Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Açlık ve Sürdürülebilir Gıda-1

Açlık ve Sürdürülebilir Gıda-1

Gerek FAO gerekse de diğer örgütler gıda üretimi, tüketimi ve güvencesini sıklıkla ele alarak küresel anlamda büyük önem taşıyan açlık ve açlıkla mücadeleye dikkat çekmeye çalışılmaktadırlar.

Raporlara göre yaklaşık 800 milyon üzerinde insan, yani dünya nüfusunun yüzde 11 i açlık çekmektedir.

Açlık oranının en yüksek olduğu yer Afrika Kıtası. Kıta genelinde her beş kişiden biri, Doğu Afrika'da ise her üç kişiden biri açlıkla karşı karşıyadır.

Afrika nüfusunun yüzde 20'si, Asya nüfusunun ise yüzde 12'den fazlası açken, Latin Amerika ve Karayipler'de bu oran yüzde 7'nin altındadır.

Açlık, özellikle dar-orta gelirli ve ekonomik büyümenin düştüğü ülkelerde artmaktadır.

Her kıtada kadınlar daha çok açlık çekmekte. Kadın erkek açlığı oranı arasındaki farkın en büyük olduğu yer Latin Amerika ülkeleridir.

Dünyada yaklaşık 150 milyon çocuğun açlıkla bağlantılı gelişim sorunları vardır.

İklim değişikliği ve kuraklık gibi tabii afetlerin yanında, gelişmiş ülkelerin tarımsal ürün ticaretindeki korumacı politikaları, gıdaya olan talebin artması, üretimde girdi fiyatlarının yükselmesi, tarım sektörüne yeterli yatırımın yapılmaması, bazı tarım ürünlerinin biyoyakıt üretiminde kullanılması gibi birçok konu dünyada açlık ve yetersiz beslenmeye sebep olmaktadır.

Günümüzde, tarımsal faaliyetlerin şirketler tarafından yönlendirilir hale gelmesi ile dünyada bu üretim anlayışının hâkim olmasıyla açlık ve yetersiz beslenme görülmektedir. Aslında şirketleşme iyi ancak şirketlerin gıdada tekelleşmesi, gıdaya zor ulaşım nedeniyle açlığa sebep olmaktadır.

Çağımız hastalığı aşırı ve lüks tüketim alışkanlığıdır. Bu da gıdaya adil ulaşmanın önündeki en büyük engeldir. Bu alışkanlık aynı zamanda gıda israfına sebep olmakta, üretilen gıda maddelerinin %10' unun tüketilmeden çöpe atılması anlaşılmamaktadır.

Yılda yaklaşık 1.5 milyar ton gıda çöpe gitmektedir. Sadece bu tüketilmeyen ya da tüketilemeyen, çöpe giden gıda ile bile açlık çeken insanları doyurabilmek mümkündür.

Dünyada gıda konusunda kıtlık olmadığı, tarımsal üretimin toplam talebin üzerinde olduğu, gıdaya ulaşmada temel sorunun adil olmayan gelir ve ürün dağılımının olduğu, dolayısıyla açlığın nedeninin yetersiz gıda değil, yoksulluk olduğudur.

Bugün itibariyle, hemen her alanda olduğu gibi gıda da sayısı onu geçmeyen çok uluslu şirketler dünya piyasasına hâkimdir. Küresel ölçekte dört şirket yaklaşık piyasayı tohumda %60, zirai kimyasallarda %62, gübrede %4.5, hayvansal ilaçlarda %53 oranında kontrol etmektedir.

Bu oranlar tavukçulukta %97, domuz ve sığırda yaklaşık %66’lara ulaşmıştır. Bunlardan altısı dünya tahıl ticaretinin %85`ine, sekizi kahve satışlarının %60 ına sahip. Temel besin ihtiyacı olan mısır, pirinç, buğday ve soya gibi gıda maddelerini hâkimiyetleri altında tutmak için de büyük mücadele vermektedir.

Herşey ortada. Küresel açlığa ait çeşitli sebepler bulunabilirse de gerçek değerlere göre açlığa esas sebep üretimin yetersizliği değil, gıda da dağılımın haksız olmasıdır. Bunun yanında gıda israfı da açlık riskini artırmada önemli rol oynamaktadır.

Dünya insanı, gıda öyle herkesin ihmal ve istismar edeceği bir kaynak olarak görülmemelidir. Açlık tüm insanlığın ortak ve önemli meselesidir.

Zenginler, birgün aç insanlar gelip sizin de kapınızı şiddetle çalarsa sakın gücenmeyin. O gün için diyecek bir sözünüz, zenginliğinizi gösterecek haliniz olmayabilir. Aman ha!

Gıdaya ulaşmada adil, israfsız ve sağlıklı bir gıdaya ulaşmak amacıyla, kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR