Rasim Atalay

Rasim Atalay

Ne veriyim asgari ücretlime?

Ne veriyim asgari ücretlime?

Bugünlerde zihnimizi meşgul eden onlarca gündem konusu var.
Hepsinden önemlisi ve tek gerçek gündem aslında İsrail’in Gazze’de yaşattığı insanlık zulmü…
Bu konuda her bir duyarlı insan evladı gibi biz de kahroluyor, düşündükçe zihin dünyamızda karanlığa gömülüyor, çareyi duada eriyor, kendi nispetimizde eylemler yapmaya çalışıyoruz.
Bugün Konya Gazeteciler Cemiyeti olarak İsrail’i lanetleyen bir açıklama yapacağız. Zira işi sadece bu zulmü dünyaya haykırmak, dünyayı yaşanan zulümden haberdar etmek olan onlarca meslektaşımız da Siyonist İsrail lanetinin acılara gark ettikleri arasında yer alıyor.
Tabi bir tarafımız bu acıyı en derinden hissederken, diğer yandan da hayat öyle veya böyle devam ediyor. Kendi içimizde beklentilerimiz, kaygılarımız, arzularımız var…
Asgari ücret beklentisi mesela…
Vakit daralıyor.
Kasım’ın ilk yarısını bitirdik.
Aralık ayında, 2024 yılında geçerli olacak asgari ücreti tespit etmek için görüşmeler başlayacak.
Bu yıl görüşmelerde bir ilke imza atılarak, 15 kişinin bulunduğu Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na işçi kesiminden toplam 5 kişi katılmış olacak. Biri sendika görevlisi olmak üzere berber, kasap, garson ve petrol istasyonu pompacısı olup asgari ücretle çalışan, sendika üyesi olmayan 4 kişi ilk defa masaya oturacak.
Bu 4 meslek grubundan 4 kişi nasıl ve neye göre belirlendi bilemiyoruz. Ancak önemli olan o masada işçi kesiminin asgari ücretle çalışan farklı meslek grubundaki kişiler tarafından temsil edilmesi.
Öyle ki, kravatlıların belirlediği asgari ücret rakamları şayet arzu edilen düzeyde olmazsa, koca bir ayı asgari ücretle geçirmekte olan bu meslek grubundaki kişiler yaşanmışlıkları anlatıp daha ikna edici olabilecek. En azından asgari ücretle çalışan milyonlarca insanın umudu bu yönde…
Aslında şunu hepimiz biliyoruz…
Asgari ücretin bugün olduğundan yüzde 40-50-60 daha fazlasına çıkması, 15-16-17 bin TL olması çare olmayacak…
Geçmişte bunu tecrübe etti bu millet.
Asgari ücrete yılbaşında yapılan zammın ardından yıl ortasında ikinci bir zam daha yapıldı. O da kafi gelmedi.
Niye gelmedi?
Enflasyon denen canavar ağzını açmış bekliyorken, her gün her şeye yeni zamlar gelirken para pul pul dökülürken, zammın miktarının ne kadar olduğunun bir önemi maalesef ki kalmıyor.
Ez cümle, yeni yılda asgari ücretin belirlenmesi için garson, kasap abimiz veya ablamız masada ‘Ne veriyim abime?’ demeyecek, ‘Ne veriyorsunuz?’ diye soracak.
Berber abimiz ‘Tıraşınız nasıl olsun?’ demeyecek, asgari ücretin tıraşlanmaması için makası, usturayı köşe bucak saklayacak.
Kasap abimiz veya ablamız ‘Ne arzu edersiniz?’ diye sormayacak, asgari ücret kıyılmasın diye uğraşacak. Hesabını iyi bilecek, masadaki masatları saklayacak…
Petrol ofisi pompacısı abimiz veya ablamız da üzerine düşeni yapacak. ‘Ne kadar dolduralım?’ diye sormayacak, “Fulleyin de görelim” diyecek…
Hani belki de tüm bunlara gerek kalmayacak, komisyonun isteyen değil de veren tarafında olanlar ‘Ne vereyim asgari ücretli abilerime, ablalarıma’ deyiverecek.
Olur mu, olur…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Rasim Atalay Arşivi
SON YAZILAR