Şükran Akgül

Şükran Akgül

Yolu kim gösterir

Yolu kim gösterir

“Bize bir insan mı yol gösterecek?” (Tegabün Süresi, 6)

“Kalk, yürü, peşimden gel” diyen herkesin peşinden koştu da insan, bu soruyu bir peygambere sordu.

Peki kime güveneceğiz. Bir insan güvenilir mi değil mi nasıl anlayacağız. Şuara Suresini okudunuz mu? Peş peşe peygamberler geliyor ve hep aynı cümleleri aynı sırayla söylüyorlar.

  1. “ela tettegun” sakınır mısınız? (vettegullah değil) yani Allahtan sakının demiyor. Sizi bekleyen belalara karşı tedbir alın, diyor. Özetle, hayatta kal. Hayatta kalmak için (kendin için) tedbir al.

Fetö “kendini koru” demedi “kendini bana feda et” dedi.

  1. “Ben sizin için güvenilir bir elçiyim bu iş için sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim Allaha aittir.” (Şuara Suresi, 143,162,178) Neden? Satışını yaptığın şeyin sahibi olamazsın. Eğer biri “bana tabi olun” der sonra da durumu ranta çevirirse ona inananları sürüye dönüştürür ve güder. Fetö milleti soydu, ha bire soydu, bağış adı altında. “ ne varmış, alıyorsak eğitim için alıyoruz” dedi, vermesen ayıp olur ya.
  2. “vettegullah” diyor peygamber üçüncü hitabında. Allaha çağırıyor. (kendine değil) Fetö öğrenci yurtlarının kitaplığından Kuran tefsirlerini kaldırıp kendi yazdığı kitapları koydurdu, Allaha değil kendine çağırdı. Aslında en önemli gösterge bu, Kuranı anlayanı kandıramazsın. Onun için ilk iş Kuranla aranıza mesafe koyarlar. Bunun içinde_” Kuran okuma” demezler, “sen bırak, biz sana anlatırız” derler. Arapçasını öğretip Türkçesinden özellikle uzak tutarlar. Çünkü Kuran kimin, neyin peşinden koştuğuna dikkat et der. Sorgula der, sürü olma der. Fetönün talebi sorgulamayan sadece itaat eden insan tipiydi. Sorgulamayan insan : _Ya peşinden koşup duruyoruz da bu adamın hali bi tuhaf, diyemez.

    Kuranda akıl 49 yerde geçer. Hepsi fiil formundadır. Akledin der. Akletmede şüphe etme, araştırma, doğrusunu bulma vardır.

    Hiçbir insan bir insana yol gösteremez. Peygamber olsa bile. Peygamberler yol göstermedi Allah’ın gösterdiği yolu tanıttı. Peygamber dedi ki : ” Ben ancak bana vahyolunana uyarım” (Ahkaf Suresi, 9-Araf Suresi, 203)

    Allah buyurdu ki: ”Peygamber kendinden bir şey söyleyip “Bu da Allah’tan” deseydi Onu kıskıvrak yakalar şah damarını koparırdık.” (Hakka Suresi,45)

    “Dikkat edin! Yaratmak da emretmek te bana aittir.” ( Araf Suresi, 54)

    40-50 yıl önce bu ülkede herkes bu bilinçte olsaydı fetö bu topraklarda kanca atacak yer bulamazdı. Maalesef dindarlığa bakışımız sakattı. İnsanlar araştırıp öğrenmek yerine biri gelsin, ona rehberlik etsin istiyordu. Güya ona hidayet verecek. Allah peygamberine bile “hidayet senin işin değil” (Bakara,272) demişken sıradan insanları nasıl hadi olarak gördüler.

    İnsanların doğru yolu bulmaları bozguncuların işini bitirir. “Çok isterler ki kendileri nasıl kâfir olmuşsa siz de aynı şekilde kâfir olup onlarla eşit duruma gelesiniz.” (Nisa Suresi, 89)

    Müşrikler_ “ Bize bir insan mı yolumuzu gösterecek” dediklerinde Hz. Muhammed “Evet, ben de sizin gibi bir beşerim” demiştir. (Kehf Suresi, 110)

    Nahl Suresi, 43: “ Senden önce de vahyimizi iletmede elçi olarak insandan başkasını görevlendirmedik. Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun.” ( bknz. Enbiya, 7)

    Ben inananım diyen ilişkilerini kafasına göre düzenleyemez. Kime nasıl davranacağımı ben bilirim diyemez. İnanan insanın ilişkilerini Kuran belirler. Tevbe Suresi 23 şaşıran, sapıtan en yakının olsa sileceksin, der. (bknz. Mücadele Suresi, 22)

    “ Size ne oluyor ki münafıklar hakkında ikiye bölündünüz? Allah onları yaptıklarından ötürü baş aşağı etmiştir. Allah’ın sapık saydığını yola gelmiş saymak mı istiyorsunuz? Allah’ın sapık saydığını iyi göstermenin bir yolunu bulamazsınız.”

    Saffat Suresi 156-157 de Allah buyurur ki: Kim ne iddia ediyorsa Kurandan delilini getirsin. Sakıncalı insanları nasıl ayıklarız. Mesela Müseyleme örneği. Ben sanıyordum ki Müseyleme dedi ki:- “Muhammed peygamber değil ben peygamberim” Hani müseyleme yalancı peygamber demek ya. Yok, öyle dememiş. Adamın söylemi şuymuş: “Allah bir, Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve elçisi, arada bana da vahiy gelir.”

    Enam Suresi 112. Ayette şöyle buyrulur: ”insan ve cin şeytanlar aldatmak için yaldızlı sözler fısıldar.”

    Burada “fısıltı” diye çevrilen kelime “yuha”. Yuha, kelime kökü olarak baktığınızda “vahiy”. Yani tam çeviri yapınca: “insan ve cin şeytanlar aldatmak için yaldızlı sözler vahyeder.”

    Evet, Müseyleme vahiy alıyor ama Allahtan değil. Bir insan sadece Allah’ın bilebileceği bir konuda atıp tutuyorsa bir anlamda vahiy aldığını iddia ediyordur. “ben öyle bir şey demedim ki” dese de durum budur.

    Araf suresi 30 da sapıtmış bir insan tarifi vardır. Bu insan Allaha inanır ancak şeytanı Allahtan daha yakın tutar. Furkan suresi 55: “Allah’a inanır ama Allaha karşı şeytanı savunur.”

    Allah yüzünü kurana dönen kişiye doğruyu yanlıştan ayırma yeteneği vereceğini vaad eder. (Enfal Suresi ,29) Allah vadinden dönmeyendir.

    Sağlık ve esenlik dileklerimle.

    (Bu yazının hazırlanmasında Kemal Gürger’in tefsir derslerinden faydalanılmıştır.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Şükran Akgül Arşivi

Travma

13 Ağustos 2022 Cumartesi 00:02
SON YAZILAR