Ali Dutal

Ali Dutal

KUDÜS ÜZERİNDEN ARAPLARA VURMAK

KUDÜS ÜZERİNDEN ARAPLARA VURMAK

Kudüs, Mekke ve Medine şehirleri Arapların olduğu kadar tüm Müslümanlar için kutsaldır. Müslümanların şeref ve namusu olan bu kutsallarımıza yapılacak her türlü saldırı her Müslümanı ilgilendirir ve ilgilendirmek zorundadır.

Kudüs gibi bir derdi olmayan; Yahudi İsrail’in yaptığı zulmü görmeyen veya görmek istemeyen; sorulunca Müslümanım diyen bazı kesimler bir de utanmadan Kudüs’te yaşananları bahane ederek Araplara karşı aşağılayıcı sözler söylemektedirler.

Bu aşağılama faaliyetleri sadece günümüzde değil; son yüz yılda sürekli yapıla gelmiştir. Bunun altında yatan asıl gerçek, Arap ırkını kötülemenin ötesinde Müslümanları dolayısıyla Müslümanlığı kötülemektir.

 Dinimiz İslam hangi ülkeden, hangi dil ve ırktan olursa olsun bütün Müslümanların kardeş olduğunu bize emreder.  Peygamber Efendimiz(sav); “Müslümanlar kardeştir. Takva hali hariç, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur” buyurmaktadır.

Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde ırk üstünlüğü kesin olarak yasaklanmıştır. Yüce Rabb’imiz, “Ey insanlar; sizi, bir erkekle bir kadından yarattık. Bir birinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstününüz, takvada en ileri olanınızdır”(Hucurat13) buyurmaktadır.

            Her kavmin içerisinde inananlar, inanmayanlar; iyiler ve kötüler vardır. Hiçbir toplumu ne tümden iyi ne toptan kötü olarak nitelendiremeyiz. Hatta aynı ana babadan olan çocukları bile aynı derecede iyi ve kötü olarak göremeyiz.

            Bir Müslüman için ölçü İslam’dır. Sevgimizi, nefretimizi İslam’ın koyduğu ölçülere göre belirlemeliyiz.

            Filistin, Hicaz, Yemen ve Libya olmak üzere diğer Osmanlı topraklarında bazı Arap şeyhleri, din adamları çeşitli vaatler karşılığında başta İngilizler olmak üzere İslam düşmanlarıyla işbirliği yaparak Osmanlıya ihanet ettiklerini hepimiz biliyoruz. Bugünde sinirlerimizi bozan ilişkilerin olduğunu görüyor ve kızıyoruz. Önceki yazımda bu durumu dile getirdim.

            Osmanlıya ihanet eden Araplar olduğu gibi Osmanlı ordusu içinde küffara karşı savaşan Araplar da vardı; hem de ihanet edenlerden kat kat fazlasıyla.

Osmanlıya ihanet edenler içinde Araplar vardı da Türkler, Kürtler ve diğer milletlerden yok muydu? Elbette ki, vardı; bugünde var.  Suçlanması, kötülenmesi gereken bir milletin tamamı olmamalı ihanet edenler olmalı. 

            -Varsa yoksa Araplar! Aslında, ihanet bahane Araba küfretmek şahane!

            Araba küfretmek bir Müslümana yakışmaz; çünkü, âlemlere rahmet benim Peygamberim Hz. Muhammed(sav) Arap’tır.

Ebu Cehil, Ebu Leheb gibi insanlık tarihinin en büyük müşrikleri de Arap, diyebilirsiniz. Doğrudur.

            Ebu Cehil, Ebu Leheb ve diğer İslam düşmanlarına duyduğum nefret çok büyük olmakla birlikte Peygamber Efendimize(sav) duyduğum sınırsız sevgi ve Efendimizin(sav) Arap olması ve “Arabı sevin” emri mucibince ARAPLARI seviyorum.

            İbni Abbbas(ra)’tan rivayet edilen bir Hadis-i Şerifte Efendimiz(sav); “Üç hasletten dolayı Arabı seviniz; çünkü, ben Arabım; Kur’an-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur; Cennet ehlinin konuştuğu dil Arapçadır” buyurmaktadır.

            Arapça çok zengin ve çok güzel bir dildir. Öyle olmasaydı Yüce Rabb’im kitabını Arap diliyle indirir miydi?

            -Peygamber Efendimiz(sav)’i bu dilin konuşulduğu bir kavimden yaratır mıydı?

            Peygamber Efendimiz(sav)’in “Arabı sevin” emrinin içindeki ince mesajı iyi anlamak gerekir. Başta Ebu Cehil, Ebu Leheb olmak üzere geçmişte ve günümüzdeki İslam düşmanı Arapları sevmemiz gerektiği gibi bir emir algılanmasın.

Sevginin ve nefretin ölçüsü; Allah(cc) ve Resulü(sav)’nün sevdiklerini sevmek; sevmediklerini sevmemektir.

Efendimiz(sav)’in “Arabı sevin” emrinin nasıl algılanması gerektiğinin önemini  bugün çok daha iyi görebiliyoruz. Çünkü, Araplar üzerinden İslam kötülenmeye, aşağılanmaya çalışılmaktadır.

Açık ve net ifade edeyim; İslamiyet’e hizmet ederek şereflerine şeref katmış Türk milletine mensup olmanın onurunu yaşamakla birlikte Peygamber Efendimiz(sav)’in hatırına ARAPLARI ve ARAPÇAYI çok daha fazla seviyorum.

Yüce Rabb’im yaşayacağım zaman dilimi ile ilgili bir seçenek sunsaydı; hiç kuşkusuz Peygamber Efendimiz(sav)’in yaşadığı zaman dilimini seçer ve O’nun ashabı olmayı isterdim.

 



 

 

           
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ali Dutal Arşivi
SON YAZILAR