Konya STK Platformu 400 sivil toplum kuruluşunu Mardin’de buluşturdu.

Neresinden bakarsanız bakın müthiş bir organizasyon.

Gencinden yaşlısına varıncaya kadar bu organizasyonda emeği geçen başta platform başkanı Muhsin Görgülüğil olmak üzere icra kurulu heyetine teşekkür ediyoruz.

Gerçekten iki gün boyunca akademisyenlerden oluşan konuşmacılar, “Sivil Toplum ve Din” teması başlığı altında ümmetten milliyetçiliğe, Türkiye’deki dini yapılardan cemaatlere ve bölgede dini yapıların etkisine varıncaya kadar pek çok konuyu ele alarak tartıştılar.

Bu toplantı ve oturumlardaki konulardan ve bazı konuşmacıların samimi olarak bazı mevzuları dile getirmelerinden son serece faydalandığımı söyleyebilirim.

***

Çarpıcı konuların başında elbette cemaat denilince ilk akla gelen FETÖ oluyor. Hemen hemen bütün konuşmacılar FETÖ’ye veryansın ederek bu örgütün bir terör örgütü olduğunu dile getirerek nasıl önlem alınması ve çözüm noktasında; yakın, orta ve uzun vadede nelerin yapılması hususunda öneri getiren kişi sayısı azdı.

Konuşmacıların ekseriyetinin akademisyen olması ise, konuşma özgürlüklerinin bir dereceye kadar olduğu ve ondan sonra sınırı aşmada fazla kendilerini zorlamadıkları görüldü. Zaten her konuşmacı, 15 dakikada tebliğini ve konusunu özetlemek zorunda. 20’ye yakın konuşmacı akademisyen toplumu yakından ilgilendiren son derece çetrefilli ve sorunlu konuları, sosyal sorumluluk bilinciyle ele almaya çalıştılar. Burada ele alınan konu başlıklarıyla Mardin’in samimi ve cana yakın insanlarıyla konuştuğumda ise, pek çoğunun realitede örtüşmediğini gördüm.

Yâ akademisyenlerimiz veya ilim adamları, halka gerçekleri tam olarak izah edemiyorlar ya da halkımız, onları anlamakta zorlanıyorlar.

Kamuoyuna açık platformlarda konuşmak istemeyen akademisyenler veya resmi görevi olmasından dolayı yöre ve bölge adına konuşma yapan kişiler bile, “görevli olmasam çok şey söyleyeceğim ama…” diyerek özgürce konuşamamaları, halkın bilgilendirilmesi ve aydınlatılması açısından yaman bir çelişki…

Ebu Gudde’nin “İlim Uğruna” adlı bir kitabı var. İlim uğruna, bir soru sormak ve o sorunun cevabını öğrenmek için bulunduğu şehirden çok uzak diyârlara seyahat eden ilim erbabını düşündükçe; günümüzde teknolojinin alabildiğine ilerlediği, otobüs, özel otomobil ve hızlı trenler ile uçakların mesafeleri ne kadar azalttığı düşünüldüğünde, Müslümanların neden geri kaldığı ve dış güçler ile Batı’nın ve dolayısıyla Hıristiyan dünyasının oyunlarını neden bozamadığı gerçeği insanı oldukça düşündürüyor.

***

Mardin’i gezerken Konya’dan geldiğimizi ve Ufuk Turu için burada bulunduğumuzu söylerken esnaflar ve din görevlileri olsun Mardin’in insanı, bizi oldukça samimi ve içten karşıladılar.

Sabun almak için bir esnaf dükkânına girdiğimde, sivil toplum ve din konusu ile diğer konulardan yarım saatlik konuşmamız arasında; o Mardinli esnaf bana “sivil toplumun dini mi olurmuş?” deyiverdi.

Düşündüm, o esnafa ve birde yazar Abdurrahman Dilipak, makalesinde değindiği hususa dikkat çekiyordu: “Konuları seçerken de öyle. “Sivil toplum ve din” değil de “Müslümanlar ve Sivil Toplum Örgütleri” desek daha iyi olmaz mı idi mesela.”

***

Gerçekten takdire şayan bir organizasyonun altına imza atan ve ümmetin karşılaştığı sorunları değişik başlıklar adı altında dile getirerek çözüm yolları öneren Konya STK Platformu’na teşekkür ediyorum.

Konuşmacıların büyük bir çoğunluğu, cemaatlerin her şeyden önce “ahlâklı insan” yetiştirmeleri gerektiğini ifade etti. Yâni ahlâk konusunda birleştiler.

Peygamberimiz de “Ben en güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” buyurmuyor mu?

İtimat sahibi ve etrafına güven veren ve dürüstlük abidesi insanlardan olmalıyız.

Siyaseten ahlâklı, işte, çarşıda, pazarda ahlâklı…

Velhasıl hayatın her alanında ahlâk sahibi insanlar olabiliyorsak ve o vasıfta insanlar yetiştirebiliyorsak ne mutlu bize.

AZİZİM DİYOR Kİ…

İlk defa katıldığım Ufuk Turu’nda güzel intibalar edindim.

Kendi açımdan yararlı buldum.

Konya STK Platformu’na ve 14 maddeden oluşan sonuç bildirgesini kamuoyuna açıklayan Muhsin Bey’e teşekkür ediyorum.