Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

BİTKİSEL YAĞ SANAYİ VE HAMMADDELERİ

BİTKİSEL YAĞ SANAYİ VE HAMMADDELERİ

Geçen hafta İstanbul’da, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) tarafından gerçekleştirilen “2018 yılı geleneksel “Yağlı Tohumlu Bitkiler ve Bitkisel Yağlar Konferansı”na katıldım. 2013 yılından beri davet edildiğim bu toplantıya hemen her yıl katılırım.

Konferansta Konya ağırlığı göze çarpıyordu. BYSD Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, Oturum Başkanı ve BYSD Başkan Yardımcısı Dr. Bekir Aydoğan ve BYSD Genel Sekreteri Ahmet Atıcı Konyalı. İlaveten Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Kara ve bendeniz yanında Konyalı daha başka (BETA Tohum) katılımcılar da vardı.    

Bu seferki toplantının uzun yıllardır tarım ürünlerinde fiyatın en çok oynadığı bir döneme rastlaması bakımından enteresan olacağı belli idi, öyle de oldu. Döviz kurunda artışlara bağlı olarak ithalat, yerli üretim ve desteklemeler sanayicilerin en çok tartıştığı konular oldu. Yağ bitkilerinde ithalata ödenenin 4 milyar dolara ulaşması, konuyu daha dikkate değer buluyor, bu da sanayicileri haklı olarak düşündüren bir konu oluyor. İthalat değerleri yükselen hammaddenin iç üretim mallarını müspet yönde etkileyeceği ortada ve bunun da tabii ki mamul maddeye, yani yağa yansıması demektir.

Tüm bunlar tartışıladursun esas mesele yerli üretim artışının nasıl yapılacağı esas konumuz olmalıdır. Uzun yıllardır yerli tüketimde en çok kullanılan ayçiçeğinin Trakya Bölgemizde üretilmesi bakımından yerli ürün fiyatının belirlenmesinde Trakya’nın etkisi büyüktür. Son yıllarda eğilim değişti ve ayçiçeği üretiminin Orta Anadolu’ya, özellikle de Konya’ya kaydığı görülüyor. Üstelik Konya’da birim alanda verim Trakya’dan daha yüksek durumda. Bu demektir ki ayçiçeği Konya iklimini ve çiftçisini sevdi.

İşe diğer tarafında olanlara bakacak olursak, Trakya’da ayçiçeği üretimi genelde yağışlara bağlı olarak, Konya’da sulanarak yetiştirilmekte ve o sebeple de verim yüksek olmaktadır. Konya’da sulamasız yetiştirilmesi verimde 200 kg/da’ların altına düşürür ki bu verim üretici için tatmin edici olamaz. Bu manada gelecekte Orta Anadolu özellikle Konya’da tüm ürünlerde sulu tarımda gelecek tehlikesi vardır. Yağışlar eskisi kadar güçlü olmamakta, yerüstü suları çekilmekte, yeraltı suları tüketilmekte. Ne kadar sürer bilinmez ama görülen o dur ki, su sıkıntısının hat safhada olduğu üretici tarafından da bilinmektedir. Hal böyle olunca bu bölgede sulu tarımda gelecek iç açıcı görülmemektedir. Bu bakımdan da yağlı tohumlu bitkilerden su istemeyen aspir bitkisi de önem kazanmaktadır. 

Her şeyin normal gittiğini düşünecek olursak, yağlı tohumlu bitkilerden ayçiçeği üretiminde İç Anadolu önemli bir yere gelmiş, neredeyse tüm ülke üretiminin 1/3 ünü karşılar durumdadır. Konya tek başına 250-300 bin ton aralığında üretimle ülkesel üretimin  % 15’ini karşılar durumdadır.  Gelişmeler böyle devam eder ve Konya su sıkıntısı çekmez ise ayçiçeği ve kolza gibi yağ bitkileri üretiminde ülkede bir numaraya yerleşir duruma gelebilir ki bu önemlidir.

İşin başka bir taraftan bakacak olursak, yağlı tohumlu bitkilerin üretimi, pazarlanması ve işlenmesi konusunda İç Anadolu ve Konya en geri durumdadır. Yağ işleyen fabrikalar ve kırma tesisleri daha çok Marmara, Eğe, Güneydoğu Anadolu’da yer alırken, en az % 5 ile İç Anadolu’dadır. Bu bakımdan;

Orta Anadolu Yağlı Tohumlu Bitkiler Üretici Birliği ve Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği kurulmalıdır.

Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, ülkemizde yağ bitkileri kırma ve rafineri tesisleri kapasite kullanımı göz önünde bulundurularak, bu iki tesiste de gereksiz yatırımlara girilmemelidir. Bu konuda öncelik Üretici Birliği kurulmasında olabilir. Bu kuruluş ayçiçeği, kolza ve aspir gibi bitkilerin tohumluk temini, üretimi, bakımı, hammadde pazarlanması ve işlenmesini organize edebilir.

BYSD Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil’i başarılı hizmetlerinden dolayı tebrik ederken, yukarıda teklif ettiğim 2 konuyu dikkate alacağını umar, çalışmalarında başarılar dilerim.

Saygı ve muhabbetle, Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.          

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR