Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Bir Hedef Vakfı: Tarımsal kalkınma vakfı (TAKVA)

Bir Hedef Vakfı: Tarımsal kalkınma vakfı (TAKVA)

Her insan için hayatın büyük bölümünü etkileyen olaylar olmuştur. Benim hayatımda da mesleğimin ilk yıllarından itibaren, yaklaşık 40 yılına hitap eden olaylardan biri de Tarımsal Kalkınma Vakfıdır (TAKVA) ve 1986 da bu Vakfı kuran 6 kişiden biri olmamdır.

80 li yılların öncesi ve sonrasında ideolojik yapılanmanın yoğun olduğu dönemlerde her ideolojik grup sağcısı, solcusu, komünisti ve laikçisi ülkesini kurtarma adına teşkilatlanmaya çalışıyor, bir kısmı silah kullanıyor, bir kısmı da fikirle mücadeleyi esas alıyordu. Solcular teşkilatlanmada öne geçmiş, sağcılar ise uyutuldukları uykudan henüz yeni uyanıyor MTTB, Ülkücü, Akıncısı yani dava adamları da kendi teşkilatlarını kuruyordu. O zamanlar bende MTTB ekolünde yer alıyordum. 80 darbesine böyle gelindi.

80 darbesi ile tüm dernekler kapatıldığı için sonrasında kontrollü teşkilatlanmalara müsaade ile her grup kendine dönerek dağılmış yapılarını toplamaya çalışıyordu. TAKVA da böyle bir ortamda kuruldu. Ankara’da sayıları 30 dahi bulmayan meslek erbabı abilerimiz ve dostlarla 1986 da TAKVA yı kurduk.

İddiamız öyleydi ki Takva sıradan bir vakıf olmayacak, davası Vatan olan ziraat, veteriner, su ürünleri, biyolog mesleğinden en iyilerini bir araya getirecekti. Öyle de oldu. Takvayı kuran ekip mesleğinin ve hayatının çeşitli safhalarında darbeler almış, baskı görmüş, ötelenmiş ve ötekileştirilmeye çalışılmış olsa da, inançla sarıldığı davasından ve hedeflerinden asla geri adım atmayacaktı. Bu inanca sadece Takvayı kuran ekip değil, arkalarında yer alan büyük bir ekip de sahipti. Böyle bir durumda 1986 dan itibaren 2 bakan, milletvekilleri, bakan yardımcıları, müsteşar ve yardımcıları ile üst seviyede çok sayıda bürokrat yetiştirmiş ve Devlete hizmetine sunmuştu. Halen de önemli görevleri ifa eden meslek erbabı dostlarımız önemli projelere imza atmakta ve atacağına inancım da tamdır.

Geçen Cumartesi Vakfımızın 17. Genel kurulunu yaptık. Yıllardın katılmadığım bu genel kurulda Divan Başkanı olarak yer aldım. 3000 bin kadar üyesi ile sahibi olduğu Kızılay semtindeki yeni alınan Vakıf merkezinde yapılan genel kurul hayli heyecanlı geçti. Uzun zamandır birbirini göremeyen üye ve eski yöneticiler kucaklaştı, geçmişi hatırladı, yorumladı; dertleşti. Tarımcı ve Ormancı, veteriner ve vakıfta yer alan meslekte eğitim alan gençlere burs ve çeşitli yardımlarla da bulunan Vakıfta mesleğinde en önemli akademisyen, sanatçı, şair, fikir ve eylem insanı ile sohbet programları yapıyor, bunu yüz yüze ve sosyal medya aracılığı ile herkesle paylaşarak da ülkeme ayrıca hizmet ediyor.

Takva sadece bir vakfın adı değil, aynı zamanda bir fikrin, eylemim ve davanın adıdır. Onu kuran ve yaşatan zihniyet bu anlayışı bilerek ve de idrak ederek programlar ve eğitim çalışmalarına devam ediyor. Burada ne yöneticiler, ne de üyeler menfaat için bir çatışmaya, makam kapma ve kalma gibi düşünce ve eylem yanlışlığına gidilmez. Takva geçmişte en yok zamanda varım derken, var zamanda da var olacak, milli ruhuna sadık kalarak Türk tarımına hizmette ekip yetiştirmeye devam edecektir.

TAKVA bir davanın da adıdır; bu davanın ilim, ahlak ve edeple var olma olduğunu; bu değerlerle insanı yaşatmayı; ülkesi, vatanı ve yurduna kazandırmayı temel hedef sayar. Takvada bu değerler varsa bir anlamı ifade eder, yoksa adı takva dahi olsa bir şey değildir. Tarihi, gelenekleri, tecrübeleri, aklı ve ilmi iyi kullanan bu Takva bir mektep; vazifeleri gereği insanı da daimi bir talebedir.

Kurumsal Takva geçmişte olduğu gibi yokluk zamanlarında olduğu gibi varlığın olduğu zamanlarda yetiştireceği nesillerle insanlığa ve özellikle ülkesine vereceği tüm elemanları ile en önde ben vardım, bundan sonra da var olmaya devam edeceğim demelidir. Aklı, ilmi ve tecrübeyi esas alan elemanlar ise sektörünün en çalışkanı ve de arananı olmalıdır. Ülkemin tarım sektörünü yönetecek insanı Takva içinden çıkmalı; bu insanı da Devleti bekasını esas alarak, tarımda yapacağı her türlü uygulamalarında adaleti, merhameti ve muhabbeti tesis ederek ülkesini potansiyelinin zirveye taşımalıdır.

Yeni gelecek, yenilerle gelmeli, insan yaş alsa da kendini daim yenilemelidir. Başarı dileklerimle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR