Birçok parti şu günlerde il ve ilçelerde kongre dönemleri yaşıyor. Bunlar içinde iktidar partisi en çok dikkati çekiyor. Zira iktidar partisi “YENİ TÜRKİYE” açılımıyla Prof. Dr. Davutoğlu Başkanlığında “İNSANININ ÖZGÜVENİ YÜKSEK BİR ÜLKE İSTİYORUM” sloganıyla seçime giriyor. Görünen odur ki olağanüstü bir şey olmaz ise iktidar partisi AK Parti yeniden iktidar olacak durumda.
Eskiden beri bildiğimize göre siyasetin kendine göre bir geleneği vardır. Demokratik yapılanma ve geleneklere göre parti için il başkanları o ilin tek temsilcisidir. Bütün teşkilat onun ağzından çıkacak söze ve eylemlere bakar. 
İl başkanlarının güçlü olması tüm parti teşkilatını rahatlatan en önemli unsurdur. Bütün teşkilat il başkanına sığınır, onun kararlarını uygular ve parti başarısını il başkanlarıyla ilişkilendirir. İl başkanının güçlü olması partileri başarıya götürdüğü gibi parti içi itilafları da bertaraf eder. Öyle ki milletvekilleri ve partili de il başkanına bağlıdır. İl başkanı tümüyle parti genel başkanının temsilcisidir.
Bu söylediklerim bir yerde yazmaz, ancak ülkemizin parti geleneği böyledir. Seçmen ve yöneticiler, il başkanları adeta bir ulu-l emr olarak görülürler. İlin valisini o tayin eder, belediye başkanını o aday gösterir, yardımcılarını kendisi atar, parti meclislerini belirlemede en etkin odur. Velhasıl teamüller onu olağanüstü yetki ve görevlerle donatmıştır.
Önümüzde AK Parti İl kongresi ve başkanının seçimi var. İsmi lazım değil ama Konya il başkanı kim olursa olsun yukarıda belirlenen özelliklerin yanında günümüzün ihtiyaçlarına cevap verebilecek kültürlü, esprili-iletişim yeteneği yüksek, sıcakkanlı, hatır sayan-gönül alan, toplumda saygınlığı olan, tok gönüllü, özgüveni yüksek medeni biri olmalı. 
Eski siyasetçilerden birisi “KONYA İL BAŞKANI BAŞBAKANLIK YAPACAK ÖZELLİKLERE SAHİP OLMALI” derdi ve haksız da değildi. 
*****
Konya’da son zamanlarda yine bölge hastanesinin yeri ile ilgili tartışmalar yükselmeye başladı. Zannederim 1000 dekar kadar birinci sınıf tarım arazisi hazineye devredildi. Devamında bu arazi Sağlık Bakanlığına tahsis edildiği haberleri var, hatta şantiye de kurulmaya başlandı. Arkasından tarım arazisi olarak en değerli, hastane yeri olarak en kötü yere hastane yapılacak.
Bu arada tüm televizyonlarda Tarım Bakanlığınca yapılan “TARIM ARAZİLERİNİN TARIM DIŞINDA KULLANILMAMASINA” dair bir reklam spotu yayınlanıyor. Şimdi gülermisin, ağlarmısın. Sayın Tarım Bakanım Bahri Dağdaş Araştırma Enstitüsüne ait bu arazi sizin dışınızda bir otorite tarafından mı devredildi ki bu reklama nispet yapıyorsunuz. Ya da bu arazi sizin imzanızla devredildi de, sizin haberiniz mi olmadı. Soruyu nasıl soralım, sizce.
Sevgili il yöneticileri, Devlet ve Hükümet yetkilileri, milletvekilleri, belediye başkanları, sizlere de soruyorum. Lütfen bizi karşınıza alınız, hastanenin mutlaka o verimli araziye yapılması konusunda beni haklı gerekçelerle ikna ediniz. Hatta bu tartışmayı konu ile ilgili ne kadar yetkili varsa canlı yayında halkın karşısında yapalım, ben tek başıma olacağım. 
Aksi durumda inat etmeyiniz, bu yer hakkında kararınızı değiştiriniz. Biz dedik oldu anlayışı doğru değil, bu bir teknik bir konu. Hastane yapılacak o kadar yer var ki, bunun için en verimli araziyi yok etmeye hakkınız yok. Tarım üretim, üretim vatan, vatan sa bağımsızlık, bu da hepimizin, ülkemizin, insanlığın geleceğidir. Bunu bir uzmanı olarak, ihtiyaca binaen ısrarla ifade ediyorum.  
Allaha emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.