Barbaros Ulu

Barbaros Ulu

Vatandaşını Koruma Görevinde Devlet İşin Neresinde?

Vatandaşını Koruma Görevinde Devlet İşin Neresinde?

Devletin suç işleyen birinin yakasına yapışma gibi bir görevi var. Çünkü suçludan diğer masum vatandaşlarını koruması gerekiyor. Zaten devlet bunun için vardır. Fakat devletin suçluyla mücadele etmesinin yanında vatandaşını suça iten sebepleri de ortadan kaldırma gibi bir görevi vardır. Hatta bu görevi suçluyla mücadeleden önce gelir.

Suçluyla elinden geldiği kadar mücadele ederken vatandaşı suça iten sebepleri ortadan kaldırmada devlet nerede? İşte burada biraz düşünmek lazım! Çünkü devlet bu alanda üzerine düşeni gereğince yapmıyor. Örnek vermek istersek… Devlet, adam gibi olması gereken eğitim ve öğretimini iyi vermiyor, yeterince barınma sağlamıyor, dini eğitim vermiyor ya da veremiyor. Vatandaş diploması için gittiği okulların yerine iyi bir eğitim ve öğretim alsın diye çocuğunu resmi veya gayri resmi -merdiven altı diyebileceğimiz yerlere- gönderiyor veya onların yurt ve evlerine veriyor. Görünen yüzü eğitim, dini tedrisat, ahlaklı insan yetiştirme olan bu yerler bir müddet sonra bir suç örgütü olup çıkıyor. Suç ortaya çıktıktan sonra devlet mücadeleye başladığı zaman ihanet şebekesinin beyin tabakası elini-kolunu sallayarak yurtdışında soluğu alırken bizim devletimiz geride kalan zayıflarla mücadele ediyor. Adına da suç ve suçluyla mücadele diyor. Sormazlar mı daha önce neredeydin devlet diye…

Örneklere devam edelim… Sigara ve alkollü içeceklerin zararını bilmeyenimiz yoktur. Zararlı olmasına rağmen devlet bunların üretimine, ithalatına ve satışına izin veriyor. Ardından özellikle sigara paketlerinin üzerine “öldürür” vb şeyler yazdırarak güya mücadele ediyor. Devlet bununla da yetinmiyor. Tütün ve mamullerinin nerelerde içilmemesi, kimlere satılmaması gerektiğini belirten kanunlar çıkarıyor. Yine mücadele etmesi için Yeşilay’ı kurduruyor. Sonuç; hem içkiye, hem de sigaraya isteyen herkes ulaşabiliyor. Güya devletin bu yaptığı, insanımızı zararlı içeceklerden korumak oluyor. Kimse kusura bakmasın, devletin bu yaptığı zararlı içeceklerle mücadele falan değil, tamamen bir aldatmacadan ibaret. Devlet gerçekten zararlı alışkanlıklarla mücadele etmek istiyorsa bir şey zararlı ise bunların vatandaşına satılmasına, üretilmesine izin vermez. Mücadelesine ilk önce buradan başlamalı.

Bir örnek de güncelden verelim… Malumunuz 2019 Ocak’ından itibaren marketlerden alışveriş yapan müşteriye satıcı, plastik poşetlerin beherini 25 kuruştan satacak. Amaç doğaya büyük zararı olan poşetlerin kullanımını en aza indirmek ve müşteriyi poşet yerine alternatif kullanıma özendirmek. Burada niyet iyi olmakla beraber adama sormazlar mı, bir şey zararlıysa niçin üretimine izin veriyorsun? Madem zararlı, bırakın 25 kuruşu! Müşteri, ben 25 lira da olsa bu poşeti alacağım dese bile devlet poşet sattırmaması lazım. Bunun yerine doğaya büyük zararı olan poşetin yerine taşımada kullanılabilecek alternatif üretimler yaptırması lazım. İşte ben o zaman devlet gerçekten vatandaşını koruyor derim.

Yine devlet dershaneleri kaldıracağım, öğrenci etüt ve kurs merkezlerine ihtiyaç hissetmeyecek derken okullardaki eğitim ve öğretimi iyileştireceği yerde tüm okullarda “Yetiştirme ve Takviye Kursları” adı altında bir nevi dershanecilik yapıyor. O zaman ne anladık bu işten. Aradaki fark daha önce etüt vb yerlere çocuğunu gönderirken parasını veli karşılarken devlet okullarda açmak suretiyle parasını kendisi veriyor. Kalite ve verim ise tartışılır. Sonuçta çocuk okuldaki ders yükünün üzerine bir yük daha alıyor. Yani dinlenemiyor.

Bizim devlet anlayışımızda görünen hep insanımızı heba etme sonucu ortaya çıkıyor. Bence devlet suçla mücadele etmede samimi ise gerçekten vatandaşı, öğrenciyi, insanımızı suça iten sebepleri öncelik ve ivedilikle ortadan kaldırması gerekiyor. İşte o zaman devletin sivrisinekle uğraşmaktan ziyade suç üreten bataklığı kurutmaya çalıştığına inanıyorum. Bunun için devletin aklı vatandaştan kat kat önde olmalı. Suç ve suçlu olmaması için her şeyden önce hayatın hiçbir alanında boşluk bırakmaması lazım. Sen boşluk bırakırsan bir başkası doldurur. Çünkü tabiat boşluk kabul etmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Barbaros Ulu Arşivi
SON YAZILAR