Rasim Atalay
Depremler, Afet Bakanlığı’nı kurduracak
Balıkesir’in Sındırgı diye bir ilçesinin olduğunu benim gibi birçok kişi son birkaç aylık zaman diliminde neredeyse her gün meydana gelen depremler nedeniyle bu ilçenin gündeme gelmesiyle öğrendi…
Ve dün gece de korkutan bir deprem yaşandı. 6,1 şiddetindeki deprem, yeryüzüne çok yakın bir konumda 5,7 kilometre derinlikte olduğu için hissedilme etkisi de bir hayli yüksek oldu.
O kadar ki, Sındırgı ile kalmayıp İstanbul ve Ankara dahil olmak üzere çok geniş bir coğrafyada deprem hissedildi.
Şükür korkulan olmadı, deprem nedeniyle bu kez çok büyük bir yıkım ve kayıp yaşamadık. Allah beterinden korusun…
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli 11 ilde meydana gelen ve 53 binin üzerinde insanımızı kaybettiğimiz, birçok şehrin yerle bir olduğu büyük depremin yaraları halen tam olarak sarılabilmiş değil.
Kolay da değil bu yarayı sarmak…
Devletimiz hakikaten var gücüyle çalışıyor, emek harcıyor ve özellikle yıkıntıları yok edip şehirleri yeniden imar ve inşa etme noktasında büyük çaba gösteriyor. Hemşerimiz, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum bu manada deprem bölgesindeki her şehrin fahri hemşerisi ilan edildi. Sevildi, sayıldı, bunu da hak etti.
Her ne kadar bu depremin yıktığı yerleri toparlamak kolay olmasa da büyük mesafe alınmış oldu. Giden canlar geri gelmeyecek evet. Ancak insanları yeniden hayata bağlayacak altyapının sağlanması anlamında atılan büyük adımları görmemek için kör olmak gerekir.
Öte yandan, 2023 Şubat depremiyle birlikte Türkiye’nin depremselliği defteri de dürülmedi. Aradan geçen yaklaşık 2,5 yıllık zaman diliminde Türkiye genelinde yaşanan irili ufaklı depremler nedeniyle deprem korkusunu yaşamayan, depremi hissetmeyen neredeyse kalmadı. Deprem riskinin en az olduğu bilinen şehrimiz Konya’da bile geride kalan 2,5 yıllık süreçte onlarca deprem yaşandı.
Bu durum, Türkiye’nin deprem gerçeğini, depremden korkmak yerine depremle yaşamayı öğrenmek gerektiğini ve en önemlisi de depreme uygun bir altyapının bir an evvel kurulması zorunluluğu ve sorumluluğunu hiç unutturmadı.
İşte dün yaşanan deprem…
Bu coğrafyanın deprem gerçeği kendini unutturmuyor, sürekli olarak hatırlatıyor.
Bu kadar çok deprem oluyorken, bunun doğal sonucu olarak Türkiye’de başta deprem olmak üzere özerk bir şekilde tüm doğal afetlere eğilecek bakanlık düzeyinde bir yapının kurulmasına ilişkin gündem de hep var olageliyor.
En büyük yıkımın, acının ve kaybın yaşandığı Kahramanmaraş depremleri ile birlikte Afet ve Acil Durum Bakanlığı’nın kurulması konusu TBMM gündemine kadar gelmişti. TBMM’de Deprem Araştırma Komisyonu kurulmuş, bu komisyon raporunda risk yönetiminde kurumun daha güçlü bir yapıya sahip olması gerektiği tespitine varmış, en nihayetinde de riski azaltma odaklı bir afet yönetim planı için Afet ve Acil Durum Bakanlığı adında yeni bir bakanlık oluşturulması konusunda öneri yapılmıştı.
Bu önerinin altı doluydu… Üstü de boş kalmadı. Henüz netlik kazanmasa da yaşanan depremlerle birlikte sürekli gündemde olan ilgili bakanlığın kurulması hususunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Afet Bakanlığı’nın kurulması üzerine kurgulanan tespitlerin doğruluğuna işaret etmişti.
Bakanlık kurulunca deprem olmayacak mı? Hayır elbette…
Kurulacak olan bakanlık Türkiye’nin deprem gerçeğine paralel bir altyapının başka bir bakanlık bünyesinde bir başkanlık düzeyinden bakanlık düzeyine yükselecek ve bakanlık düzeyinde hazırlıklar ve araştırmalar yapılacak.
Şehirlerin başta deprem olmak üzere yaşanabilecek tüm doğal afetlere karşı daha dirençli hale gelmesi, halkın doğal afetler konusunda daha çok bilinç kazanması ve depremle yaşama kültürünü benimsemesi adına bu bakanlığın kurulması konusu önemsenmeli.
Bakanlık, yerel yönetimlerle de koordineli bir şekilde çalışarak şehirleri altyapı anlamında depreme daha hazırlıklı hale getirmeli ve risk en aza indirgenmeli.
Öyle de görünüyor ki Türkiye’de sürekli irili ufaklı depremlerin yaşanması, Afet Bakanlığı’nın kuruluş sürecini hızlandıracak.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.