İlker Kırnaz

İlker Kırnaz

Yüzleşme...

Yüzleşme...

Evet canlar; öncesiyle, maç anıyla ve sonrasıyla türlü türlü tartışmalara neden olan Beşiktaş-Trabzonspor karşılaşması haftasonu şehrimizde oynandı. Oynandı ama güzel Konya'mıza neler getirdi, neler götürdü bu organizasyon? Bunları konuşmanın vaktidir şimdi.

Karşılaşma öncesinde yaklaşık 3 hafta boyunca türlü türlü ikna yolları deneyen Konyaspor yönetim kurulumuz ve şehrimizin ileri gelenleri sonunda emellerine ulaştılar. İlk bakışta zemin ile ilgili çekincemelerim olsa da şehir esnafına getirilerini düşününce masumlaşmıştım. Ancak pazar günü gerek maç öncesi, gerekse maç sonrası gördüklerim yine bu masum düşüncelerimden uzaklaşmama neden oldu.

Kasım ayı boyunca bu karşılaşmanın Konya'da oynanması yönünde "kulis" yapan yönetim kurulumuz, aslında bu çalışmaları yaparken zaten Beşiktaş kulübünün bir stada ihtiyacı olduğunu düşünemedi sanıyorum. Dolayısıyla bu olay da Beşiktaş cephesinde gereksiz bir özgüven oluşturmuş. Maç öncesi kulüp başkanlarının dahil olacağı yürüyüş esnasında Konyaspor Kulübü Başkanı Sayın Ahmet Şan'ın objektiflere yansıyan görüntüsü de bu özgüvenin doğal bir sonucu zaten. Bu tür arka planlarda kalmışlıklara aslında alışkınız; çay kuyruğunu da gördük, yayıncı kuruluş kameralarını da eleştirdik başkanımızı göstermedi diye. Ne olacak ki Konyaspor kulüp başkanı biraz geri planda kaldıysa, efendiliğindendir o.

Maç içinde hepimiz ilk defa stadı dolu görmenin nasıl bir ses akustiği oluşturacağını merak ediyorduk açıkcası. Gerçekten de 10 numara bir atmosfer oluşuyor. Konyalı futbolseverlerin artık memleketlerinin takımlarına sahip çıkma vakitleri geldi de geçiyor bile. Bu iş 42. dakikada telefon ışıklarını yakmakla olmuyor ne yazık ki. Ama yıllardır bu kısır tartışma devam ediyor da bir çözüm bulunabiliyor mu? Tabii ki de hayır. Bu iş zorla olmaz, o insanların bu milli bilinçle hareket ediyor olmaları lazım. Sanal platformlarda istediğiniz kadar giderli, atarlı mesaj atın, küfredin; bu iş ancak sevmekle olacak bir iş...

150 milyon TL'ye mal olan ve ülkenin en önemli spor stadyumu olarak lansmanı yapılan Torku Arena'nın bu karşılaşma sayesinde ciddi eksikleri olduğunu da görmüş olduk. Bu anlamda da aslında faydalı olduğunu düşünüyorum. Yaklaşık 40 bin kişinin akın ettiği stadyumda 3 telefon şebekesinin de hem internet hem de konuşma noktasında yetersiz kalması bence ilk defomuz. Bu 3 operatörün yetkilileriyle hafta içinde yapılacak bir üst düzey görüşme ile en azından maç günleri stad etrafına konulacak mobil istasyonlar vasıtasıyla bu sorun aşılacaktır. Tek yapmamız gereken bir randevu alıp, bu insanlarla görüşmek. Onlar zaten dünden razı olurlar bu işe. Bunun yanında stadyum etrafında en temel ihtiyaçların tedarik edileceği bir kaç büfenin olmaması da göze çarpan eksikliklerdendi. Su almak için iş merkezlerine kadar yürümek zorunda olmak gerçekten bir başka defo. Stad içindeki büfeler neyinize yetmiyor derseniz eğer, kusura bakmayın ama bir bardak suya ve simite 5 TL vermek enayilikten başka bir şey değil ne yazık ki. Konya insanına bunu reva gören insanlara da ne denmeli bilmiyorum. Maç sonu Doğu tribünlerinin önündeki açık otoparka araçlarını park edenler ise ne yazık ki marmara çırası gibi yandılar. Çünkü o kadar aracın park dışına transferi sadece 5 mt’lik bir çıkıştan yapılıyor, onun da yanındaki yol güvenlik nedeniyle trafiğe açık değil. Dolayısıyla 2 ana artere yoğunlaşan taraftar da bildiğiniz Olimpiyat Stadı işkencesi yaşıyorlar her maç sonu. Son olarak stadyum içindeki skorbordlara Beşiktaş maçında alınan reklamları görünce, bu kadar basit bir şeyi neden biz yapmıyoruz diye sordum kendime. Ama yine cevap alamadım tabii ki. Yok mu arkadaş Konya'da o skorboarda reklam verebilecek sanayici ve iş adamlarımız? Ama doğru yaa, futbol nedir ki Konyalı için, fasa fiso, ıvır zıvır ve hatta vırrık cırrık...

Özetlenecek olursa, yönetim kurulumuzdan ve şehrin ileri gelenlerinden ricamız, bu müsabaka ile bu kıyakçılık son olsun lütfen. Her kıyakçılığın sonu gibi bunun da sonu ayakçılıktır. Konyalı tabiriyle takımlarını izlemek isteyenlere “aha havaalanı orda binen, giden, izlen, gelin hacı abi” demek gerekiyor. Bu stadda görev alan personel de, bizler de ayakta duramayacak kadar alkol alan ve sağı solu darp edip, kirleten adamları avutmak zorunda değiliz. Ki bu adamların bu stada nasıl girdiklerini de hala zihnim almıyor. Tamam paraysa para reklamsa reklam hepsi oldu bitti. Esnafımız da kazandı kazanacağını ki zaten o işyerlerini açarken böyle bir organizasyonu da düşünerek açmamışlardı değil mi? Milli maç alabilecek kalibreyi de gösterdiğimizi düşünüyorum. Bu saatten sonra Beşiktaş maçı için verilen uğraşı ve yapılan kulisi artık milli maç için yapmak gerekiyor. Konyaspor kulübünde üst düzeyde görev alan ancak Beşiktaş taraftarını karşılamaya giden bir zihniyetle bu ne kadar mümkün onu da zaman gösterecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
İlker Kırnaz Arşivi
SON YAZILAR