İbrahim Talha Bayburt

İbrahim Talha Bayburt

Kendi işine bak!

Kendi işine bak!

Bir sabah sokakta bir kavga gördün. Yumruklar havada uçuşuyor, birinin kafası kaldırıma çarpıyor. İçinden bir ses “Belki biri ölecek” diyor. Ama sen ne yapıyorsun? Tabii ki “kendi işine bakıyorsun”. Çünkü bu ülkede fazlaca duyarlı olmak, fazlaca görgülü olmak, bazen fazlaca insan olmak tehlikelidir.

Birisi düğün konvoyunda silah sıkıyor, çat! çat! Göğe doğru sıkılan mermiler bazen yere inmekte ısrarcı oluyor ama merak etme, o mermi senin çocuğuna denk gelmez, denk gelse de nasılsa “kısmet”. Sen en iyisi yine “kendi işine bak.”

Bir baba, çocuğunu sokak ortasında dövüyor. Belki de “terbiye ediyor”. Bunu sorgulamak haddine mi? Araya girersen iki tokat da sana düşer. Ne gerek var? Kendi çocuğu, kendi dayağı! Sen karışma, kendi işine bak.

Bir sokak kedisi acı içinde bağırıyor. Tekmeyi basan ayaklar belli, ama kalabalık sessiz. Hayvan hakları mı dedin? Geç onları. Sana mı kaldı? Zaten çok dert var memlekette. Sen yine ne yapacağını biliyorsun: kendi işine bak.

Birileri yolsuzluk yapıyor. Devleti soyuyorlar. Servetlerine servet katıyorlar. Ama senin çorban kaynıyorsa ne önemi var? “Benim cebimden mi çıkıyor?” diyen aklınla yaşa. Ve unutma, burada doğruları fazla kurcalarsan sistem seni yutar. O yüzden en iyisi: kendi işine bak!

Bir gazeteci haksız yere içeri atılıyor. Belki sadece bir gönderi paylaştı. Belki bir haberi fazla doğruydu. Ama “suçlu olmasa niye tutsunlar ki?” diyen o içini rahatlatan cümleye sarıl, sonra gözlerini kapat. Gözaltılar, haksızlıklar seni rahatsız etmesin. Kendi işine bak.

Bir köy yakılıyor, bir halk susturuluyor, birileri sokak ortasında öldürülüyor. Ama sana dokunmuyor değil mi? O halde huzurla kahveni yudumla. Çünkü bu ülkede en makbul vatandaş, gördüğünü görmeyen, duyduğunu duymayan, bildiğini bilmeyendir. Ve şiarı şudur: Kendi işine bak!

Birileri gece gündüz yalan söylüyor. Ekranlarda, kürsülerde, meydanlarda. Koca koca yalanlarla bir halkı uyutuyorlar. Ama gerçekleri bilmek başa bela. O yüzden kendine de, ailene de şu nasihati ver: “Aman evladım, sakın karışma... kendi işine bak!”

Bu topraklarda vicdanlı olmak, tehlikeli bir meslektir. Tanık olmak, yük taşımaktır. Göz yummamak, yalnız kalmaktır. Ama sen artık öğrendin: Kendi işine bak! Sessiz kal! İçini çürüt, ama dışarıya gülümse. Çünkü biz “karışanların başına neler geldiğini” iyi biliriz, değil mi?

O yüzden bir kez daha:

Vicdanını sustur.

Aklını uyuştur.

Kalbini mühürle.

Ve kendi işine bak!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Talha Bayburt Arşivi
SON YAZILAR