Karpuz Seçmekten Kod Yazmaya
Bir marketin meyve reyonunda kararsızca beklerken, yanı başınızda duran küçük bir ekran size "Bu karpuz tatlıdır" diyor. Sese kulak veriyorsunuz, çünkü bu öneri bir yapay zekâ algoritmasından geliyor. Aynı akşam bilgisayar başında bir yazılım geliştiriyorsunuz ve yazım hatalarınızı anında düzelten, size daha verimli bir yol öneren bir başka yapay zekâ yardımcısıyla karşı karşıyasınız. Karpuzdan koda, hayatımızın her alanında yapay zekâ artık içimizde, bizimle, bazen bizden daha dikkatli ve hızlı.
Yapay zekâ teknolojileri sadece hayatı kolaylaştırmakla kalmıyor; aynı zamanda zaman kazandırıyor, hata oranını düşürüyor, bilgiye ulaşımı hızlandırıyor. Sağlık alanında teşhis koymaktan, eğitimde kişiselleştirilmiş öğrenme süreçleri tasarlamaya kadar birçok alanda devrim niteliğinde katkılar sağlıyor. İster karmaşık bir veritabanı analizi, ister sıradan bir ev işi… Artık her şey için bir “asistan” var.
Ancak bu kolaylıklar bir bedel karşılığında geliyor olabilir mi?
Yapay zekâ ile birlikte hayatımıza giren “otomatikleşme” konforu, aynı zamanda bağımlılık da yaratıyor. Düşünmeden karar veren, sorgulamadan önerilen yolu izleyen bir insan tipi gelişiyor. Karpuzu eskiden tokatlayarak seçen o tecrübeli pazar alışkanlığı, yerini algoritmalara bırakıyor. Dilimizi, ifademizi, muhakememizi geliştiren o karmaşık düşünce süreçleri artık yapay zekânın önerdiği cümlelere terk ediliyor.
Kararlarımızı etkileyen bu sistemlerin “neden” böyle söylediğini çoğu zaman bilmiyoruz. Şeffaf olmayan kutuların içinden çıkan cevaplara güveniyor ama arka plandaki veri eğilimlerini ya da yanlılıkları gözden kaçırıyoruz. Bugün bize hayatı kolaylaştıran yapay zekâ, yarın hangi seçimlerimizi bizden önce yapacak, kim bilir?
Yapay zekâ ne bir kurtarıcı ne de bir felaket habercisi. O, tıpkı elektrik gibi: doğru kullanıldığında medeniyet kurar, yanlış kullanıldığında çarpabilir. Bu yüzden mesele yalnızca teknolojinin ne kadar akıllı olduğu değil, bizim bu teknolojiyi ne kadar bilinçli kullandığımızdır.
Karpuz seçerken bile algoritmaya güvenmekte bir sakınca yok. Ama hayatı seçerken hâlâ kalbimizi, sezgimizi ve sağduyumuzu rehber edinmeliyiz. Çünkü yapay zekâ çok şey bilir… ama hâlâ bir karpuzun içindeki yaz kokusunu hissedemez.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.