Erol Sunat

Erol Sunat

Aşkımız bitecek böyle giderse!

Aşkımız bitecek böyle giderse!

Şarkının adı ve dillerde gezen hali bu ismi taşıdığı için, “Aşkımız bitecek böyle giderse” diye attık başlığımızı!

Söz ve müziği Adnan Varveren’e ait olan bu güzel şarkının ilk dizeleri şöyleydi;

“Ben kara gün dostu sanmıştım seni / En acı günlerde terk ettin beni / Bir derdin üstüne bin derdi kattın / Her zaman ağlattın şu gözlerimi”

Şarkıya adını veren nakarat kısmı ise şöyleydi, “Aşkımız bitecek böyle giderse / Bende hiç günah yok kabahat sende”

Kara gün dostları diye bildiklerimiz, tanıdıklarımız inandıklarımız, en acı günlerimizde, en zor günlerimizde, en fazla onlara ihtiyaç duyduğumuz günlerde yanımızda yoklardı.

Kimler mi?

Hangi birini sayalım ki…

Hısım akrabadan başlayın, siyasete kadar gidin! Kol kanat gereceklere, mangalda kül bırakmayanlara bakın bakalım, kapınızı açan mı oldu, telefona çıkan mı?

Yelpaze geniş!

Vefa ortalarda yok!

Sözüm ona maske taktık ya… Aslında maskesi düşmeyen kalmadı! Kimin ne olup olmadığını bu dönemde çok daha iyi anladık.

Elimizden tutan, halin ne diye soran, yanı başımıza koşup gelen oldu mu?

Bir derdin üstüne bin dert katılırken de yoktular!

Ağlarken de, sızlarken de, feryat ederken de duymadılar!

Basra harap olduktan sonra derler ya…

İnsanlar o sıkıntılı günlerde aşkımız bitecek böyle giderse demişlerdi.

Bende hiç günah yok, kabahat bu gaileyi başımıza açanlarda, bizi bir başımıza yapayalnız bırakanlarda dediler. Enflasyonu, hayat pahalılığını biz mi kolundan tutup getirdik dediler!

Kim duydu, kim dinledi? Hiç kimse!

*****

Yalnızlığı, biçareliği dolu-dolu yaşadık. Fakirlik, yoksulluk, imkânsızlık, pahalılık ve zamlar hanelerimizin kapısından öylesine girdiler, öylesine doluştular ki içeri. Onlardan bize oturacak, bir kenara ilişecek yer kalmadı.

Faturalar yığıldı, kiralar birikti, elektrik öyle bir çarptı ki, yerden kalkamadık!

Doğalgaz öyle bir yaktı ki, mutfaklar hiç olmadığı kadar öyle bir yangın var dedi ki, sesimiz kısıldı, gözlerimizde yaşlar dondu kaldı!

Neredeydiniz bizim aşka saygımız var diyenler?

Aşk mı kaldı? Aşka el birliğiyle senin burada yerin yok denmedi mi?

Ne oldu?

Aşk pencereden uçtu gitti!

Beni arama diye! Beni sorma diye!

Anladık ki güvendiğimiz o dağlara göz gözü görmeyecek kadar kar yağmış!

Bazılarımız o dağları, o yağan karla baş başa bıraktı, aşkımız bitti dedi, yürüdü gitti!

Bazılarımız o dağlara karşı avazı çıktığı kadar bağırdı, çığ düştü üstüne, çığ altında kaldı, kayboldu!

Bazılarımız aşk dedi, dipsiz kuyularda, girdaplarda kayboldu!

Bazılarımız aşk dedi, öteye-beriye savruldu!

Bazılarımız aşk dedi, cayır-cayır yandı kavruldu!

Bazılarımız bir de gözünü açtı ki uçurumun dibinde, kırılmadık yeri yok, aşk ha dedi, aşk dedim kımıldayacak, ayağa kalkacak halim kalmadı! Olmaz olsun böyle aşk!

*****

Harç bitti, inşaat paydos derler ya hani.

Aşk bitti, sevgi çıkmaza girdi. Dibe vurdu, paramparça olmaktan kurtulamadı.

Her parçası başka-başka yerlere savruldu!

Bu aşktan ümit yok diyen diyene…

Aşkın kanununu yazsam yeniden diye bir şarkı var ya hani, yeniden yazılsa da nafile!

O aşk, o eski aşk değil!

Paydos etmiş, tası tarağı toplamış, çoktan hadi bana eyvallah demiş!

Çıkmadık canda bir umut meselesi her zaman vardır derler.

Yüzde 98 mi büyük, yüzde iki mi diye absürt sorularda tam da bugünlerin sorusu…

Millet defalarca, aşkımız bitecek böyle giderse demedi mi?

Aşkın bir kısmına gidersen git dememişler miydi?

Ne yaptı o aşk? Madem öyle gidiyorum öyleyse dedi, çekti gitti! Gidiş o gidiş, gitti, dönmedi!

Aşkın geri kalanı benden olmasın dedi, bilen biliyor dedi, bağrına taş bastı defalarca gitti, defalarca geri geldi! En sonunda yetti artık dedi, benden bu kadar dedi, çıktı yola!

Şimdi nereye diye soruyorlar!

Senin olmadığın herhangi bir yere mi dedi, yoksa hiç cevap vermeden mi gitti?

*****

Gönül kolay-kolay küsmez denmiştir, lakin bir de küserse, küstüyse!

Onca olan bitenden, ihmalden, vefasızlıktan, güven zedelenmelerinden, söz verip de sözünden dönmelerden sonra, yaptık bir hata, bak hatamızdan dönüyoruz, döneceğiz, hatta dönmek üzereyiz diyenler döndüler dönmesine de…

Kırılanların, hayal kırıklığı yaşayanların yaşadıkları az uz değil!

Gönüllerden göç eden göçtü, göçe niyetlenenler kapıdan çıktı çıkacak!

Göçemezler, gidemezler diyenler ne mi diyorlar?

Nereye gidecek, gitmez!

Gitmek öyle kolay değil, gitmemiştir!

Yarı yoldan döner gelir diyenler bekliyorlar!

Lakin, gidemez diye kesin konuşanların sesi çoktan titremeye başladı!

Ya gittiyse!

Ya bir daha dönmeyecekse!

Ya o aşkımız bitecek böyle giderse diye defalarca haber gönderip, hiçbir cevap alamadıktan sonra bittiyse!

Ya o dillere destan aşk, ilgisizlikten, sevgisizlikten, vefasızlıktan uçup gittiyse!

Bilinmez olan, sezilmez olan, görünmez olan da işin bu tarafı!

*****

Şu anda yapılan ne mi?

Kimine göre aşka suni teneffüs! Kimine göre bir dizi geçici pansuman!

Aşk geri gelir mi?

Aşk geri döner mi?

Gelirse nasıl gelir?

Dönerse nasıl döner!

Kim bilir bu gidişin dönüşü olacak mı diye eskilerden bir şarkı vardı ya hani, her gidişin bir dönüşü mutlaka vardır diyenler, bu gidişin dönüşü nasıl olur, kime olur, kime doğru olur, kimden yana olur, bu iş nasıl son bulur diye yorumlar yapıyorlar!

Kimine göre ise bu aşkın gitmesi, gelmesi kalmadı. Bitti gitti!

Aşkımız bitecek böyle giderse denilen o aşk bitti, o sayfa kapandı diyenler mi hakikati söylüyor, yoksa ne kapanması ne bitmesi o sayfa hâlâ açık diyenler mi?

Bekleyip göreceğiz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Mayıs

01 Mayıs 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR