Ne körsünüz ne sağır, sadece utanmazsınız!
Kör olsa işitir, sağır olsa hisseder insan bazen. Ama siz ne körsünüz ne sağır… Sadece duymamayı seçiyorsunuz. Görmemeyi tercih ediyorsunuz. Çünkü vicdan, işinize geldiğinde bir süs, işinize gelmediğinde bir yük sizin için. O yüzden taşımazsınız. Çünkü ağırlığı gerçeğin ta kendisidir.
Sövdüklerinizle kol kola girecek kadar acizsiniz. Dün hain dediklerinizi bugün “kardeşim” diye bağrınıza basarken tek bir kasınız bile seyirmiyor. Çünkü sizde ne utanma duygusu kalmış ne de bir duruş. Rüzgâr nereden eserse oraya dönen birer yelkovansınız, ama zamanın değil; menfaatin yelkovanı.
Sürekli bir haklılık payı arıyorsunuz. Haksızlığın dibine kadar batmışsınız ama hâlâ "Ama biz de..." diye başlayan cümlelerle kendinize vicdan cilası çekiyorsunuz. Oysa ne biliyor musunuz? Bazen sadece haksızsınızdır. Nokta. Ama sizde o noktayı koyacak dürüstlük yok. Hep bir “ama”, hep bir “biz demedik ki”, hep bir kıvırma…
İnsanlıktan nasibini almamışsan, aklın neye yarar? Vicdanın sustuğu yerde zekân sadece bir suç ortağıdır. Bugün susanlar, yarın konuşacaklar belki… Ama unutmayın, bazı suskunluklar öyle derindir ki, açtığınız yara bir özürle kapanmaz.
Siz her şey olursunuz bu hayatta. Makam sahibi olursunuz, zengin olursunuz, “kanaat önderi” bile olursunuz… Ama insan olamazsınız. Çünkü insan olmak, sadece doğmakla olmuyor. Bazen bir duruş, bazen bir susuş, bazen de hakikatin yanında yer almak gerekiyor.
Ama siz o sınavları çoktan kaybettiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.