Erol Sunat

Erol Sunat

Konjonktür değişmeye başladı mı?

Konjonktür değişmeye başladı mı?

Siyasilerimiz son yıllarda konjonktürü yanlarına aldıklarından emin bir şekilde diyorlar ki, artık konjonktür değişmeye başladı, bizim yanımızda, bundan böyle şöyle olacak, böyle olacak?

Kim o konjonktür?

Babamızın oğlu mu?

Asker arkadaşımız mı?

Aynı okulda, aynı sınıfta okuduğumuz, aynı sırada oturduğumuz can dostumuz mu?

İş ortağımız falan mı?

Anlatan öyle anlatıyor ki, bu saydıklarımızdan biri herhalde demekten kendinizi alamıyorsunuz!

Kim bu Konjonktür?

Kaç yaşında?

Nereli?

Kimlerden?

Neden değişiyor?

Kimin için değişiyor?

Çıkarı ne gayesi ne neden bizim yanımızda olması gerekiyor?

Konjonktür cıva gibi, ne elle tutuluyor ne de gözle görülüyor!

Çok hızlı! Hızına yetişmek mümkün değil!

Zapturapt altına alınmayı sevmiyor!

Kimseye tabi değil!

Kimseye sadık değil!

İsterse ortalığı dağıtıyor, isterse toparlıyor.

İsterse en karanlık dehlizlerden tünellerden geçiyor, isterse karlı dağdan aşıyor. İsterse de düz yolda bile isteye şaşıyor!

*****

Konjonktür araç mı, gereç mi?

Kaç bilinmeyeli denklem?

Kimden yana?

Kime göz kırpıyor?

Kimin sağında?

Kimin solunda?

Kimin yolunda?

Kimin kolunda?

Kime teğet geçiyor?

Kimi seçiyor belli değil!

Taraf değil, ancak taraf olanlara dahi ne yakın ne uzak!

Ancak aramıza fena dalmış durumda…

Birçokları lafa konjonktür değişmeye başladı diye başlıyorlar.

Bu girizgâh ilk defa duyuluyor değil!

Siyasetin vazgeçilmezi olan bir başlangıç cümlesi!

İktidar içinde, muhalefet içinde geçerli…

Konjonktür böyle zamanlarda mavi boncuk dağıtan görünmez bir el gibi!

Sevmediği yok! Bilmediği yok! Görmediği, duymadığı yok!

Her şeyden haberdar!

Küs olduğu kimse yok, herkesle barışık!

*****

Herkese eşit mesafedeyim denen o yalancıların hiçbir zaman vazgeçemediği cümle konjonktüründe dilinde! Bu cümleyi allayıp pulluyor, süslüyor, sonra herkese mesaj olarak gönderiyor!

Beğeniler ve yorumların haddi hesabı yok!

Uçan kuştan haber gelir, haber alır derler ya, aynen öyle!

O halde; Konjonktür değişmeye mi başladı?

Değişmeye başladıysa, ketumluk sırası Konjonktürde…

Değişmeye başladıysa, bir yerden bugün yarın patlak verir diyenler az değil!

Patlak vermek deyince, patlak vermeyen ne kaldı diyenlerimiz haksız değil!

Akaryakıt patladı, enflasyon patladı, işsizlik patladı, fiyatlar patladı, sektörler patladı…

Patlamayı geçtik, her biri infilak etti.

Patlamaların sesini duymayan, patlamaları hissetmeyen kalmadı!

Ümitler, hüsrana karıştı gitti!

Bekleyişler, çile oldu, çile, bekleyişlerin mecrasında kayboldu!

Heyecanlar yerini şaşkınlığa bıraktı!

Hayaller, boz bulanık sulara döndü!

İmdat bekleyen bekleyene! Konjonktür kimin imdadına koşacak bekleyip göreceğiz!

*****

Güya masallar, hikayeler mutlu sonlarla biterdi ya hani!

Gökten üç elma düştü diye de masalları sonlandırırlardı ya…

Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine derlerdi ya…

Muradına erenler sayılır dökülürdü ya…

Ortada murat gören, kerevet gören var mı?

Kim muradına erdi, kim kerevete çıktı?

Konjonktür kime dokundu, kimin yanından geçti, kim için değişti?

Madem değişmeye başladı, bu değişikliğin adı ne? Ne kadar değişti? Kime göre değişti?

Şair; ne sevdiğin belli ne sevmediğin demiş ya…

Konjonktür de aynen öyle bir şey!

Sevmekle sevmemek arasında ne varsa, konjonktürün gidiş yolu da öyle bir şey!

Ya yıkıp geçiyor ya da yıkılmışları toplayanların en önünde…

Etme bulma dünyası denen dünyamızda, konjonktürden daha etkileyici bir şey yok!

Konjonktür her yerde aslında…

Yapılan gaflarda…Devrilen çamlarda…Köprülerin altından akan sularda!

Hedefini şaşıran, bardağı taşıran, kalp kıran, kalp yıkan laflarda!

Hani ben ne dedim ki diyorlar ya…Ben nerede ne yanlış yaptım ki diyorlar ya…

*****

Konjonktür ayrıntıları, noktaları, virgülleri, soru işaretlerini, ünlemleri, yan yana üç noktayı seviyor!

Konjonktür, ıslık çalmayı…Halay çekmeyi…Küfürbazla küfretmeyi…Doğruyu söylediği için dokuz köyden kovulanla birlik olmayı…O benim, bu benim diyenle yan yana durmayı da seviyor!

Konjonktür değişmiyor, dün neyse, bugün yine o! Hep aynı!

Bizimle yolları neden mi ayrı?

Çünkü, değişen bal gibide biziz!

Aklımız sürekli karışık! Karışık olması ve kalması vazgeçilmezimiz! Kafamızdaki tilkilerin kuyrukları birbirine değmiyor! Ona rağmen, konjonktür sürekli bizimle olsun, yanımızda dursun istiyoruz!

Konjonktür böyle diyenlerin yanında mı? Değil amma, konuşan öyle düşünülsün istiyor, işine öyle geliyor!

İyi de nerede bu Konjonktür? Kim bilir? Bilse bilse kendi bilir! Ya bir gece ya güpegündüz ansızın gelebilir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Kül

10 Mayıs 2024 Cuma 00:05
SON YAZILAR