve bizim gibi gelişmekte olan ekonomiler 3 yıl öncesine göre daha hassas ve kırılgan durumda. Zaman zaman bazı ülkelerin neler yaşadıklarını yazmaya çalışıyorum. Arjantin’den, Brezilya’ya, Güney Amerika’dan, Rusya’ya kadar birçok ülkenin ekonomik varlıklarını nazikçe soyanlar 2017 yılında da oyunlarına devam edecekler gibi görünüyor.

                Türkiye olarak kamu maliyemiz ve bankacılık sistemimizin sağlam yapısı gibi iki tane çıpamız var. Bu çıpalar Türkiye’de yapılacak spekülatif hareketlerin bir kısmını engellese bile reel sektörün kırılgan yapısı bizim en hassas noktamız. Büyük bir varlık mücadelesi yaşadığımız dikkate alındığında ekonomik olarak ne söylenir bilemiyorum.

                Geçen yıl da aynı dilekte bulunmuştum. İnşallah 2017’de Suriye meselesi barışçıl bir çözüme kavuşur da enerjimizi içerideki sorunlara vermeye başlarız. Zira her geçen gün kan kaybeden bir üretim gücümüz var. Japonya ile Yunanistan’ın kamu maliyesine bakarsanız ikisinin de aynı borç oranına sahip olduğunu görürsünüz. Yunanistan’a kredi vermeyen dünya Japonya’ya eksi faizle para vermek istiyorsa bunu sağlayan Japonya’nın hala bir şeyleri üretip satabilme gücünün olmasıdır.

                Büyük ve Güçlü Türkiye olmak için daha çok üretmek daha çok ihracat yapmak ve uluslararası markalar çıkarabilmekten başka bir alternatif yol ben bilmiyorum. Unutmayalım bu coğrafyada sadece büyük ve güçlü olan ayakta kalır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erdal Küçükşehir Arşivi
SON YAZILAR