Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

EDEBİYAT ORTAMI ÖYKÜ YILLIĞI

EDEBİYAT ORTAMI ÖYKÜ YILLIĞI

Konumuz Edebiyat Ortamı dergisinin Mayıs-Haziran 2020 tarihli 74. sayısında Yunus Nadir Eraslan tarafından hazırlanan ve dergiyle hediye olarak verilen öykü yıllığı. Tek bir yıllıkla öykümüzün değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin ne derece sağlıklı sonuçlar vereceği, edebiyatımızda yıllıkların önemi, yıllık hazırlama işine soyunan(lar)ın birçok eleştiriyi göğüslemek zorunda kalması… gibi şimdiye kadar çok tartışılmış ve tartışılmaya devam edecek meselelere girerek lafı uzatmayacağım. Yıllıkta neler olduğu, yıllık çerçevesinde öykücülüğümüzün hal-i pür melaline dair ne gibi çıkarımlarda bulunabileceğimiz kaygısı taşıyacağız.

423 sayfalık yıllığın 344 sayfasında 2019’da yayınlanan edebiyat dergilerinden seçilen 69 öyküye yer verilmiş. Bunları Yunus Nadi Eraslan mı seçmiş yoksa birlikte mi karar verilmiş, bilgi verilmediği için yorum yapamıyorum.

Öykü seçkisinden sonra ‘2019’da Dergilerde yayımlanan Öykülere Dair’ başlıklı bölümde edebiyat dergilerinin yayınladıkları öyküler üzerine kısa değerlendirme yazılarına yer verilmiş. Bu kısımda Konyalı akademisyen ve yazar Abdullah Harmancı ‘Varlık’, Beyhan Kanter ‘Sözcükler’, Mehmet Kahraman ‘Mahalle Mektebi’, Ali Necip Erdoğan ‘Hece Öykü’ dergilerindeki öyküleri; Yunus Nadir Eraslan ve Zeynep Sayman da diğer dergilerdeki öyküleri irdelemişler.

Yıllığın üçüncü bölümünün konusu ise 2019’da yayınlanan öykü kitapları. Bu çerçevede  Beyhan Kanter,  Cahid Efgan Akgül, Engin Elman, Yunus Nadir Eraslan yapmış 34 öykü kitabını odaklarına almışlar.  2019 yılı öykü ödülleri ile yılın öykü kitapları listelerinden sonra son olarak Edebiyat Ortamı Genel Yayın Yönetmeni Sadık Yalsızuçanlar için hazırlanmış 22 sayfalık özel bir bölüm yer alıyor yıllıkta.

69 öykü hangi dergilerden seçilmiş;  1’er öykü Notos, Varlık, Cins, Yolcu, Aşkar, Şiar dergileri ile Öykü gazetesi; 2 öykü İzdiham; 4’er öykü Kardeş Kalemler ve Karabatak; 5’er öykü Dergah, İtibar, Türk Edebiyatı, Yedi İklim, Mahalle Mektebi, Post Öykü; 6’şar öykü Muhayyel ve Hece Öykü. En çok öykü Edebiyat Ortamı dergisinden alınmış, 8 öykü. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi bu seçkideki öykülerin kim ya da kimler tarafından, hangi kıstaslara göre belirlendiği bilgisine sahip olmadığımız için hangi dergi yahut dergilerin Türk öykücülüğünün gelişimine ne derece katkı sağladığı hükmüne varamıyoruz.  

Seçilen 69 öyküden 2’si Azerbaycan, 1’er tanesi Özbek ve Uygur Türkçesi, kalan 65 öykü Türk öykücülerin metinleri. Kendi içinde bu karşılaştırmaya da bir başka yazımızda değineceğiz.

69 hikayenin çoğunda anlatıcı ‘ben’ anlatıcı da dediğimiz tekil birinci şahıs. İkinci sırada gözlemci anlatıcı tercih edilmiş. Diğer öykülere göre daha fazla çaba ve hüner gerektirdiğine inandığım ‘sen’li yani tekil 2. şahıs anlatım Ali Karaçalı’nın Hece Öykü dergisinden alınan ‘Uykusu Kaçan Adamın Gördüğüdür’ adlı öyküsünde yer alıyor, tabi seçkideki bazı öykülerde de bu anlatımın ara ara ve kısa kullanımlarının mevcut olduğunu belirtmem gerek.

Hikayelerde yer verilen karakterlerin çoğunluğu alt ya da orta kesimden, kendi halinde yaşayan insanlardan oluşuyor. Doğal olarak mekan ve çevre seçimi de bu kesimlerin yaşadığı sade, gösterişsiz yerlerden müteşekkil. Hali vakti yerinde, bir eli yağda bir eli balda, dertsiz, her istediğine kavuşan, rahat yaşayan tipler ya da okumaya yazmaya düşkün, entelektüel karakterler bulunmuyor. Meslek olarak  ön planda görünen kişiler öğretmenler arasından  seçilmiş. Seçkide öyküleri yer alan bazı öykücüleri yakından tanıdığım için şaşırmadım doğrusu. Neden diyecek olursanız, biliyorsunuz belli birkaç isim dışında sadece yazarlıktan geçimini temin etmek oldukça zor ülkemizde, düzenli gelir kazanılacak bir meslekle iştigal etmek şart.

69 öyküde mizahi unsurların hemen hemen hiç yer bulamaması bir diğer tespitim. Osman Selvi’nin ‘Arkadaş Daveti’ ile Mustafa Çiftci’nin ‘İyi Madem’ adlı öykülerinde az da olsa mizahi ögeler mevcut. Yani seçilen 69 öyküye daha çok sıkıntılı, hüzünlü haller hakim, işlerin ters gitmesi, yaşam kaygıları da eklenebilir.

Farklı teknik denemelerin olduğunu da görüyoruz bazı öykülerde; uzunlu kısalı şiir gibi cümleler kullanma, hikaye içinde hikayeye yer verme, aralarda tamamı büyük harflerden oluşan bir yazış tarzı, hikayeye dilekçe/tutanak/ev krokisi ekleme, aralarda hayvan şekilleri gibi çeşitli şekillere yer verme, yabancı dillerden kelimeler kullanma, büyük harf ya da noktalama işareti kullanmama… gibi misalleri örnek olarak verebiliriz bu duruma.

Konuya devam edeceğiz….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR