Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Kenevir üretimi, boşalan köyler ve zirai krediler

Kenevir üretimi, boşalan köyler ve zirai krediler

Bu yazımda, güncel olan üç önemli konuda makalemi kaleme almak istedim. Zira bunlar günümüze konu olan, acilen üzerinde durulması gereken mevzulardır.

Ülkemde Kenevir üretimi ile alakalı alının izinlerle 21 ilde legal olarak başladı. Konya 2024 de üretim iznini en son alan 21. İl oldu. Bu manada uzun seneler sonra alınan izinle geçen sene kenevir ile ilgili ilk defa Konya’da proje yaptım ve alınan değerlerle oldukça da başarılı olduk.

20 dekar alanda yaptığımız deneme Türkiye’de bu zaman kadar yapılan denemeler içinde verimde ve kalitede en yüksek neticeler aldığımız bir çalışmaydı diyebilirim. Öyle de, kenevir üretimi üzerinde değişik kesimlerden oldukça fazla, farklı görüşler ve yanıltmalar da başladı. Yok, efendim kenevir çok su istermiş, yatırım yokmuş, esrarcıların önü alınamazmış gibi daha ötesinde neler söylendi. Bunun aksine umutlar da olacak olandan fazla oldu. Konumuz özellikle Tıbbi kenevir üzerine olacak.

Bunların tamamı doğru da, henüz yeni başlayan üretimle ilgili tezviratlar da başladı. Haşhaş da böyle olmuştu ancak seneler sonra istismarlar ortadan kaldırıldı, uyuşturucu kaçaklarına çözüm bulundu. Bu demek değil ki, özellikle tıbbi kenevir üretimi kontrol dışı kalsın, esrar kaçakçıları konuyu istismar etsin. İstismar her zaman var ve olacak da, bu konuda söylenecek tek husus, tıbbi kenevir üzerine üretimin, kaçakçılık ile alakalı tüm tedbirler alındıktan sonra yapılmasıdır.

*****

Son günlerde tarımın merkezi olan köylerde genç nüfusun göçü ve buna bağlı olarak üreticinin yaşlanması konusu tartışılmaktadır. Ben konuya böyle bakmıyorum. Bir zamanlar çiftçi nüfusunun fazla olduğu ve bir şekilde bu nüfusun düşürülmesi ile alakalı tartışmalar günden alıyordu. Bir zamanlar çiftçi nüfusu azalsın diyenler, şimdi nüfus azaldığı için şikâyet ediyor. Her iki durumu da savunanlar için söyleyeceğim tek şey, Türk tarımının gerçek yapısını tam olarak bilmemektedir.

Köylerin boşalması, üreticinin yaşlanması çok da kötü sonuçlar getirmeyecektir. Köyle boşaldı, üretim durdu safsatası da tamamen yanlış. Zamanla olacaklar şöyle ki; boşalan köylerde, üretim yapmayan tarla sahipleri bir zaman sonra, ya kendisi gelip üretecek, ya da köyde üretim yapanlara tarlasını kiraya verecek veya satacak. Böylece işletme büyüklükleri artacak, belki bir köy büyük bir işletme haline gelecek. Böylece sudan, enerji ve diğer girdilerden tasarruf edecek ve ekonomik üretim yapan büyük işletme sahipleri olacaklar. Kaygıya gerek yok, olması gereken de budur.

*****

Diğer bir konu da Ziraat Bankasının üreticilere verdiği krediler ila alakalı yanlışlardır. Geçen Hafta Cumhurbaşkanımız da açıkladığı gibi Ziraat bankası tarım sektörüne gerçekten güzel destekler veriyor. Üretici bu kredileri üretime yatırsa daha verimli bir üretim yapacak, ancak bu kredileri daha çok ihtiyacı olmadığı halde alet-makine alımlarına gidiyor.

Ziraat Bankası kredileri, Çiftçi Destek Kredileri, Genç Çiftçi Destek Kredisi, Arazi Alım Kredisi, Kadın Çiftçi kredisi, Hayvansal Üretim Kredisi gibi değişik başlıklar altında toplanmaktadır. Tüm krediler şüphesiz faydalı ve üretimin artırılmasına matuf değerde kredilerdir.

Tüm bunlar tamam da, bir çiftçi olarak, yakınlarımdan da biliyorum ki, özellikle sıfır faizli 1 sene sonra ödemeli Çiftçi Destek Kredisine müracaat edildiğinde bir sürü uygulamalar veya lüzumsuz engeller konuyor. Hem çiftçi yaşı arttı, üretim yapan azaldı diyoruz, hem de yaşı 70 i geçmiş ancak halen üretim yapan çiftçiler bu kredilerden faydalanmasına mani oluyoruz. Engeller yok yaşlılık sigortası, arazi kıymet takdiri, yok ipotek, yok ara dönemlerde faiz ödemeleri şeklinde oluyor. Alınsa da kredinin astarı yüzünden pahalıya geliyor. Neden böyle yapıldığı zamanda banka çalışanları, talimatlar gereği doyurucu cevaplar da veremiyor. Ne demek istediğim gayet iyi anlaşıldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR