Prof. Dr. Fikret Akınerdem
Cumhuriyetin Şeker Fabrikaları (1950-60 arası)-4
Geçen hafta 3 makalemizde de ele aldığımız gibi 1926-50 arası 4 şeker fabrikası kurulduğunu, bu meyanda 1926 da 576 ton olarak üretilen kristal şeker miktarının 4 fabrika ile 1950 de 137 bin tona kadar yükseldiğini ele almıştım. Devamında 2. Dünya savaşında zor yılları vurgulayarak yazmıştım.
İkinci Dünya Savaşı’nın (1939-1945) yaşandığı süreç her alanda olduğu kadar şeker sanayini de derinden etkiledi ve uzun bir süre, bu alanda ciddi manada bir yatırım gerçekleşmedi. Savaş dönemi oldukça zorluklar neticesinde, yeni bir siyasi dönem başladı. 1950 seçimleri Cumhuriyet tarihi için siyasi, sosyal, kültür ve ekonomik alanlarda bir değişim ve ilerleme dönemi olarak yazıldı. DP iktidarının ilk yıllarından itibaren gerçekleştirdiği politikalarla kalkınma hamleleri başladı.
Ekonomide ülke serbest piyasa ekonomisine geçiş ile DP ekonomideki reformları diğer partiden daha liberal bir şekilde olduğu görülmekteydi. DP gerek Mareşal Yardımı gerekse de Truman Doktrini vasıtasıyla ekonomik yardımlar elde ederek tarım ve sanayi alanında ileri derecede reformlar hayata geçirildi. İktidar tarafından 1950-1957 yılları arasında ülkede tarımımda gelişmelere bağlı olarak tarım sektörü için yurt dışından kaliteli tohumlar, kimyasal ilaçlar ve traktörler getirilmiştir. Ülkemizde çoğu bataklık araziler kurutulmuş tarıma uygun arazilere dönüştürülmüştür.
Sanayileşme sürecinde de şeker fabrikaları ile alakalı çalışmalar öne çıkmıştır. 1951 yılında hazırlanan "Şeker Sanayii'nin Tevsi Programı" ile yeni şeker fabrikaları tesisi ile Türkşeker Sektöründe 2. Dönem (Gelişme) dönemi başlamıştır. Diğer taraftan da pancar ekicilerinin teşkilatlandırılması amacı ile 1952 de bu kesimde toplumsal dayanışmanın bir örneği olan kooperatifleşme hareketi başlatılmıştır.
1950’li yıllarda tarım politikalarında yapılan düzenlemeler ve gelişmelerle birlikte şeker ziraatı üzerine de çalışmalarda bulunuldu. Bu meyanda 2 Aralık 1952 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Amasya’da in merkez ilçesine bağlı bazı köy ve kasabalar ile Samsun ve Çorum’un şeker ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla bir şeker fabrikasının kurulması için Amasya Şeker Fabrikası AŞ’ye yetki verildi.
30 Mart 1954’te, Erzurum ilinin tamamı ile Gümüşhane, Bayburt, Elazığ ve Tunceli illerinin tamamı, Bingöl ve Burdur’da ve Susurluk’ta kurulacak şeker fabrikaları için imtiyaz verildi.
1953 yılında Adapazarı, 1954 yılında Amasya, Konya ve Kütahya, 1955 yılında Burdur, Susurluk, Kayseri, 1956 yılında ise Erzincan, Erzurum, Elazığ ve Malatya Şeker Fabrikalarının açılmasıyla 1956 yılında fabrika sayısı 15 e ulaşmıştır.
Bir anlamda 1926-50 arası 24 senede 4 fabrika; 1952-56 arası 4 senede 11 fabrika tesis edilerek işletmeye açılmıştır. Bu yatırımlarla şeker fabrikaları Anadolu genelin yayılmış ve kurulan bu şeker fabrikaları ile birlikte şeker pancarı üretiminde de artışlar olmuştur. Bu fabrikalardan 5’i (Kayseri, Konya, Kütahya, Adapazarı ve Amasya), kooperatifler aracılığı ile pancar çiftçisi ve Devlet ortaklığı çerçevesinde kurulmuş özel fabrikalardı.
Şu da unutulmamalı ki şeker fabrikaları sadece sınai bir tesis değil, sanayi sektörünün diğer kollarına hitap etmekle birlikte aynı zamanda tarım sektöründe de ciddi hammadde (küspe, şlempe), et-süt ve bunlardan elde edilen ürünlere de kaynak olmak demektir. Bu haliyle Türkşeker sanayi Anadolu insanına modern tarımla birlikte, mekanizasyonu, gübrelemeyi öğretmiş bir teşkilattır.
1956 yılında 15 şeker fabrikasıyla Türkiye’de üretilen şeker miktarı Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki üretim miktarıyla mukayese edilemeyecek derecede artarmıştır. Bir anlamda 1926 da 573 ton, 1946 da 137 bin ton olan şeker üretimi 1960 da 643 bin tona yükselmiştir. Diğer yandan kişi başına şeker tüketimi 1950 ye kadar 3-4 kg civarında iken, 1960 da ise 10 kg kadardır. Öte yandan Cumhuriyetin ilk yıllarında ülke nüfusu 13 milyon iken, 1950 de 20 milyona, 1960 da ise 27.5 milyona ulaşmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.