DARBE NEDİR?

Darbe denilince aklınıza gelen ilk şey nedir?

Rejim değişikliği isteyen paralel devletlerin ali cengizi mi yoksa dünyada söz hakkına sahip ailelerin projesi mi?

Hepinizin vereceği cevaplar farklı farklıdır fakat tek bir gerçek vardır ki; darbelerin asıl hedefi Ortadoğu’daki ateşin Türkiye vasıtasıyla harlanmasıdır.

Ve küllerinin, Mezopotamya’dan eser rüzgarla Anadolu topraklarına gelip, nifak tohumları dağıtması…

Bu tohumları ekip, biçmek bizim elimizde.

Nasıl mı?

Bütün pisliklerden arınıp, milli bir kimliğe bürünerek mi yoksa gerçek bir Türk olarak mı?

*****

Zor bir soru sanki, kendim de şöyle bir ekrana bakıp düşündüm kaldım.

Kendime sorduğum gibi sorayım o vakit sizlere: Milli bir kimliğe bürünmek derken? Bizim zaten bir kimliğimiz yok mu?

Var, korkmayın söyleyin, haykırın hadi!

“Türk’üm, Türk!” diye.

Asla ırkçılıkla ya kafatasçılıkla bağdaştırmayın bu dediklerimi.

Bahsetmek istediğim husus çok başka.

*****

Milliyetçi olmayı becerdik, Türkçü olmayı becerdik, ülkücü olmayı becerdik ama bir Türk olmayı beceremedik…

Neden mi?

Hangi birimiz kendi içimizdeki fedakarlığı ortaya koyabildi ki? Eli, taşın altında olan kaç kişiyiz?

Çözüm Süreçleri yaşanırken, öbek öbek devletin bilgileri arşivlenirken, bir makam uğruna cemaatlerin kapısında oluşan kuyrukları sessizce izlerken kaçımızın vicdanı sızladı?

Beş parmağın beşini geçmez ki o parmakları da bir bir kesip attılar zaten…

Kesilen parmak bir daha çıkar mı?

Çıkmaz…

Yeniden dikseniz eskisi gibi olur mu?

Olmaz…

Bu yüzden ne yapmak gerek?

Yeni kanlar, yeni canlar yetiştirmek gerek…

Türk olmayı unutan herkese yeniden hatırlatacak bir nesil yetiştirmek gerek…

*****

Başka çaremiz yok çünkü.

Bakın; dış mihraklar derken ABD oyunu, İngiliz hamlesi, Rus ruleti derken içimizdeki çürümüş zihinleri göremedik biz.

Neden bulanık suda balık avlamayı seviyoruz ki biz?