Kaderde yazıldıysa neden soruluyoruz?
Kader İslamiyet'in 6. şartı olup olmazsa olmaz bir akait kuralıdır.
Zaman zaman insanlar Müslüman olsun gayrimüslim olsun “Allah kaderi yazdıysa neden yaptıklarımızla cezalandırıyoruz?” gibi sorular sorarlar.
Bu sorunun özeti şudur; eğer Allah kaderi ezelde yazdıysa, bir insanın adam öldüreceğini, kadınlara tecavüz edeceğini, iyi olacağını, kötü olacağını ya da güzel işler yapacağını cennetlik veya cehennemlik olduğunu hepsini yazdıysa bizim seçimimiz ne işe yarar? Ben bir insanı öldüreceksem ve bunu Allah ezelde benim öldüreceğimi yazdıysa o zaman neden ben sorumlu oluyorum bundan? Sorusunun cevabı şudur:
Önce kaderin ne demek olduğunu iyi anlamamız gerekiyor. Allahu Teâlâ mesela bir kişinin doğacağını ezelde takdir eder, doğacağı yeri, zamanı, ölümünü ve öldüğü yeri hepsini tek tek ezelde yazar.
Cenab-ı Hak İsra suresinde şöyle buyuruyor:
“Biz her insanın sevabını ve günahını boynuna doladık; öyle ki, kıyâmet günü önüne, her şeyi açık açık kaydedilmiş bulacağı bir defter çıkaracağız. Ona: “Oku şimdi defterini! Bugün sana hesap görücü olarak kendi nefsin yeter!” diyeceğiz. Artık kim doğru yolu seçerse ancak kendi iyiliği için seçmiş olur.” (13, 14, 15)
Bir insan doğduğu anda yaratan bütün ayrıntısına kadar bilir iyi mi olacak kötü mü olacak cennetlik mi cehennemlik mi olacak Allahu Teala'nın kesinlikle bunlar bilgisi dâhilindedir.
Şimdi bu hususu bir misalle ele alalım: Bir öğretmen var ve önünde bir yıl okutacağı 100 tane öğrencisi var. Sınavdan önce öğretmen hangi öğrencinin 1. Derecede, hangi öğrencinin 2. derecede olduğunu ve hangi öğrencinin de dibe vuracağını öngörüleri ile tahmin ediyor.
Sınavlardan sonra yapılan incelemede öğretmenin hangi öğrencinin 1. olacağını 2. olacağını ya da dibe vuracağını tahmin ettiği öğrenciler aynı öngörülere uygun olarak sınavı bitiriyorlar.
Bu konuya başarısız olan öğrencinin “öğretmen benim bu notu alacağımı biliyordu” diyerek itiraz etme hakkı var mıdır? Bu hususta öğrenci mi suçludur, öğretmen mi suçludur?
Öğretmen başarısız öğrencisinin başarısız olacağını şu izlenimlerinden elde etmiştir; bu öğrenci devamlı sinemaya kaçmakta kötü alışkanlıklarla uğraşmakta okey oynamakta ve derslere gevşek olarak gelmektedir ve sonuçta da onun başarısız olacağını bilmiştir. Öğretmen 1. ve 2. öğrencilerin de durumlarından tavırlarından sevgi ve saygılarından çalışkanlıklarından devamlılıklarından o notu alacaklarını önceden sezmiştir.
Allahu Teâlâ da aynen bu öğretmen gibi ki O bütün insanlığın başöğretmenidir. Rahman Suresinin başında da geçtiği gibi “o asıl öğretmen olan Rahman, Allahu Teâlâ’dır, yarattığı bir insanın ne zaman doğacağını nerede öleceğini yaşarken neler yapacağını cennete mi cehenneme mi layık olan işler yürüteceğini en ince ayrıntısına kadar bilmektedir. Burada seçim hakkı kullarındadır.
İkinci bir örnek daha verelim: 12 yıllık temel eğitimi alan bir öğrenci artık doktor mu mühendis mi öğretmen mi avukat mı olacağına kendi kafasına koyar. Diyelim ki bir öğrenci mühendis olmayı kafasına koyduysa Cenab-ı Hak bu kişinin mühendis olacağını kaderine yazar. Günü gelince öğrenci mühendisliği seçer ve Allah'ın kaderi ile aynı noktada buluşmuş olur.
Diğer bir örnek de şöyledir: Bir yol ayrımında olduğumuzu varsayalım önümüzde 5 tane yol var. Diyelim ki Allah'ın bir kulu 2. yolu seçti bunu seçmesi Cenab-ı Hakk'ın ezeli defterinde yazılıdır yani kulun seçmesi kaderde yazılı olduğu için değil kendi isteklerine uygun olduğu içindir.
Burada seçim kula aittir, kulun elinde seçme hakkı vardır. Allah cc hangi kulunun iyi yollarla para kazanıp geçimini sağlayacağını hangi kulun kötü yollarla haram yollarla geçimini sağlayacağını bilir ve bu şekilde kaderi yazar, günü gelince de kul tercihini kafasına koyduğu şekilde yapar.
Allah kullarına seçme hakkı vermiştir, burada “ben neden bunu seçiyorum” diye onu suçlamaya kimsenin hakkı yoktur. Kötü yolu seçerek cehennemi hak eden kişi kötü amelleri nedeniyle cehennemi hak etmiştir, cennete giren ise mahza Allah'ın rahmeti ile cennete girmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.