Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

KADIN-ERKEKLİ SEMÂ OLMAZ

KADIN-ERKEKLİ SEMÂ OLMAZ

  • Mevlânâ muhibbanları: “Tarihte kadın Semazen vardır. Fakat 700 sene içerisinde kadın ve erkek yan yana dönmemiştir.” Cumhuriyet’in ilk kadın semâzeni Esin Çelebi, “Semâ geleneğini bozmamak için şimdiye kadar ‘meydan’da semâ yapmadım. Sadece kadınların olduğu ortamlarda, özelikle de kendi evimde semâ yaptım” diyor.

 

 

 

Bursa Mevlâna Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği’nin Osmangazi Belediyesi’yle 2004’de düzenlediği organizasyonda 37 kadın semazen, renkli tennureleriyle ‘meydana çıkmıştı’. O yıl, Üsküdar Numan Dede Mevlevîhânesi’nde semâ eden 20 kadar kadın semazen National Geographic dergisinin Türkiye baskısına kapak olduğunda, konu uluslararası düzeyde ilgi çekmiş, Türkiye'de ise “Kadın semazen olur mu?” tartışmaları başlamıştı.

Aradan geçen zamanda kadın semazenlerin sayısının epey artığı görülüyor. Bu tartışmalar Mevlevî geleneğinde ve dinî hayatta ‘kadın semazen’in yerinin olup olmadığına kadar vardı.

Bu tartışmanın bir başka yönü de kadın semazenlerin erkek semazenlerle birlikte semâ etmesi. Tartışmayı alevlendiren şey, kadınlara renkli tennure giydirilmesi ve erkeklerle birlikte karışık vaziyette meydanlarda dönmeleridir.

 

KENDİ ARALARINDA SEMÂ MECLİSLERİ YAPARLARDI

Hüseyin Dede Efendi, kadınların Mevleviliğe intisap ettiklerini lâkin çileye soyunmadıklarını, özel kıyafetleri olmadığını belirtiyor. Ayrıca, A. Gölpınarlı’nın “Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik” adlı kitabının 281. sayfasından şu alıntıyı kaydediyor:

“Kadınlar âyin-i cem’lere alınmazlardı ve tekkede yapılan mukabeleleri (o günün geleneğine uyarak) kafes dâiresinden seyrederlerdi. Hâtûnlara sikke yerine arakıye tekbîrlenirdi. Arada bir sikke verildiği de olurdu. Kadınlar, sema’ meşk edebilirlerdi ve bazen de kadınlar, erkeklerin bulunmadığı meclislerde kendilerinden olan sâzendelerin yahut yaşlı dedelerin bir kaçının ney ve kudümleri eşliğinde, kendi aralarında semâ’ meclisleri tertip ederlerdi.”

 

700 SENE YAN YANA DÖNMEDİLER

Kabri Konya’da, Üçler Mezarlığı’nda olan Mesnevîhân Şefik Can’ın talebelerinden Nur Arıtan ise, www.semazen.net sitesinde yer alan bir röportajında, “Bayan semazen olur mu?” sualine şu cevabı veriyor:

“Bayan semazen olmaz olur mu ve neden olmasın. Tarihte kadın Semazen vardır. Fakat 700 sene içerisinde kadın ve erkek yan yana dönmemiştir. Ancak aile meclislerinde kadın erkek yan yana olabilir.”

Arıtan hanım, “Sema' öğrenmek ve Sema' etmek isteyen bay ve bayanlara ne önerirsiniz?” sorusunu da şöyle cevaplandırıyor:

“Önce Hz. Mevlâna’yı ve Mevlevîliği tanımaları gerekir. Mevlevîliğin âdâb ve erkânı hakkında kitaplar vardır. İlk önce kendilerini fikir planında eğittikten sonra Sema' etmeyi düşünmeleri lâzım. Naçizane tavsiyemiz; bu zamana kadar Mevleviliğe giriş kitabı sayılan Sultan Veled’in Maarif adlı kitabını da okumaktır.”

“Hz Mevlâna zamanında bayanların Semâ yaptığına dair bir bilgi var mıdır?” sorusuna Nur Arıtan, bakın nasıl cevap veriyor:  

“Mevlevîlik tarihi açısından çok önemli bir kaynak olan Eflâkî’nin“Menakıbü’l-Arifin” isimli eserinde; Hz. Mevlâna’nın kadınların Semâ meclislerine gidip onlarla birlikte Semâ ettiği ve kadınlar tarafından üzerine güller serpildiği çok açık bir şekilde yazılmaktadır.

Ayrıca Hz. Mevlâna’nın torunu olan Ulu Arif Çelebi’nin de tıpkı dedesi Hz. Mevlâna gibi kadınlarla görüşüp konuştuğu, onların Semâ Meclislerine gittiği Mevlevî kaynaklarında kayıtlıdır. Elbette tüm bu söylenenler o dönemin edep, gelenek ve görenekleri çerçevesinde yapılmıştır.”

 

“ATATÜRK İLAHİLERİ ÇALIYORUZ”

Merkezi İstanbul Üsküdar’da bulunan Çağdaş Mevlâna Âşıkları Topluluğu başkanı Hasan Çıkar, kadın semazenle ilgili olarak “Hz. Mevlâna döneminde de kadın semazenler vardı. Ama ne yazık ki, erkekler ile birlikte semâ yapamıyorlardı. Şimdi buna engel yok. Hz. Muhammed ve Hz. Mevlâna ilerici ve reformcuydular. Hep cehaletle savaştılar. Şimdi bunu yadırgamanın anlamı yok. Kadın-erkek bir arada yapılan semâ törenlerimiz tüm dünyada izleniyor. Grubumuz ilahiler, Atatürk ilahileri ve Mevlevi ayinleri hazırlayıp icra ediyor” diyor.

 

RENKLİ SEMA SEYREDENE BİLE ÇELME TAKAR

 Galata Mevlevî Mûsikîsi ve Semâ Topluluğu başkanı Nail Kesova ise; bu konu hakkında şunları dile getiriyor:  

“Hanımlar ve beyler birlikte Bektaşi nefesleri var, buna dini folklor diyelim. Hanımlarla beylerle müşterek yapılan sema, ‘bugüne kadar yapılmamış, modernleşiyoruz’ havasında sempatik gelebilir ama bu dervişlik olmaz. Hanım derviş olmamış mı olmuş, semazen de olmuş ama hanımlı beyli sema etmemişler. Hasan Efendi grubu yapıyor. Biz çağdaşız diyorlar ana da peki. Ama çok renk bana göre tevhid yolunda seyredene bile bir çelme takar” (Hürriyet Bayram, 10 Ocak 2000, s. 4).

 

YARIN: Kadın-Erkek Sema Gelenekte Yok.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR