Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

YOL HİKÂYELERİ-1

YOL HİKÂYELERİ-1

Mesleğim ve işim gereği oldukça fazla seyahat eden birisiyim. Elbette bunun iyi ve kötü yanları kadar macera dolu taraflarının da olduğu bir gerçektir.

Seyahatlerimin işin durumuna göre kısa mesafelerde daha çok arabayla yaparım ve yollarda ilginç gördüğüm bölümlerde durarak, bazen resimleyerek, bazen de sohbet ederek geçiştiririm.

Bu bana Anadolu insanının kültürünü, değerlerini, onlarla kısa zamanda dost olma tarzını, dertlerini, neşelerini, acılarını yani kendisini olduğu gibi tanıma şansını veriyor.

Her ne kadar yolda yolcu almamam konusunda sıkça tembihler olsa da bu zamana kadar çok şükür hiçbir yanlış insan ve olayla karşılaşmadım. Bazen ters insanlarla karşılaşsam da onlardan hiç zarar görmedim, hatta çoğu zaman iltifatlar ve küçük de olsa bazı hediyelerle ağırlandım diyebilirim.

***

Yolum bir köyden geçiyor, yanında 10-12 yaşlarında iki gençle biraz şişmanca, sevimli birisi. Selam verdim ve devamında “efendi köyün ağası gibi oturursun, buralar senden mi sorulur” dedim; güldü, sempatiyle karşıladı, kısa bir sohbetten sonra, bana hitaben “seni çok sevdim, boş gönderemem, hanım süt sağıyor, 5 dakikaya hazır” dedi ve 5 litrelik taze süt bidonu ile beni uğurladı.

***

Her şeyi gözlemleyen bir yapıya sahip olduğum için seyahatlerimde etrafı devamlı gözlerim. Arabalar, insanlar, yolun kalitesi, ürünler, sulamalar, çadırlar, işçiler ve yolda otostop yapanlar.

Sultanhanı-Aksaray arasında seyahat ediyorum, öğlen vakti ve hava çok sıcak. İki delikanlı el kaldırdı ve durdum. Selam verdiler, epeydir beklediklerini ve Aksaray’a kadar gitmek istediklerini söylediler. Tarım işçileri, sulama yapıyorlar ve memleketleri Bor’a izinli gidiyorlar.

İzinlerini neden Aksaray’da geçirmediklerini söylediğimde 19 yaşında olan “aşk abi, durulmuyor işte“Aşk da nedir delikanlı, nasıl etkiliyor insanı”

“Abi, liseden sınıf arkadaşım, ancak komşu köyde, her an göremesem de yerimde duramıyorum”

“Nasıl yani, atlayıp zıplıyor musun?”

“Yok, abi, sen de bir şey bilmiyorsun, gördüğüm zaman kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor, telefonda sesini duyduğumda dilim tutuluyor, aklım hep onda”.

“Abi, üniversiteyi kazandım, uzağa gideceğim, çok zor”

“Üniversiteyi bitirdiğinde yine de o köylü kızıyla evlenir misin?”

“Elbette abi, gülüşüne dünyayı değişmem”

“Aferin sana, sakın bu sözünü unutma, bu sözler seni adam yapar”

“Sahi abi, sen ne iş yaparsın abi, güzel konuşuyorsun, beni etkiledin”

“Sizin gibi yolda kalmışları toplarım, öğütler veririm”

Allah’a emanet hayra muhatab olunuz, efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR