Ankara'da hafif soğuk bir ilkbahar akşamı... Hani şu sabahına mis gibi, sıcak bir havaya uyanacağınızı bildiğiniz gecelerden biri. O havayı içinize çekerken, günün getireceği güzellikleri hayal edersiniz. Bazen mutluluk, tam da böyle anlarda, bir geçişin eşiğinde gizlenir. Düşünsenize, saatlerce süren, tadına doyulmaz bir günün kapısı aralanmış. Bu, sadece bir gün değil, hayatın ta kendisi.
Sabahın erken saatlerinde kuş sesleriyle Ankara'da gözlerimi açtım. Şehrin en güzel semtlerinden biri olan Kızılayda güne uyanmanın huzuru bambaşka. Şehrin enerjisi, baharın taze havasıyla birleşiyor ve sanki tüm şehir yeniden doğuyor. Güzel bir kahvaltının ardından, Ankara simiti ve tavşan kanı çay keyfi yaparken, bu şehrin kendine has güzelliğine bir kez daha hayran kaldım. Ankara'nın baharı, sadece doğanın uyanışı değil, aynı zamanda insanın da ruhunun uyanışıdır.
Mutluluk, bazen uzun ve dolu dolu geçen bir günde gizliyken, bazen de bir fincan çayın sıcaklığında, bir simidin çıtırlığında saklıdır. Önemli olan, bu anları fark etmek ve Ankara'nın o eşsiz bahar havasını içimize çekerek her bir anın tadını çıkarmaktır.
Şehrin en güzel yanı ise, kendini keşfetmek isteyenlere sunduğu o derin sessizliktir. Dikmen Vadisi’nde yürüyüş yaparken, Eymir Gölü’nün kenarında bisiklet sürerken ya da bir Kızılay akşamında eski dostlarla sohbet ederken, Ankara’nın o dingin ruhuna teslim olursunuz. Ankara, size kendiyle barışmayı, sade güzelliklerin kıymetini bilmeyi öğretir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.