Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Tarımı Yazanlar

Tarımı Yazanlar

Kör fil’ i nasıl tarif eder bilirsiniz. Hortumunu tutar boru, kulağını tutar yaprak, kuyruğunu tutar fırça der. Tarım hakkında makale yazan köşe yazarlarının çoğuna tarım yazarları değil, tarımı yazanlardır.   

Tarımla ilgili ne zaman bir makale okusam çoğunda aklım duruyor, bunlara saygımı yitiriyorum. Öyle şeyler yazıyorlar ki, konuyu bilmesem “kendimi Patagonya’ da yaşıyorum” zannedeceğim.  

Tarım yazarları ve çeşitli medya kuruluşlarında yayın yapanların birkaçı ile zamanla bir araya geldiğim oldu. Çoğunun tarımı hâkimiyetleri ve yorumlarında körün fili tarifi gibi olduklarını gördüm.  

Son günlerde bir köşe yazarı (ne iş yaptığı ve mesleği de belli değil) buğdayın üretim maliyetini çıkarmış. Ne söylenir bilemem ama bunun topluma ve üreticilere yansıması çok kötü. En kötüsü de Ülkem tarımı ve tarımcısını aşağılama gibi bir görev üstlendikleri kanaati uyandı bende. Üretim değerler doğru olmadığı gibi, üreticiye de “sakın üretim yapmayın, zarardasınız” der gibiler.   

Yine anlı-şanlı ancak siyasi muhalif bir yazar, tarımımızı öyle anlatıyor ki, “Türkiye Orta Afrika’da bir ülkede, Hollanda tarımı gibi gösteriyor. Verdiği değerler ve ulaştığı sonucun bu ülke gerçeği ile hiç ama hiç alakası yok, dayanaksız ve asılsız iddialar. Şahsıma “sen tarımı bilmiyorsun, iyi bir mühendis değilsin” deseler bu kadar gücenmeyeceğim.

Yazılarımın çoğunda tarımsal üretim değerlerini ele alıyor, Ülkemin nereden nereye geldiğini ortaya koymaya çalışıyorum. Bu tipler inanmıyorlar ve ısrarla “bunda bir yanlış var, nasıl olur, baksana insanlar çöplerden ekmek topluyor” gibi ajitasyon yapıyor. “Senin çevrende, ya da bildiğin bir yerde ekmek toplayan varsa yardım edelim” dendiğinde de cevap, kem küm. Bazı vatandaşların muhalefet olsun diye bu tür sözler sarf etmesi kabul edilebilir ancak kendini tarım uzmanı-yazar olarak göstereni bir türlü anlayamıyorum. Bu tiplere tarım yazarı-uzman falan değil, “tarımı yazansın”, diyebiliriz.   

Efendiler tarım her insanın ele alacağı, hakkında yazacağı, konuşacağı, yorum yapacağı bir sektör değildir. yakın zamanda tarımı yazan biri “Hollanda’nın 10 katı büyüklüğünde tarım alanımız var, üretimimiz onların yarısı kadar bile değil” diyor. Kahrolmayısaçışa, bu ülke ne bir Orta Afrika ülkesi, ne de bir Hollanda, hatta “ne de tarım ülkesi”. Hollanda’nı tarım alanı bizim 7 de birimiz kadar ve 100 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. Bunlar doğru da, “Hollanda şirketleri üretimin çoğunu başka ülkelerde yapıyor ve de sömürge ülkelerin tarım emtialarını, Hollanda merkezli şirketler ile dünyaya pazarlıyor” gerçeği unutuluyor. Bu nedenle de de Hollanda’nın ihracatı 110-120 milyar dolar kadar oluyor. Yani Hollanda ihracatını kendi ülkesinde yaptığı üretimle değil yukarıda ki gibi uygulamalarla yapıyor. Tarımı yazanlar bu duruma bir cevap versinler, biz de yanlışımızı düzeltelim.      

Bu ülkenin yani Ülkemin kendine göre bir tarımsal üretim potansiyeli var. Ülkemde nasıl ki kahve, mango gibi tropik ürünler üretemez isek, Hollanda’da da açık alanda pamuk, muz üretilemez. Bunun anlamı ekolojiye uygun üretim gerçeğidir. Her bitkinin farklı bir ekolojisi vardır. Yine Ülkemde tarım alanlarının ancak % 25 inde sulu tarım yapılır ve buralarda da şeker pancarı, mısır, yonca, ayçiçeği gibi bitkiler üretilir. Almanya ve Hollanda da bu bitkiler sulanmadan üretilir. Keşke ülkesel yağış rejimimiz yıllık 1000 mm ve düzenli olsa da tüm alanlarımız mera da dahil üretim altında olsa. Esas konu budur.

Tarımı yazanlar bu gerçekleri göz ardı ederek yazılar kaleme almalıdır. Öte yandan “bir ülkenin tarım ülkesi olabilmesi için ekonomisinin çoğu tarıma dayalı olmalıdır”. Tarımdan milli geliri % 6-7 olan bir ülkeye tarım ülkesi denilemez. Bir zamanlar % 75 i kırsalda yaşayan ülkem tarım ülkesiydi ve fakirdi. “Tarım ülkesi olmak aynı zamanda da fakir kalmak anlamına gelir”. Ülkeler ithalata dayalı da olsa gıda sanayine girerek katma değerlerini artırma peşinde iken, halen “tarım ülkesiyiz neden buğday, pamuk alıyoruz” denmenin mantığı anlaşılamaz. Bu ülke son yıllarda tarıma dayalı sanayi gücünü kullanmak için harcarken, son yıllarda sektörde ithalatımızdan çok ihraç ettiğimiz bilinmelidir.

Tarımı yazanlara ve yayınlayanlara sözüm bir yere takılıp kalmasınlar, zira “tarım devlete, özgürlüğe eşdeğer; gıda, enerji ve sağlığın da güvencesidir.

Saygı ve muhabbetle 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR