Erol Sunat

Erol Sunat

Bu bayram barıştığımız bayram olsun!

Bu bayram barıştığımız bayram olsun!

Hz. Peygamber, "Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve haset etmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir." buyuruyor.

Onun izinden yürüyen Hz. Mevlânâ, "Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın…" diyor.

Bayram küslüklere son vermenin, dargınlıkları bitirmenin kaçırılmaz bir fırsatı. Kim gurur ve kibre kapılmadan ilk adımı atarsa, ona ne mutlu! Lakin ne o adımları atan var, ne barışmayı arzu eden, ne de biz yanlış yapmışız, yanlış içindeyiz diyen!

Bayramlar dahi bizleri bir araya getiremiyorsa başka ne getirecek?

Kuru inatları gördük! Çekişmeleri, tartışmaları, sataşmaları, laf çarpmaları gördük, kim ne kazandı?

Artık bayramlarda dahi barışamıyoruz, küs durmaktan, küs olmaktan, küs-küs oturmaktan, pek bir mutluyuz! Bu hal bize hiç ama hiç yakışmıyor! Üstelik başımızdan Pandemi gibi oldukça yorucu ve yıpratıcı bir imtihan geçti. Nasıl bir sınanmadan geçtiğimizi iliklerimize kadar hissetmedik mi?

Tövbeler ettik, pişmanlıklarımızı dile getirdik, dünya kadar düşünme fırsatımız oldu, bundan böyle her şey çok daha değişik olacak, o eski vara yoğa kızan, alıngan, yağmurdan nem kapan, kazı koz anlayan insan gitti, yerine daha duygusal, daha hoşgörülü, daha anlayışlı insanlar geldi demedik mi? Yalan mı söyledik? Kendimizi kandırmakla ne geçti elimize?

Oysa bir çoğumuz ölümle sınandık, dostlukla sınandık, akrabalıkla sınandık, komşulukla sınandık, büyük olarak sınandık, küçük olarak sınandık.

Pandeminin perişan etmediği, enkaza çevirmediği, harap ve bitap hale getirmediği kimse kalmadı!

En yakınlarımızı toprağa verenler olarak buruk ve hüzün dolu bayramlar geçirdik! Pişman olduk, hatalarımızla ve yanlışlarımızla yüzleştik, gözyaşlarına boğulduk! En azından bunları itiraf ettik, kendimizle yüzleştik! Gelin, bu bayram barıştığımız bayram olsun! Ve bir daha küsmeyeceğimizin bir teminatı ve başlangıcı!

*****

Hacı Bayram-ı Veli oldukça hoş bir bayram anlatmış bir dörtlüğünde…

Diyor ki; “Bayram’ım imdi, Bayram’ım imdi / Yâr ile Bayram ederler şimdi / Hamdü senalar, hamdü senalar/ Yâr ile Bayram kıldı bu gönlüm”

Bayram barışmaktır!

Barıştık mı?

Bayram görüşmektir!

Görüştük mü?

Bayram bilişmektir!

Biliştik mi?

Bayram tanışmaktır!

Tanıştık mı?

Bayram kucaklaşmaktır!

Kucaklaştık mı?

Bayram gönül köprülerinin kurulmasıdır! Kurabildik mi o gönül köprülerini?

Bayram gönülden gönüle giden yolların başlangıcıdır! O yolların başlangıcında bir araya gelebildik mi?

Yâr ile bayramlaşmaktır dedik demesine de… Hangi yüzle varacağız O’nun huzuruna?

Biz yine sözümüzden döndük, nefsimize yenildik, küslüğümüzü sürdürmekten kendimizi alamadık mı diyeceğiz?

*****

O’nun rızasını kazanmak için tutulan oruçların, O’nun rızasını kazanmak için varılan secdelerin, O’nun rızasını kazanmak için açılan ellerin, O’nun rızasını kazanmak için dökülen gözyaşlarının mükafatıdır bayram.

Bayrama kavuşmak, bayrama yetişmek, bayrama ulaşmak nasiptir-kısmettir anlayana…

Bayramda bayram etmek, bayramlaşmak, bayram ziyaretlerinde bulunmak ne hoştur. Hele o kırgınların, dargınların, küslerin barışması…Esas bayram onlara gelir haddizatında. İnanın küsler barışmanın mükafatını bilselerdi, barışmak için birbirlerinden habersiz barışmaya koşarlardı diyen büyüklerimizi keşke hatırlayabilseydik!

Hem, alnımız günde 5 vakit secdeye değecek, hem orucumuzu hakkıyla tutmak için çaba göstereceğiz, hem de küs durmaya devam edeceğiz! Bu davranış bize göre değil! Çünkü bu biz değiliz! Kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruçlar Rabbimizin izniyle kalbimizi yumuşatır. Benim yanlışım, benim hatam nerde diye sordurur elbet!

Birçok kardeşimiz, derin bir pişmanlık duydum, yüreğim de bir ezilme hissettim, gözlerin doldu. Bir de baktım kendiliğimden ağlıyorum. Diye az anlatmadı yaşadıklarını!

Büyüklerimiz bu konuda şöyle derlerdi; Korkma, ağlamakla adından, şanından hiçbir şey eksilmez. Kalbin yumuşar, kalbin! Hem ağlatan ağla demedikçe, ağlatmadıkça, istesen de ağlayamazsın!

*****

Küs gitme, kırgın gitme, dargın gitme bu üç günlük dünyadan. İlk adımı atan neden sen olmayasın. Kahrolası gurur ne koydu şimdiye kadar önüne? Dostluk mu, anlayış mı, fedakarlık mı, hoşgörü mü?

Elinde nefret kaldı, kıskançlık kaldı, kin kaldı, garez kaldı. Elindekiler kimsenin yüzünü güldürmedi bugüne dek. Devamlı hırsı biledi. Bilenen hırs geçti aklının önüne…

Kaç bayram geçti, barışmak için elin bile uzanmadı.

Hani üç günden fazla küs durulmayacaktı. Bazılarımız, Allah saklasın, Allah affetse bile, ben affetmem diyecek kadar ileri gitmekten çekinmiyorlar!

Dil ile gönül birbirine uymadığında, manzara bu oluyor işte. Bu anlattığımız örneğe uygun o kadar çok insan var ki aramızda. Yeminler, şartlar konmuş aralara. Ölürsem salımdan tutmasın, camiye gelmesin, cenaze namazımda bulunmasın gibi bir yığın saçmalık!

Bayram kavramının öyle derin bir manası, öyle engin bir hoşgörü dairesi var ki. Ne diller anlatabilir ne kalemler yazabilir. Bayram da küslerin, dargınların, kırgınların barışması, barıştırılması, aralarının bulunması ne hoştur, ne kadar güzeldir.

Rabbimiz, "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulun!" (Hucurât sûresi, 10) diye buyurmuyor mu?

*****

Ne olursanız olun, adınız, mevkiiniz, makamınız, şanınız, şöhretiniz ne olursa olsun, bırakın artık şu şunun ayağına gider mi inatlaşmalarını! Dünyada olmaz, sana yakışmaz, o gelsin, o çalsın senin kapını diyenlerle, kışkırtıcılarla, ara bozucularla, yol yakınken ayırın yollarınızı!

Çünkü, büyüklük mevki ve makamla olmuyor. Büyüklük bağırmak, çağırmakla olmuyor. Büyüklük herkese tepeden bakmakla hiç olmuyor!

İlk adımı atan büyüktür. Hoşgörü sahibi olan büyüktür. Pişmanlığı yüreğinde ilk hisseden, yüreği ilk ezilen büyüktür. Büyüklük, büyüklük duygusunu hazmedenlere has bir duygudur!

Bayram sevinç günüdür. Bayram neşe günüdür. Kadrini-kıymetini bilmemiz gereken günlerdir bayram günleri. Gelin bu bayram barıştığımız bayram olsun!

*****

Sevdiklerinizle ve sizi sevenlerle birlikte barış dolu, huzur dolu, mutluluk dolu bir bayram geçirmeniz dileğiyle, bütün okurlarımızın Ramazan bayramlarını kutluyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR