Kuzey Kıbrıs’taki dostlarla tanışalı çok olmamıştı yaklaşık üç ay önce Antalya’da gerçekleştirilen 2.Yörük Türkmen Çalıştayı’nda Crowne Plaza Otelde bir araya gelme fırsatı bulmuştuk. Aradan üç ay geçti geçmedi bu kez 24.Yörük Türkmen Şöleni’nde yine Antalya’da Düzler Çamı Güver Uçurumu mevkiinde buluşmuştuk. Yaklaşık yirmi kişilik bir heyet ile KKTC adeta bir çıkarma yapmıştı. Bu buluşma ilk buluşma gibi sıradan değil artık dostların vuslatı şeklindeydi. Bazı dostluklar öyle uzun uzadıya bir tanışma bile gerektirmez, gözlerdeki ışıltı ve kalplerde samimiyet sanki yıllarca birlikte yaşamış dostlar gibi yapıverir insanı. İşte tam da bu minvalde gelişti Antalya Yörük Türkmenleri ile Kıbrıs Yörük Türkmenlerin karşılaşmaları.

Artık iade-i ziyaret zamanı gelmişti; Kıbrıs’taki dostların daveti üzerine Antalya İl Beyi ve Korkuteli Yağlı Güreşleri Ağası Hamdi Sarıca ve Akdeniz Üniversitesi Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi (YÖRKAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Fatih Uslu Antalya’dan ve Yörük Programı Sunucusu Sebile Eke hanımefendi ise Ankara’dan KKTC’ye uçmaya karar vermişlerdi.

Kocaman iki yürek karşıladı bizleri Ercan Havalimanı’nda; bu çatal yürekli Yörük Türkmen beylerinden birisi KKTC Yörük Türkmen Derneği Başkanı Ferit Ergun, diğeri Kıbrıs Yörüklerinin ağabeylerinden Taksiciler Derneği Başkanı Mahmut Coşkun. Taksiciler Dernek Başkanı’nın kaptanlığında Maraş Bölgesi’nde bulunan ve Yörük Türkmen Dernek Başkanı Ferit Ergun’un evinin hemen yanı başında yer alan bir Yörük Çadırı’nda nefeslendik, yayık ayranı içtik, ata bindik, taze salatalıkları doğal alanından seradan koparıp kütürdete kütürtede yedik. Bu arada hoşgeldinler, peş gittinler cabası ve keyfilerimiz çadırın orta direğinde asılı.

Bu arada Din İşleri Başkanımız Prof. Dr. Talip Atalay ağabey ve Gazimağusa Kaymakamı Dürdanı Acı hanımefendi telefonlarla sürekli takipteydiler ve ilk fırsatta onlar da aramıza katıldı, daha bir güçlü olduk. Eski Tarım Bakanı Kıbrıs’ın Kenan abisi Kenan Akın’da katılması ayrı bir renk kattı. Yörük Türkmen Camiası Kuzey Kıbrıs’ta kartopu gibi büyüyor, milli ve manevi duyguları yaşatmaya kararlı görünüyordu.

Albay takma adıyla bilinen Dernek Başkanı Ferit Ergun sadece evini ve çadırını değil tüm yüreğini açmıştı bizlere.

O gün akşama kadar kısa gezintiler yaptık, Gazimağusa ve Maraş bölgesinde ve akşama şirin bir otel olan Oscar Park otele yerleştik. Otelde eski Yeşilçam’ın duayenlerinden Hababam Sınıfı’nın usta oyuncularıyla sohbet etme fırsatı bulduk ve ilk günümüzü yorgun kirpiklerin kapanması tamamladı.

İkinci gün kahvaltıda Gazimağusa Kaymakamı Dürdane Acı hanımefendi ve muhterem eşleri bizleri avlusu geniş bir evde misafir etti. Kahvaltıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin devlet ricalinden ve önemli simalarından seçkin bir Yörük Türkmen camiası vardı. İlk günden son güne kadar her fırsatta ana vatan ile yavru vatan arasındaki ilişkiler ve genç nesillere kadim kültürümüzü nasıl aktaracağımız konuşuldu. Kahvaltının ardından Gazimağusa Müftüsü Mustafa Küçük hocamızın kaptanlığında Lefkoşe ve Girne bölgelerinde istişarelerde bulunduk. Sınır kapısında selfie çektik, kumda kahve içtik, dini mabetleri dolaştık ama öyle bir yere gittik ki hala tüylerim diken diken. 1974 Kıbrıs Harekâtı’nda Beş parmak dağlarının zirvesine kadar çıkarak fizik kurallarına meydan okuyan “o Tank”ı gördük. O tankı oraya çıkaran kahramanların hikâyelerini dinledik. Üzerine çıktık o anı yaşamaya çalıştık, duygularımız sel olup aktı.

Akşama daha önceden tertip edilmiş ve yoğun katılımla gerçekleşen Yörük Türkmen Gecesi’nde onur konukları olduk. Sebile Eke hanımın program sunmada ne kadar mahir olduğuna şahit olduk. Efeler zeybek oynadı, Türk milli kültürünün birçok öğesi orada ifa edildi. Bereketli bir gece yaşadık. Eski ve yeni belediye başkanları, eski ve yeni bakanlar herkes oradaydı.

Son günümüz tam bir kültür şöleni şeklinde geçti. Gazimağusa Belediyesi ve Yörük Türkmen Derneği’nin tertip ettiği bir festivale şahitlik ettik. Kıbrıs’ta kara çadırda oturup sıkma yemenin hazzına vardık. Gazimağusa Belediye Başkanı, Tarım Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı dâhil birçok bürokrat gün boyu Yörük Türkmen keyfileri ile dolaştı. Davul ve zurnalar eşliğinde efeler zeybek oynadı, bizler Antalya ekibi davulculara güreş havası vurdurup peşrev çektik. Dağıtılan 450 keyfiye ve yağlık yetmedi ve yoğun bir talep gördü.

Hülasa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de “YÖRÜK ATEŞİ” tutuştu!

Kuzey Kıbrıs’tan ayrılmamız çok güç oldu; üç gün boyunca bizlere eşlik eden devlet erkânından ve halktan çatal yürekli insanlar tanıdık. Anavatan’ın ve yavru vatanının Yörük Türkmen beyleri ve hanım efendilerinin birlikte kültümüzü yüceltme konusunda ortak hareket edeceklerinin sözünü aldık ve anavatana döndük.