Metin Ertem

Metin Ertem

Şiddet, nefret ve çocuk suiistimallerinin azaltılması mümkün mü?

Şiddet, nefret ve çocuk suiistimallerinin azaltılması mümkün mü?

Beşeri kanunlar suç işlendikten sonra ilgili yasa gereği cezaya çarptırmaktadır.  Bizim devlet olarak çıkardığımız yasalar genel olarak güncel olaylar ve yeni hadiselerle ilgili olmaktadır. Elbette bunlar yapılmalı ancak inanç değerlerimiz, imanımız güçlendirilmeli, yani Allah’a ve Ahiret’e inancımız kuvvetli olmalı ki dinen günah olan ve ahlaken aşağılık şeylere düşülmesin.

İslamiyet suç işlenmeden önce tedbiri getiriyor, kuvvetli iman sahibinin kalbine ve aklına bir danışman bırakıyor. Kuvvetli imanı elde eden bir kişi, bu yaptığım veya yapacağım işten Allah (c.c.) razı olur mu? Yarın ahiret gününde Rabbimin huzurunda ne diyeceğim?  Peygamberim bana şefaat etmezse halim nice olur. Hakkını gasbettiğim akrabalarım veya diğer kişilerle nasıl helalleşeceğim? Rabbim işlediğim günahlarımı kendi hafızama, her iki yanımdaki meleklere ve levh-i mahfuz denilen (Olmuş olacak her şeylerin kaydedildiği ilahi büyük hafıza mahiyetini bilmediğimiz ancak varlığına inandığımız kayıt) büyük kayıt mahallinde kaydettiriyor.

 Rabbim “Hafiz” ismi ile kaydedip, “Adil” ismiyle büyük mahkemede hesabımı görecek, ya ebedi ceza yeri olan cehenneme, ya ebedi mükafat yeri olan cennete gideceğim. O halde şu geçici dünyanın aldatıcı, geçici meseleleri için ebedi hayatımı harap etmeyeyim. Her şeyin bir meşru sevaplı olanı var. Bir de gayr-ı meşru günahlı olanı var. Ben meşru olanı tercih ediyorum deyip dünyada fert ve toplum olarak daha az şiddetle huzur ve saadetli bir hayat yaşamak mümkün değil midir? Karar hepimizin…

Yarından itibaren medyamız şiddet olaylarına daha az yer versin. Şiddet olaylarının maddi ve manevi sebeplerini medya vasıtasıyla uzmanlarla ve diyanet işleri yetkileri vasıtasıyla ve öğretmenlerimizle okullarda değerlendirelim. Son yıllarda artan medya bağımlılığı, internetten gelen her türlü tehlikeler tanımlansın, gerekli önlemler kendi içinde sağlansın.

Medya okuryazarlığı” dersleri çocuklarımızın ve gençlerimizin bilinçlenmesi için işlevsel olarak değerlendirilsin.

Hapishanelerimiz bir eğitim yuvası ve asli görevi olan “Ceza ve Islahevi” İslahhaneye (Terbiye ve ahlak dersi verilen mekanlar) dönsün. Mahkumlarımız hapishanelerde tam bir terbiye alsın. Çıkan mahkumlar bir daha suç işleyip girmemek üzere çıkmış olsunlar. Hapishanelerin sayıları azaltılsın. Hapishaneler yerlerini yeni okullara ve fabrikalara bıraksın.

O halde Müslüman bir toplum olarak topyekun, laiklik elden gidiyor ve sair bahanelerin arkasına sığınmayarak şartsız olarak kendi inanç değerlerimizin kendi kültür ve medeniyetimizin değerlerini yeni yetişen geleceğimiz olan çocuklarımıza ve gençlerimize verelim. Allah’a ve Ahiret’e imanı öyle güçlendirelim ki, içinde bulunduğumuz gün gibi, kıştan sonra bahar gibi inanalım. Dünyada da toplum olarak huzurla yaşayalım. Ahiretimiz de mutlu ve saadetli olsun. İnşaallah. Mevlana’nın ve Yunus Emre’nin torunlarına da bunlar yakışmaz mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Ertem Arşivi
SON YAZILAR