Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Bir başka açıdan köy enstitüleri

Bir başka açıdan köy enstitüleri

Eğitim alanında kırsal kesimde yaşayan halk ile kentliler arasındaki bozuk dengeyi eşitlemek ve köy halkına pratik bilgi vermek amacıyla 1936'ta Köy Eğitmeni projesi uygulamasına başlanır. Askerliğini onbaşı veya çavuş olarak yapan gençler, Ziraat Vekâletinin desteğiyle, modern tarım tekniklerini uygulayan Mahmudiye Devlet Üretme Çiftliği'nde yetiştirilerek köylere gönderilir.

İsmail H. Tonguç yönetiminde başlanan bu proje 1937 ve 1939 da Köy Eğitmeni Yetiştirme projesi ile yaygınlaştırılır. Ancak bu kanun ile ilgili tartışmalarda, bu hareketin kentten uzak kalmış yeni bir sınıf yaratacağı iddiaları ortaya atılmış; böylece, parasız çalıştırılacak köylülerin istismar edileceği, kız-erkek bir arada eğitimin ahlak anlayışına aykırılığı ve Köy Enstitülerinin keyfi olarak geliştirilmiş bir sistem olduğu gerekçesiyle, sonuçta da yarım münevver yetişeceği tartışılmıştır. 17 Nisan 1940'ta çıkarılan Köy Enstitüleri Yasası ile köy okullarında çalışacak öğretmenleri yetiştirmek üzere Köy Enstitüleri kurulmaya başlanır. Burada öğretmen adayları hem kendi iskân, okul ve çalışma yerlerini yapmışlar; hem de gereken genel kültür ile meslekî uygulamaları yaparak ihtiyaç olan beceriyi kazanmışlardır.

1942-43 öğretim yılında, Köy Enstitülerine öğretmen, bölge okullarına yönetici, gezici başöğretmen, ilköğretim müfettişi yetiştirmek amacıyla Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde Yüksek Köy Enstitüsü açılır. İlkokulu bitiren çocuklar sınavla 5 yıllık eğitim için köy enstitülerine alınır. Eğitim zamanın yarısı kültür, dörtte biri tarım, dörtte biri de sanat yâda teknik derslere ayrılır.

Zamanla sayısı 21'i bulan Enstitülerden 1944'ten itibaren yılda ortalama 2000 öğretmen mezun olur. Köylere gönderilen öğretmenlere tarım araç ve gereçleri ile irat elde etmek üzere tarla ve hayvanlar da verilir. Öğretmenin vazifeleri 1942 de çıkan 'Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Kanunundaokul ve kurslar” ve 'köy halkını yetiştirmekle ilgili işler olarak belirlenir. Yapılmak istenen Atatürk'ün halkçılık ilkesine uygun olarak halkın eğitim seviyesini yükseltmek, böylece reformların yerleşmesi için gerekli şartlarla, halkın politik, ekonomik ve kültürel hayata faal olarak katılmasını sağlamak ve aynı zamanda kendi hakları konusunda şuurlanmaktır.

Köy Enstitüleri sisteminin eğitimimize en büyük katkısı, okula ve sınıflara giremeyen eğitimi, doğanın içine alarak olmuştur. Buralarda binlerce öğretmen adayı bunları bizzat yaşayarak öğrenmişseler de durum pek de öyle olmamıştır. Böylece 1946'da bu iş durdurulur ve sonraki yıllarda ortadan kaldırılır. Köy Enstitüleri o yıllarda Türkiye'nin diğer bazı atılımları gibi yukarıdan geldiği, tabanda itici bir gücü olmadığı için, çökmüştür. Bundan başka, kırsal kesim böyle bir kuruma yeterince cevap verememiş, proje heyecan getirememiş, böylece kendi kendisini yürüten bir sürece dönüşmemiştir.

Köy Enstitüleri halk nezdinde ve siyasette kafi destek bulmayıp açanlar tarafından kapatıldığı halde günümüzde Laik-Kemalist gruplar tarafından halen savunulur olması manidardır. Enstitülerin kuruluş amacı iyi niyetli olsa da, esas hedefin Ülkemin sosyal ve kültürel kaderine etkileyecek ideolojilere yer açması, adı Köy Enstitüsü olduğu ve ziraatı esas aldığı halde müfredatta ziraata ¼ süre verilmesi esas niyetin en olduğunu anlatmaktadır. Enstitüler, ülkenin sosyolojik ve kültürel değerlerini komünist ideoloji ile tahrip etmeye ait faaliyetleri ile bir süre sonra kendini feshedeceği gerçeğini, zamanın Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak İnönü’ye “bu komünist yuvalarını ne zaman kapatacaksın ” diye sorması sonu olmuş, bu gerçeği kuran zihniyet te kabul ederek Köy Enstitülerini kapatmıştır.

Günümüzde ziraatın geldiği nokta, Köy Enstitüleri ideolojisi değil, Anadolu köylüsünün kadim kültürü ve değerlerine bağlılığı ile çalışkanlığı sayesinde olmuştur. Eskiden de olduğu gibi günümüz solu da gerici, bir zamanlar şehre sokmadığı halen de cahil olarak aşağıladığı köylümün kendilerinden çok daha ilericidir. Yıllardır köylümü değerleriyle alaya al, komünist türküleri ve hikâyeleri ile avut, okul açma, sonra da sizin gibi olmadığı için CAHİL diyerek aşağıla.

Çürük maya bu kültüre işlemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR