Uğur Özteke

Uğur Özteke

KORKARIM BAKAN SELÇUK DA BAŞARILI OLAMAYACAK…

KORKARIM BAKAN SELÇUK DA BAŞARILI OLAMAYACAK…

Hafta başından bu yana İhsaniye İlkokulunda Suriyeli öğrencilerin sınıflara adaletli bir şekilde dağıtılıp dağıtılmadığı yönündeki bir veli şikayetini köşe yazımızda dile getirmiştik. Bir talihsiz öğretmenimiz 3’ü içerde 4’ü dışarıda 7 velinin gözü önünde gerçekleşen bir görüşmenin ardından, bu kadar şahide rağmen suçlu olmuş, fatura da kendisine kesilmiş, biliyor musunuz?

O velilerle görüşen benim, kesilen fatura ise bu milletin garip öğretmenine. Ey Yüce Rabbim! Adalet…

Dün sabah öğrendim. Dahası belgesi elime ulaştı. Öğretmen, tüm bu gelişmelerde ve görüşmelerde konunun birinci muhatabı olan okul müdürü tarafından yazılı olarak uyarılmış, ikaz edilmiş. Belki de savunma verecektir garibim.

Üç gündür bire bir (okul müdürü ve ceza alan uyarılan öğretmenin dışında) tüm velilerle görüşüp tüm detayları ile konuşmaları öğrenmiş olmamıza rağmen geldiğimiz noktada bir kez daha anladık ki “asa kimde ise kral o”…

Bu olayı uzaktan da şahsi hiçbir ilişkim olmadan gördüm yaaa, artık yeni Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk Bey’in de başarılı olacağına dair tüm o büyük ümitlerim bir anda yıkıldı ve yok oldu.

…………….

Ülke bugünlerde ama içerden ama dışarıdan ekonomik bir darboğaza sokulmak isteniyor. Saldırının adı bugün ekonomik.

Dün Suriye.

Önceki gün Rusya.

Ondan önceki gün ABD.

Ondan da önceki gün FETÖ.

Geçtiğimiz hafta PKK…

……….

Yani siz bu topraklarda sıkıntının, dertlerin, sorunların adı değişse de problemlerin hiç bittiğini gördünüz mü?

Yarın da bu tür sorunlar olacak.

Ama bu milletin dirayeti ve büyüklerin duası ile her türlü sorunun üzerinden geleceğiz inşallah.

Rahmetli Özal ve Rahmetli Demirel ile Cumhurbaşkanlığı muhabiri olarak çalıştığım için, her dönemde farklı farklı dertler derya derya idi.

Şimdi Sayın Başkan Erdoğan ile sorunların sadece şekli ve ismi değişti ama asla bu zıkkım dertler bitmedi tükenmedi.

Bitmeyecek de. Tükenmeyecek de…

………….

Ancak sizlerle bu konuda şahsi düşüncemi samimi olarak paylaşmak istiyorum.

Bizde asıl dert, asıl sıkıntı kendimizde, kendi içimizde.

Sayın Başkan Erdoğan’ın başarılı, güçlü, siyasi zekası büyük bir lider olduğundan akli selim hiçbir vatandaşımızın şüphesi yok. Dahası samimi sohbetlerde Erdoğan’a oy vermeyenler bile bu gerçeği kabul ediyorlar.

…………..

Buraya kadar tamam mı?

Peki 16 yıldır tek başına ülkeyi yöneten, yeri geldiği zaman Amerika’sından Rusya’sına, Almanya’sından Hollanda’sına kafa tutan ve asla geri adım atmayan Erdoğan başkanlığındaki bu ülke bırakın ekonomiyi, bırakın yüksek teknolojiyi, bırakın eğitimi, bırakın sağlığı en basitinden sporundan sanatına niye bir adım ilerleyemiyor?

Niye durduğu yerde bile sayamıyor da geri geri gidiyor?

…………..

Kimse zıplamasın.

Sayın Cumhurbaşkanımız sadece bu alanlardaki rahatsızlığını bile sık sık yüksek sesle gündeme getiriyor değil mi?  

Peki üzerine alınan var mı?

Ben bu işi yapamadım, beceremedim efendim beni bu görevden af edin diyenimiz var mı?

…………..

Yani biz şu adam, bu adam demiyoruz genel bir yönetim ve yönetenlerin anlayışını dile getiriyoruz.

Böyle bir yönetim anlayışında Sayın Cumhurbaşkanımız ne zaman sinirlenir, kızar o zaman görev değişikliğine gidiyor değil mi?  

Hiç kafanızı yormayın.

Geriye dönün hangi alanı seçerseniz seçin yani kendinize bir alan işaretleyin ve 16 yıl öncesine gidin. O alanda kimler gelmiş kimler geçmiş. Eğer o isimler başarılı olsalardı Cumhurbaşkanı onları değiştirir miydi? Kendi getirdiği adamı, kendisi göndermekten keyif mi alıyor?

………….

İşte yönetimlerde ama çok çapsız ama az çapsız isimler yüzünden bugün Sayın Cumhurbaşkanı parti içinde dahası partililer tarafından bile dudak bükülerek “acaba mı ki?” diye eleştirilebilir miydi?

Dönüyoruz genellemeden tekrar Milli Eğitim’e.

Sayın Prof. Selçuk ilk açıklandığı gün bilen bilmeyen, tanıyan tanımayan ancak geçmişine şöyle bir göz atıldığı zaman partili partisiz herkesin üzerinde oy birliği ile mutabık olduğu tartışılmaz bir isim idi.

O günden bugüne kaç gün geçti Allah aşkına.

İşte eğitimdeki çarpık, yanlı ve yanlış uygulama her alanda her gün, farklı farklı okul ya da şehirlerde tek tek kendinden söz ettirmeye devam ediyor.

Mesela Sayın Bakan’ın ilk bir iki uygulaması hatta açıklaması ile öğretmenlerimizin gözlerindeki sönmüş fer gitmiş, ışıklar yanmaya başlamıştı. Bir iki ayda öğretmenlerimiz yine kendilerine güvenmeye cesaretlenmeye dahası şevkle çalışmaya başlamışlardı.

Nereye kadar?

Başlarına gelecek, ya da arkadaşlarının yaşayacakları sorunlarda gördükleri acı gerçeğe kadar.

………..

Şunu demek istiyorum.

Lideri, bakanı, genel müdürü, il müdürünü başarılı kılacak en az hata yaptıracaklar kendi ekipleridir. Bu insanlar kendi ekiplerini bir yere kadar tayin edebiliyorlar. Sonra iş siyasete, sendikaya, yakın çevreye, abiye kardeşe kadar iniyor. Yani insanların arkasındaki güç; o insanın kapasitesinin becerisinin, tecrübesinin ve işinin ehli olmasının çok çok önüne geçiyor.

…………….

Aman neyse yazıyı uzatmayalım. Kafanızı da karıştırmayalım. Türkiye’de bu işler böyle gelmiş bundan sonra da böyle gidecek. Allah şahit AK Parti’nin ilk iki döneminde ben de bu millet gibi pek çok şeye yürekten inanmıştım. Şimdi aynı inançta mıyım? Hayır, hayır asla pek çok inancımı kaybettim.

Reis’e inanıyorum da inanacağım ikinci bir adam kalmadı artık.

Sayın Bakanımız Ziya Bey de kusura bakmasın. Onun da yapacağı pek bir şey yok gibi.    

Biz bu satırları yazarken Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk Bey, “1 milyon öğretmen 1 milyon fikir” projesinin tanıtıyordu. Sayın Bakanım projeyi filan bırakın ne olursunuz siz öğretmenlerimizin yeniden o eski enerjisini kazanabilmesi için önce müdürleri sonra amirleri ve yöneticilerinin öğretmenlerine sahip çıkmasını sağlayın yeter. Proje dediğiniz ne ki. Ezilen, horlanan itelenip kakalanan, düşüncesini söyledi diye ceza kesilen öğretmen proje üretse ne olur. Önce kendini sonra sizi, sonra da geleceğimizi kandırmış olur vesselam.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Senden nefret edenler, aslında seni bunca insanın neden sevdiğini anlayamayan gizli hayranlarındır.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Şehrin pek çok projesinde olduğu gibi turizminde de ortak akıl ve el birliğini sağlayabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
19 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR