Rasim Atalay

Rasim Atalay

Konya’ya Zümrüt kadar kıymetli bir ders!

Konya’ya Zümrüt kadar kıymetli bir ders!

Ülkemizde yaşanan felaketler zincirinin son halkası Konya’dan eklendi…

24 Ocak akşamı Selçuklu ilçesi Şeker Fabrikası ve Ova Un Fabrikası arasındaki bir bölgede bitişik nizam ile yapılmış 14 daire ve bir rivayete göre 20, başka bir rivayete göre 17 dükkandan oluşan bina saniyeler içerisinde yerle bir oldu.

Adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre binada 76 kişi ikamet ediyordu…

Bu bilgi henüz paylaşılmadan önce de yürekler ağızlara gelmişti ki, şehrin en merkezi yerlerinden birinde bulunan binada o kadar dairenin boş olması mümkün değildi…

Mümkünmüş…

HELAL OLSUN SURİYELİ GENÇ

Binanın yıkılacağını önceden sezen ve isminin Ali Hüseyin olduğu öğrenilen Suriye uyruklu genç, binadaki herkesi uyarmış. Tek tek kapıları çalmış. Hepsine binadan çatırtılar geldiğini, yıkılmak üzere olduğunu ihbar etmiş. Kendi ailesini de alıp çıkarmış. Koca yürekli Suriyeli genç, belki de yaşanabilecek çok daha büyük bir facianın önüne geçmiş.

Oradaydık…

Binanın yıkıldığı ihbarını doğrular doğrulamaz ekibimizle hızlı bir şekilde koordine olarak olay yerine intikal ettik. Bizim orada olmamızdan ziyade devlet tüm gücüyle oradaydı…

Binanın yıkıldığı yönündeki ihbarın üzerinden 10 dakika geçmeden hızlı bir koordinasyonla önce çevre güvenliği alındı, ardından profesyonel ekipler görev paylaşımı yapıp hızlı bir şekilde enkaza yöneldi. Arama kurtarma çalışmaları da aynı hızla başladı ve gece boyunca devam etti.

Gün ağardığında yani ertesi günün sabahında aslına olayın vahameti daha iyi anlaşılmıştı. Çünkü enkaz gün gözüyle görülmüş ve ne kadar büyük bir can kaybının yaşanabileceğine dair emareleri göstermişti.

BİNALARIMIZ DEPREM BİLE OLMADAN NASIL YIKILIYOR?

Bu olay, 2004 yılının Şubat ayında bir mübarek Kurban Bayramı’nın ilk gününde Nalçacı Caddesi’nde bulunan ve yıkıldığı dönemde çok da eski olmayan Zümrüt Apartmanı faciasını hatırlattı. 92 kişiye mezar olmuştu bu yıkım…

Geçmişte yaşanan faciaları hatırlatmakla kalmayıp açıkçası birçoğumuzu da tedirgin etti, korkuttu. Nasıl korkutmasın?

Bir bina deprem dahi olmadan, herhangi bir sarsıntı gerçekleşmeden nasıl olur da yıkılabilir? Aldığımız bilgilere göre 1994 yılında ruhsatlandırılmış olan Taşoluk Apartmanı, 30 yılı aşkın bir süredir ayakta…

Peki niye bunca zaman hiçbir şey olmayan bina bir akşam vakti, saniyeler içerisinde yıkılıveriyor?

Burada büyük bir sır perdesi var. Hukuki süreç, soruşturmalar büyük bir hassasiyetle yürütülüyor. Binada kolon kesme vakasının olup olmadığı; binanın yığma bir bina olduğu için kolonunun olmaması durumunda dükkanlar arasındaki kolon vazifesi gören duvarların yıkılıp yıkılmadığı tüm detaylarıyla araştırılıyor. Yani sonradan binaya bir müdahalenin olma ihtimali yüksek bir olasılık…

KONYA’DA BÖYLE KAÇ BİNA VAR?

Konya’da çok eski yerleşim yerleri var. Birçoğu da güncel deprem yönetmeliğine uygun şartları sağlayan binalar değil. Bunu hepimiz biliyoruz. Koskoca Konya Büyükşehir Belediyesi binası risk taşıdığı için yıkıldı. Şehrin merkezinde bulunan Demirci, Nüve, Kemerli gibi iş merkezlerinde de depreme dayanıklı olmadığı tespit edildiği için başlatılan süreç devam ediyor.

Kim bilir kaç bina var Konya’da bu şekilde yıkılmaya yüz tutmuş, ayakta titreyerek duran…

Nalçacı Caddesi’ndeki binalardan çok korkarım ben mesela. Tevellütleri birbirileriyle yarışan binalar bunlar. Belki sonradan güçlendirme yapılmıştır, belki de çok sağlamdır da güçlendirmeye dahi ihtiyaç duyulmuyordur. Ama binaların dışarıdan bakıldığındaki görüntüsü, yüksek katlı olmaları bile korkutuyor insanı.

Sonra Bosna Hersek Mahallesi… Bu bölge için zemininin çok da sağlam olmadığı yıllardır konuşulur. Hele o bölgede kooperatif usulü yapılan binaların güvenilirliği de yıllarca tartışma konusu oldu, Konya’da ne zaman bir bina yıkılsa, benzeri bir musibet meydana gelse hemen bu bölgelerden bahis açılır.

Allah korusun da kul da görevini yapsın…

DERS ALACAĞIMIZ BİR HUSUS DA İLETİŞİM

Taşoluk Apartmanı’nın enkazının olduğu bölgeye tüm gazeteci meslektaşlarımız gibi biz de hızla ulaştık. Ulaştık ama iletişebilmek, haber merkezlerimize bilgi geçebilmek noktasında büyük zorluklar yaşadık.

Meseleye kişisel bakmıyorum. Sadece bir binanın yıkıldığı bölgede iletişim kurabilmede büyük zorluklar yaşıyorsak, o devasa GSM şirketleri de takkelerini yeniden önlerine koyup düşünmeli. Allah korusun, deprem olmadı, yüzlerce bina yıkılmadı. Afetlerin her türlüsünden rabbim esirgesin ama tüm olasılıkları düşünmek ve ona göre tedbir almak gerekiyor. Yani afet durumunda iletişim konusunda da bir ders almamız icap ediyor.

Bu olay olabilecek en az zararla atlatılmış olmakla birlikte zümrüt kadar büyük bir dersi de bizlere yeniden verdi. Bazı gerçekleri hatırlamak gerektiğini yeniden gün yüzüne çıkardı. Allah beterinden korusun. Ancak bizler de kendimiz, sevdiklerimiz, ailemiz için, insanlık namına yanlışa düşmeyelim. Yıkılması icap ediyorsa biz içindeyken değil, biz içinde yokken yıkılmasını sağlayım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Rasim Atalay Arşivi
SON YAZILAR