Muzaffer Kırmacı

Muzaffer Kırmacı

“Metro projesi yılan hikayesi”

“Metro projesi yılan hikayesi”

Refikimiz olan bir yerel gazete manşetten verdiği haberde “Metro projesi yılan hikayesi” şeklinde başlık atmış. Haberin muhtevasına baktığımız zaman CHP İl Başkanı Sayın Yetiştirici ile, MHP İl Başkanı Sayın Çiçek’in görüşlerine yer verilmiş.

Her iki il başkanı da Metro Projesinin bir seçim kazanma vaadi olduğundan bahisle  “Biz demiştik zaten” demek istiyorlar.

Bizde muhalefet hükümet edenlerin vaatlerini takip edip, yapılmadığı zaman “Şöyle bir vaadiniz vardı. Bunu neden yapmadınız?” demek yerine yapılmamasından duyulan memnuniyeti öne çıkarıyorlar. “Bakın vaat ettiler ama, yapamadılar” demek daha kolay geliyor. Yani iyi oynayıp maçı kazanmak yerine, rakibin oyununu bozarak, rakibin galip gelmesini engelliyorlar.

Mesela Yetiştirici diyor ki:  “1 milyon 600 binin altında olan yerlere zaten Metro yapılmaz.”

Bu, Allah’ın kanunu mu? Eğer böyleyse bile bununla mücadele ederek Konya’ya metro yapılması için muhalefetin de gayret etmesi gerekmez mi?

Eğer AKP Konya’ya gerçekten de Metro yaparsa halkın teveccühünü kazanacak ya. O halde ne Konya’ya metro yapılsın, ne de AKP halkın teveccühünü kazansın. Anlayış bu. Mantık bu.

Bizim delikanlılık yıllarımızda da CHP “Eşitlik” naraları atardı. Servet düşmanlığı yapardı. “Mutlu azınlıklar” onu hep rahatsız ederdi. Varlıkta eşitlik yerine, yoklukta eşitlik yanlısı bir politika izlerdi. Şimdi bakıyorum da yoksul bir Sosyal Demokrat göremiyorum. Maşallah hepsi de paçaları düzeltmiş. Ama hâlâ aynı “Halkçılık” edebiyatını yapıyorlar.

******

Konya’nın trafiği sadece beni geriyor sanıyordum. “Kıllık bende” diyordum. Herkes halinden memnun görünüyordu. Hiç kimse sesini çıkarmadığına göre ben de kulağımın üstüne yatayım dedim.

Bir vatandaşa içimi dökmek istedim. “Tramvay” diyecek oldum. “Yollar tıkalı” demeye getirdim. Lafımı ağzıma tıkayıverdi. “25 yılda bir kere de bakım yapılsın sabret bakalım” dedi. “Alan memnun, satan memnun, sana ne oluyor Muzaffer efendi”  dedim kendi kendime.

Bizim Duayen Gazeteci Uğur kardeşimin yazısını okuyunca kendime haksızlık ettiğimi anladım. Meğerse burnundan soluyan sadece ben değilmişim. Benim gibi bu konuda şikayeti olan çok insan varmış. Varmış da ne olmuş. Dıngırığına takan mı var sanki? Cami ne kadar büyük olursa olsun hoca bildiğini okurmuş. Aynen öyle.

Yetkili bir belediyeci arkadaşımız bizim insanımızın balık hafızalı olduğunu söylemişti bir zaman. “Millet ne kadar şikayet ederse etsin, 13 gün sonra çektiklerini unutur” diyordu. “Ne kadar söverse sövsün, rahatı bulduğu zaman dua bile eder” demeye getiriyordu.

Şimdi anladınız mı bu kadar vurdumduymazlığın sebebini?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Kırmacı Arşivi
SON YAZILAR