Barbaros Ulu

Barbaros Ulu

Bazıları Sadece Şemsiye İşiyle Uğraşmalı!

Bazıları Sadece Şemsiye İşiyle Uğraşmalı!

Sosyal medyada, sanal âlemde ve köşe yazılarında din üzerine yazıp çizmeyen yok gibi. Yazan yazana, paylaşan paylaşana… Buralarda dini bir konu enine boyuna ele alınıyor. Kah fetva veriliyor kah ahkam kesiliyor.

 

Dini konularda görüş belirten bazılarına yazdıkları yakışıyor. Çünkü ayakları yere basarak yazıyor, meseleyi derinlemesine analiz ediyorlar. Umum bakış açısına aykırı da olsa yazılanlar okunuyor, tasvip görüyor, ufuk açıyor. Bazıları vardır ki dini bilgi diye yazdıkları, dinden ziyade toplumda oluşan dini gelenektir. Görüşünü desteklemek için malzeme sıkıntısı da çekmiyorlar. Mevzu(uydurma) olduğu erbabınca belirtildiği halde yazılarında uydurma hadisleri mesnet olarak kullanmaktan da çekinmiyorlar. Yeter ki tezlerini ispatlamada işlerine yarasın. Dine sonradan sokuşturulmuş bidat ve hurafeyi dinin kendisi diye öyle emin yazıyorlar ki şaşırıp kalıyorsun. Bu tiplere göre din budur. Yersen... İtiraz ve eleştiriye de gelmezler. Çünkü imanını sorgulamaktan da geri kalmazlar. Seni hemen İslam dairesinden çıkarırlar. Ne de olsa ellerinde iman terazisi var.

 

Dini bir konu üzerine yazıp çizmenin, üzerinde ahkam kesmenin, köşesinde dini bir konuyu işlemenin önünde bir engel yok. Herkes dağarcığını boşaltabilir. Zira İslam'da ruhbanlık ve din adamı sınıfı yok. Din kimsenin tekelinde değil. Kendisine, ufkuna, bilgi birikimine güvenen, olay ve konulara bütüncül bir pencereden bakabilen herkes yazıp çizebilir. Düşüncesi sığ olan, bilgi birikimi kulaktan dolma bilgiden ibaret olan, hayata tek pencereden bakan insanların kendi alanlarında yazmasında fayda vardır. Dine ve dini değerlere en büyük zararı da bunlar veriyorlar. Ama farkında değiller. Kazara bu tiplere işin doğrusunu söylemeye kalksan seni sapık, bilmem ne düşmanı ya da din dışına çıkmış, müsteşriklerin yolunda giden bir kişi olarak lanse eder.

 

İnsan din, tıp, mühendislik vb her alanla ilgili az veya çok bilgisi olabilir. Ama kimse bir din bilgininden daha bilgin, bir doktordan daha doktor, bir mühendisten daha mühendis kesilmemeli. Alanı dışında ne kadar bilgili olursa olsun yazıp çizerken haddini, yerini ve sınırını bilmeli. Bu konuda Shakespeare ile ilgili anlatılan bir anekdotu bu tiplere sıkça hatırlatmakta fayda var: “Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için Shakespeare'e gönderir. Ünlü yazarın cevabı: “Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın...” olur.

 

Yanlış anlaşılmasın, kimse alanı dışında konuşmasın, yazıp çizmesin, başka konularda görüş, tasvip ve tenkitlerini dile getirmesin demiyorum. Elbette alanı dışında yazılıp çizilenlerle ilgili görüş bildirecek, yazılıp çizilenlere eleştirilerini dile getirecek. Ama tüm bunları yaparken kendi alanını bir tarafa bırakmadan yapacak. Hele dini alanla ilgili yazarken yalan-yanlış ve uydurma hadisleri emellerine alet etmemeli. Zira bu, peygambere yapılan en büyük kötülüktür.

 

Sahi çok mu zor bazılarının sadece şemsiye yapım ve tamir işi ile uğraşmaları? Bence günümüzde şemsiye tamir işini yapacak kişilere ne çok ihtiyacımız var…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Barbaros Ulu Arşivi
SON YAZILAR