Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Tarım ehem mi, mühim mi?

Tarım ehem mi, mühim mi?

Eski bir ifade vardır “ehem mi, mühim mi” diye. Mühim önemli, ehem ise en önemli demektir. İşin aslı “ehem mühime müreccahtır”. Müreccah da tercih edilen, yeğ olan demektir. Yani bir iş yapılırken, düşünceler ve görüşler sıraya konulurken en önemlileri başa almak gerekir. Kısaca "en önemli, önemliye tercih edilir." mealinde bir prensibi açıklayan eski bir sözdür.

Tarımın ne derecede ehem olduğunu hala anlayamadık. Anlayamadığımız gibi tarımın yani ziraatın bu manada ne derecede ihmal edildiği ortadadır. Hazırlanan gıdaları yeriz, içeriz, sonra da israf ederiz. Bu sorulara cevap verebilmek için tarım tarihini, gelinen durumu yeniden ele almak gerekir. Tarım ve onun çıktısı olan gıda ile kaynaklarında nereden nereye gelinmiş, ne olacak iyice anlaşılsın.

Tarım insan besini olabilecek ve ekonomik değeri olan her türlü bitkisel-hayvansal ürünün bakım, besleme, yetiştirme, koruma ve mekanizasyon faaliyetlerinin tamamı ile durgun sularda veya özel alanlarda yapılan balıkçılık faaliyetlerinin tümüdür. Tarım bilimsellik yanında özel yeteneklerle uygulamalı bir bilim dalı olup, amacı, insanların faydasına ekonomik değerler elde etmektir.

Tarım, iki temel üretim dalından oluşur. Bunlar bitkisel üretim ve hayvansal üretimdir. Bu iki temel üretim dalı arasındaki tek fark, kullandıkları materyalin birinde bitki, ötekin ise hayvan oluşudur.

Tarım, insanlığın toplu hayata geçişinde büyük bir rol oynamıştır. Taş Devri süresince bulunan avcı-toplayıcı toplulukların, yerini tarımla uğraşan halklara bırakması, toplumları ve devletleri ortaya çıkarmıştır. Son 200 senedeki Sanayi Devrimine kadar tarım, insanlığın büyük çoğunluğunun temel geçim kaynağı olmuştur. Ancak günümüzde de tarımda gözle görülür gelişmeler ve teknolojinin getirdiği bazı müspet-menfi etkiler da vardır. Özellikle 20. yüzyıl boyunca tarımda önemli değişiklikler yaşanmıştır. Basit bir misalle, Amonyum Nitrat karıştırılan tezek sayesinde, ilk yapay gübreler elde edildi. Makineleşme sayesinde işçi sayısında azalma, üretimin artmasına karşılık işsizlik de arttı.

Bunlara karşılık, günümüzde en çok yetiştirilen tarım ürünleri arasında pirinç, mısır ve buğday yer almaktadır. Ayrıca dünyadaki çoğu hükûmet kaliteli gıda için tarıma yatırım yapmaktadır. Tarıma yapılan yatırımlardan en büyük payı, temel gıda kaynakları olan buğday, mısır, pirinç, soya ve süt almaktadır. Ancak buna karşılık gelişmiş ülkelerde yapılan yatırımların büyük çoğunluğu etkisiz ve çevre düşmanıdır. Özellikle tarımdaki makineleşme, suni gübre ve kimyasallar kullanımı, çevreye büyük zararlar vermekte ve su kirliliği başta olmak üzere önemli sorunlara yol açmaktadır. Yine 21. yüzyılda çevre sorunlarının ve küresel ısınma başta olmak üzere anormal doğa olaylarının gündeme gelmesiyle beraber, makineleşme ve suni gübre kullanımı kısmen düşürülmüştür.

Tarımdaki çevre zararlarına alternatif olarak geliştirilen ve ilk defa 20. yüzyıl başlarında dile getirilen organik tarım ise tüm bunlara karşı temiz ve sağlıklıdır. Organik tarım, günümüzde dünya çapında ilgi görse de pahalı olması nedeniyle sadece üst sınıf kişilere hitap etmektedir. Organik tarımın en büyük destekçisi Avrupa Birliğidir ve 1990 dan itibaren organik tarım üretimi süratlenmiştir. Organik gıdanın savaştığı üretim uygulamaları arasında başı hormonlu gıda üretimi almaktadır.

2007 yılında dünyadaki ekonomik dalgalanmalar sürecinde tahıllar başta olmak üzere birçok üründe fiyat artışları olmuştur. Gıda savaşları insanlık tarihi ile başlasa da, gelecekte, fiyatların çok daha artışı nedeniyle, Afrika ve birçok 3. dünya ülkesinde gıda savaşlarının başlaması beklense de sanayileşme ile birlikte küresel iktidarlaşma savaşları gıda kaynaklarını ileri derecede tehdit etmektedir.

Ne yapılabilir’ e verilecek tek cevap 8.5 milyar insanın küresel ısınma, silah üretimi, emperyalistlerin köleleştirme projelerine yönelik tüm fiil ve çabalarına son vermeyi sağlayacak karşı duruşlar ortaya koymasıdır.

Zira tek dünya tüm dünyalınındır, gıda da en ehem konudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR