Mükremin Kızılca

Mükremin Kızılca

Selçuklu ve Karamanoğlu başkenti Konya

Selçuklu ve Karamanoğlu başkenti Konya

Konya’da, 747 yıl önce, 13 Mayıs 1277 yılında ilan edilen Türkçe fermanı dolayısıyla her yıl kutlanan Türk Dil Bayramı kutlu olsun!

Konya’dan yetişen büyük tarihçimiz merhum İbrahim Hakkı Konyalı, Konya Tarihi adlı eserinin 1964 yılı baskısının 72. Sayfasında: “Karamanoğulları Başkenti Konya” adıyla başlık atmıştır.

Selçuklu İmparatorluğu 1077 yılında kuruldu 1308 yılında yıkılarak yerini Karamanoğullarına bıraktı.

Selçukluların 230 yıllık bu hanedanlığının yirmi yılı (1077 - 1097) İznik’te geçtiğinden Konya’daki saltanatları 210 yıl sürmüştür.

Bu 210 yılın otuz yılında da (1277 - 1308) Anadolu Selçuklu devleti Moğol valilerce yönetilmiştir. Bu durumda imparatorluğun Konya’da hanedan olarak saltanat ve ikametleri 180 yıldır.

Karamanoğulları Konya’ya 1308 yılında yerleşerek burayı Darulmülk yani başkent yaptılar bu durum Osmanlı İmparatorluğuna ilhakı olan 1478 yılına kadar sürdü.

Buna göre Konya 170 sene Karamanoğullarının payitahtı olmuştur. Bunun yirmi yılı İlhanlıların / Moğolların baskısıyla Konya dışında geçtiğini var saysak bile Karamanoğullarının Konya’da başkent olarak kalmaları asgari 150 senedir.

Doğal olarak Selçukluların yıkılmasından sonra gerek Osmanlılar gerekse İlhanlılar Konya’yı ele geçirmek için zaman zaman harekete geçseler de başarılı olamadılar. Zira Karamanoğulları Selçukluların yetmiş yıldan beri bağlısı bir beylik olarak Konya’nın kendi hakları olduğuna kesin olarak inanmışlardı.

Hatta 1277 yılından itibaren Konya’yı Moğol valilerin yönetmeye başlamasından sonra bu şehri ele geçirip Moğolları sürmek için iki defa harekete geçtiler. Bunların birisi, adına karamanda KMÜ kurularak bir kahraman olduğu tescillenen Karamanoğlu 1. Şemseddin Mehmet Beydir ki detaylarını “Dil Bayramı Konya’da da Yapılmalı” adlı bu serinin son makalesinde verdim.

Konya Osmanlı payitahtı İstanbul’a 700, İlhanlı payitahtı Tebriz’e ise 1500 kilometredir. Konya Karamana sadece 100 km mesafededir.

Biz burada bütün atalarımızı saygıyla ve minnetle anıyoruz. Onlar şu anda belki birbirleriyle görüşüyorlar, dört günlük dünya için neden birbirimizle didiştik diye, hayıflanıyorlardır.

Ama şükür ki Konya’nın 150 senelik Karamanoğlu Devleti payitahtlığı sırasında kan döküldüğü de söylenemez.

Çünkü bu yüz elli yılın en çetin dönemi olan son yüz yılında (1375 – 1475) Osmanlılarla Karamanoğulları çok yakın akraba oldular. Alaeddin Halil beyden sonraki bütün Karaman beyleri Osmanlı kızlarından olup Osmanlı torunudur.

“İbrahim Bey, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid Han oğlu Çelebi Mehmet’in kızı Sultan Hâtun ile evlenmiş ve bu evlilikten Kasım, Pir Ahmet, Alâeddin, Karaman, Nûre Sofu ve Süleyman adında altı çocuğu dünyaya gelmiştir. İbrahim Bey’in büyük oğlu İshak ise bir cariyeden olmuştur.” (İbrahim Bey Devri (1423–1464) Karaman-Osmanlı Münasebetleri Doç. Dr. Bilal Gök / Kafkas Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi)

Bu bağlamda 41 yıl Konya tahtının sultanı olan Karamanoğlu beyi 2. İbrahim (1423 – 1464) ile Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet baba oğul gibidir. Fatih Sultan Mehmet, 2. İbrahim beyin Gülşah adlı kızıyla evlidir. Hatta 1475 yılında Konya ve Karamanı tam olarak ilhak ettikten sonra Karaman eyaleti valisi olarak ikinci İbrahim’in kızı Gülşah hanımdan olan oğlu Şehzade Mustafa’yı atamıştır.

Bu atamadan sonra Karaman Eyaleti kurulmuş ve başkenti Konya olmuştur. Başkenti Konya olan Karaman eyaleti tam 400 sene sürmüş ve 1865 yılında eyaletten vilayete geçilmiştir. Bu arada Karaman da Larende adıyla Konya’ya kaza olarak devam etmiştir.

İkinci İbrahim Bey, birinci Murad’ın, dedesi Alaeddin beyle evlenen Nefise adlı kızının torunudur. Başka bir deyişle Fatih Sultan Mehmet Han hazretleri ile çok yakın akrabadır. O kadar gerginliğe rağmen, Konya önlerinde kurulan savaş meydanı her defa bu hısımlık ve akrabalık bağlarının tavassutuyla kansız dağılmıştır.

Karamanoğulları Devletinin Kanunisi olarak bilinen, sağlığında Konya ve Karamanda 65 İslam – Türk medeniyeti eseri bırakan ikinci İbrahim’in kırk bir yıllık hükümdarlığının yirmi beş yılı Fatih’in babası ikinci Muratla, on beş senesi ise Fatih’in kendisiyle eş zamanlı olarak geçmiştir. İkinci Murat Han Karamanoğlu ikinci İbrahim Bey’in ikinci kuşaktan kuzenidir. İkinci Murat Han birinci Murat hanın Yıldırımdan olan Çelebi Mehmet’in oğludur. İkinci İbrahim de birinci Murat’ın Karamanoğlu beyi şehit Alâeddin ile evli Nefise Melek adlı kızının oğlu ikinci Mehmet Beyden olma torunudur.

Konya, Selçukluların olduğu kadar onlardan sonra Karamanoğullarının da payitahtı olduğu bir gerçektir. Konya’nın her iki hanedana Dârulmülk / Saltanat yurdu olma süresi neredeyse eşittir. 150 – 180 yıl.

Konya’yı başkent yapan Karamanoğulları Devleti aynı tarihten itibaren kendilerini sultan olarak yazdırmışlardır. Aşağıda iki önemli kaynaktan aktardığım unvanlar buna şahittir:

İkinci İbrahim Bey, Konya At pazarı civarında yani Kapı Camii dolaylarında inşa ettiği bir cami için 1445 yılı Nisan ayında saltanatı sırasında kaleme aldırdığı vakfiyede şöyle yazılıdır:

“Allah büyük sultanı vakıf koymaya muvaffak kılmıştır ki o: dünya hakanlarının en büyüğüdür, gazilerin ve tevhit ehlinin yardımcısıdır, asi ve küstahların tepelerine inen kılıçtır, İslam’ın ve Müslümanların yardımcı gücüdür, Hakkı delilleriyle ayakta tutandır, hayrat ve hasenat sahibidir, ibadetlere ve iyilik yapmaya düşkündür, bütün âlemler üzerindeki Allah’ın gölgesidir, âlimlerin ve salihlerin sığınağıdır. Bu sultan, Sultan İbrahim’dir ki büyük emir, Allah’ın rahmetine ve mağfiretine erişen Mehmet’in oğludur, Mehmet de şehadet makamıyla saadete erişen Karamanlı Alâeddin beyin oğludur, – Allah başarılarını daim eylesin, yolunu hayır yoluna bağlı kılsın-.”

(Kaynak: Konya Şer’iyye Sicilleri: Vakfiye no 56-93-1DSCN0195 / 196)

Bu vakfiyede, İkinci İbrahim için yazılan ve söylenen “Bütün âlemler üzerindeki Allah’ın gölgesidir” tabiri, (bu tabire katılıp katılmadığım saklıdır) o sırada (1445) henüz Osmanlı sultanları tarafından bile kullanılmıyordu. Bu tarihte Fatih Sultan Mehmet 12 yaşında Osmanlı payitahtı Edirne’de babasının feragati üzerine tahta oturtulmuştu.

Büyük Hekim Beşir Çelebi 1436 yılında tamamladığı, 600 büyük sayfadan oluşan Mecmuatü’l-fevaid adlı Şifa Ansiklopedisini Konya tahtında oturan İkinci İbrahim beye şöyle ithaf eder:

“Bu kitabın kaleme alınmasına yol açan ve önder olan sebep: Acemlerin Sultanı, milletlerin hâkimi, kalem ve kılıç sahibi, Acem ve Arapların iyi işlerinin kefili, Suskunlar Yurdunun mülkünün varisi, güvenlik sancağını yükselten, dünyanın en adaletli sultanı, Yunan memleketlerinin önderi, parlak ve aydınlık İslam dininin Allah’ın inayetiyle yardımcısı, Mehmet Han oğlu Karamanlı Sultan İbrahim - Allah saltanatını sürekli, delilini parlak, yardımcılarını güçlü, iktidarını uzun kılsın- Bey hazretlerinin yüce emri ve değerli yazısı olmuştur.”

(Kaynak: Mecmûatü’l-fevâid Selanik Nüshası 1. Sayfa)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mükremin Kızılca Arşivi
SON YAZILAR